Gaznelilerde Dil ve Edebiyat | Büyük Selçuklular Döneminde Dil ve Edebiyat | Harzemşahlar Döneminde Dil ve Edebiyat

Gaznelilerde Dil ve Edebiyat

Gaznelilerde halkın çoğunluğunu başka milletler oluşturuyordu. Devletin  resmî dili Arapça, edebiyat dili de Farsça idi. Buna karşılık hükümdar ailesi ve ordu Türk olduğu için saray ve ordu dili Türkçe idi.

Gazneliler döneminde de edebi alanda önemli eserler verilmiştir. Bunların başında, İranlı ünlü şair Firdevsî tarafından yazılıp, Gazneli Mahmut’a sunulan “Şehname” gelmektedir. Firdevsî, Şehnamede İran-Turan savaşlarını anlatmıştır.

Firdevsî, İranlı olduğundan, eserinde, daha çok İranlıları övmüştür. Bu nedenle Gazneli Mahmut, Firdevsi’ye, Şehname için vâadettiği parayı aynen vermemiş, şairi gücendirmiştir. Fırdevsî de bunun sonucunda, Gazneli Mahmut hakkında bir hicviye yazmıştır.

Gazneli Mahmut’a sunulan bir diğer eser de dönemin ünlü bilginlerinden biri olan tarihçi Ütbi’nin yazdığı Tarih-i Yemin” adlı eserdir. Sistani, Menuceri, Şeyh Nizami Gazneliler dönemi edebiyatçılarındandır.

Gaznelilerde Dil ve Edebiyat Büyük Selçuklular Döneminde Dil ve Edebiyat Harzemşahlar Döneminde Dil ve Edebiyat

Büyük Selçuklular Döneminde Dil ve Edebiyat

Türk İslam devletlerinde Arap ve Fars kültürlerinin etkili olmasının sebepleri özellikle Büyük Selçuklular için geçerliydi. Bu yüzden Selçuklu ülkesinde de Arapça ve Farsça etkili oldu. Arapça ilim ve din dili, Farsça da edebiyat ve devlet dili kabul edildi. Özellikle Fars edebiyatındaki gelişme hızlandı. Iran edebiyatı adeta altın devrini yaşadı.

Sultan Melikşah’dan başlayarak Selçuklu sultanları ve şehzadeleri İran kültürüyle ilgilendiler. Onların sarayları şairlerle doldu ve sultanların teşviki ile Farsça birçok eser meydana getirildi. Melikşah döneminde yaşayan Ömer Hayyam, rubai tarzında şiirler yazdı. Ünlü kasideci Enverî, büyük şairlerden Feridüddin Attar da Selçuklu döneminde yaşadı. Türk şairi Genceli Nizamî Hüsrevü Şirin ve Yusuf ve Zeliha gibi zarif aşk hikâyelerini Farsça yazdı. Bu yüzden onun eserleri de Iran edebiyatına maledildi.

Bu dönemde Selçuklu veziri Nizamülmülk,“Siyasetname”(veya Siyeru’l-mülûk) adlı bir eser yazmıştır. Nizamülmülk Siyasetnâme’de, devlet yönetimi hakkında devrin sultanına yalnız nasihat vermekle kalmamıştır. Olayları nakletmiş, Selçuklu Devleti’nin işleyişini ve aksayan taraflarını belirtmiştir. Alınması gereken tedbirler ve yapılması gereken düzenlemeler hakkında da bilgiler vermiştir.

Selçuklular döneminde Türk diliyle söylenmiş bazı rubailer ve Türkçe-Farsça manzumeler de vardı. Bunlar da bize, bu dönemde klâsik bir Türk şiiri olduğunu ve Türkçenin bu yollarla denendiğini göstermektedir. Özellikle Hoca Ahmet Yesevî’nin hikmetleri halk arasında çok tutulmuş ve tasavvuf akımı Türkler arasında yayılmıştır. Yine Selçuklu döneminde Türk halkı her türlü yabancı tesirlere karış İslami bir halk edebiyatı meydana getirmeye çalışmıştır. Türkçeyi aydınlarına kabul ettirmeye çalışırken en azından dilini unutturmamak yolunda önemli bir vazife görmüştür. Daha öncede belirtildiği gibi Selçuklu medreselerinden yetişen kişilerle ilmi ve edebi Türkçenin temeli atılmıştır.

Harzemşahlar Döneminde Dil ve Edebiyat

Harzemşahlar döneminde bozkırlardan gelen yeni göçebe Türkmenlerle Harzem ve Horasan topraklarındaki Türk unsur kuvvetlenmiştir. Hükümdar ailesi ile Türk boyları arasında evlilikler de yapılmıştır. Bunun sonucu olarak sosyal hayatta Türk geleneklerinin bir kısmı daha canlandırılmıştır. Dolayısıyla Türk dili ve edebiyatının Selçuklular döneminde başlayan gelişmesi, bu dönemde de devam etmiştir.

Orduda, sarayda ve halk arasında Türkçe kullanılmıştır. Ancak diğer Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi Harzemşahlar Devleti’nde de resmî dil Farsça, ilim dili de Arapça kabul edilmiştir.

Ahmet Yesevi ile başlayan tasavvuf cereyanı Harezm topraklarında gelişmiş, pek çok sofi yetişmiştir. Moğol istilâsı sırasında şehit düşen Kübreviyye tarikatının kurucusu Necmeddin Kübrâ da bunlardan birisidir. Yine Ahmet Yesevî’nin halifelerinin, özellikle de Hakim Süleyman Ata’nın Türk boylarının İslamlaşmasında önemli tesirleri olmuştur. Ona maledilen başlıca eserler; Bakırgan Kitabı, Âhir Zaman Kitabı ve Meryem Ana Kitabı gibi eserlerdir. Hakîm Süleyman Ata’nın şiirleri de Ahmet Yesevî’nin hikmetleri gibidir. Bunlarla birlikte Yesevî’nin Türkçe hikmetleri, halkın dinî zevklerini okşamış ve samimi, bir karşılık bulmuştur.

Harzemşahlar döneminde hükümdarlar adına sözlüklerin yazılması, Türk dilinin kazandığı önemi göstermesi bakımından önemlidir. Bu sözlüklerden biri de Celâleddin Harzemşah adına Muhammed bin Kays tarafından yazılmıştır. Tıbyanu Lügati’t Türk Ala lisâni’l Kanglı adlı bu eser, Türkçe-Farsça sözlüktür. Bugün elde bulunmayan eserlerin varlığı XIV. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Türk İslam Devletlerinde Dil ve Edebiyat

Karahanlılar Döneminde Dil ve Edebiyat
Divanü Lügati-t Türk
Atabetü’I Hakayık (Hakikatlerin Eşiği) ve Satuk Buğra Han Destanı
Türklerde İlk Tasavvuf Hareketleri | Hoca Ahmet Yesevî
Gaznelilerde Dil ve Edebiyat | Büyük Selçuklular Döneminde Dil ve Edebiyat | Harzemşahlar Döneminde Dil ve Edebiyat

Yorum yapın