Varlığın Oluşu | 18. Yüzyıl – 19. Yüzyıl Felsefesinin Öne Çıkan Problemleri

Hegel ‘in “Gerçek bütündür.” ve “Akılsal olan gerçek, gerçek olan akılsaldır.” yargıları; Hegel felsefesinin özeti, kapsamı ve başlangıcıdır.

Hegel, bütün varlıkların tek bir özden bir yasa dâhilinde var olduğunu söyler. O; tek bir şeyi farklı kavramlarla ifade eder; Hegel’de “Tanrı”, “geist”, “fikir”, “akıl” veya “tin” mutlak olanı temsil eden farklı kavramlardır.

Tin, ilk başta kendiyle özdeş ve kendisi için varlıktır. Tin, bu aşamada kendini tanımamaktadır. Kendini tanıyabilmesi için kendi olmayanda kendini görmelidir. Kendi olmayan karşıtıdır. Tinin karşıtı doğadır. Doğaya ve evren olmaya dönüşen tin, burada kendini yitirmiştir. Yitirileni çekip koparmak yeni bir dönüşümü gerektirir.

Amacı kendini tanımak olan tin, doğayı yeni bir dönüşüme zorlar. Tin ve doğa uzlaşır. Sentezlenen yeni durum, tin ve doğanın mükemmel uyumu olan insandır. İnsanlık tarihi, tinin kendini bulup tanımasının zeminidir.

Tinin kendini bilip tanıması, Hegel ’in varlıkların oluş ve değişimini açıkladığı bir ilkenin ve diyalektik yasanın sonucudur. Bu yasa üçlü bir oluş sürecini içerir (Şekil 4.3): tez (sav), antitez (karşı sav) ve sentez (yeni sav). Yeni sav, yeni bir diyalektik sürecin de başlangıcıdır.

Diyalektik aşamaları
Şekil 4.3: Diyalektik aşamaları

Her bir varlık, içerisinde bir şey olma potansiyeli taşır. Her varlığın olacağı şey için başkalaşması yani kendi karşıtına dönüşmesi gerekir. Sonuçta yeni bir sentezle olabileceği şeye bu diyalektik sürecin sonunda dönüşür.

Örneğin bir elma çekirdeği aynı zamanda tohumdur, bu tohumda bir ağaç ve ağaçta bir elma olma gücü vardır. Tohumdan yeniden meyvenin içinde tohum olma süreci, diyalektik bir döngüdür. Tohum, toprağa düştüğünde yeterli koşullar oluşursa filizlenir yani tohumluktan çıkar.

Tohum bedeni oluşturmaktadır ve bu beden, henüz yeni tohumları içermez. Büyüme koşulları yerindeyse yeni bir sıçramayla çiçeklenmeye, ardından meyve vermeye ve dolayısıyla yeni tohumlar oluşturmaya başlar.

“Güneşin altında yeni bir şey yok.” diyen Hegel, doğanın diyalektiğini bir döngü olarak dile getirir. Hegel felsefesinde her varlık, sav ve kavram için diyalektik geçerlidir. Ancak insanlık tarihi bu döngüselliği kırmış ve aklı sayesinde hem canlılığını hem de bilgilerini aktarabilmiştir.

Bilginin Kaynağı – Birey-Devlet İlişkisi – Ahlakın İlkesi – Varlığın Oluşu

Yorum yapın