Yararlı Cemiyetler Hangileridir?

İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7. maddesine dayanarak kendileri için tehlikeli gördükleri yerlere asker çıkarmaya başlayınca Türk halkı bu duruma büyük tepki gösterdi.

Ancak işgalci 57 devletlerin baskısı altındaki Osmanlı Hükûmetinin bu duruma sessiz kalması sonucu vatansever Türk aydınları Türk yurdunun parçalanmasını önlemek amacıyla çeşitli cemiyetler kurdular. Bunların en önemlileri şunlardır:

Şark Vilayetleri Müdafaayıhukukumilliye Cemiyeti (Doğu Anadolu Haklarını Savunma Cemiyeti)

İtilaf Devletleri, Paris Barış Konferansı sırasında Doğu Anadolu’daki Ermeniler tarafından, kendi denetimleri altında bir devlet kurulmasını kararlaştırmışlardı.

ABD ise bu bölgede ancak beş yıl sonra yapılacak halk oylamasında Ermenilerin çoğunlukta olması hâlinde bu karara katılacağını bildirmişti. Fakat Ermeni nüfusu Türk nüfusuna göre o kadar azdı ki beş yıl içinde çoğunluğu sağlamaları olanaksızdı. Bunun için Ermeniler, silahlı çeteler kurarak bölgedeki Türklere işkence ve katliam yaptılar. Türkleri göçe zorladılar.

Buna karşılık Türkler, bir yandan direnişe geçerken diğer yandan İtilaf Devletlerine karşı Ermeni propagandasını etkisiz kılmak, dünyaya bu bölgede Türklerin çoğunlukta olduğunu ve Ermeni zulmünü duyurmak için merkezi İstanbul’da olan bir cemiyet kurdular. Daha sonra Erzurum ve Elâzığ’da şubeler açan bu cemiyetin amacı, nüfusun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Doğu Anadolu’nun, Türk yurdunun bir parçası olduğunu vurgulamaktı.

Trakya – Paşaeli Müdafaayıhukuk Cemiyeti (Trakya – Paşaeli Haklarını Savunma Cemiyeti)

Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletlerinin onayıyla Yunanistan, Doğu Trakya’yı (Paşaeli) işgal etmişti. Ancak Yunanistan, bu bölgeyi kendi topraklarına katmak istiyordu.

Diğer yandan Rumlar, silahlı çeteler kurarak Türklere karşı saldırılarda bulunmakta ve onları göçe zorlamaktaydı. Bu saldırılara karşı silahlı direnişte bulunmak ve bölgenin Yunanistan’a katılmasını önlemek amacıyla Edirne’de kurulan Trakya-Paşaeli Müdafaayıhukuk Cemiyeti kısa zamanda Trakya’nın tamamında örgütlendi.

Trabzon Muhafazayıhukukumilliye Cemiyeti (Trabzon Millî Haklarını Koruma Cemiyeti)

Rumlar, Trabzon ve çevresinde bir Rum Pontus Devleti kurmak istiyorlardı. Ancak bu bölgede Türkler çoğunluktaydı. Türkleri bu bölgeden göçe zorlamak amacıyla silahlı çeteler kuran Rumlar, İtilaf Devletlerinin koruması altında Türklere karşı işkence ve katliamlar yapmaya başladılar. Bu bölgenin Rumlara verilerek Rum Pontus Devleti’nin kurulmasını önlemek ve silahlı direnişte bulunmak üzere Trabzon Muhafazayıhukukumilliye Cemiyeti kuruldu. Ayrıca bu cemiyet, Erzurum Kongresi’nin toplanmasında önemli görevler üstlendi.

Kilikyalılar Cemiyeti

Fransızlar tarafından işgal edilen Adana ve çevresinde, Fransız ordusundaki Ermeniler, Türklere karşı saldırılarda bulunmaktaydılar. Bu saldırıları önlemek amacıyla merkezi İstanbul’da bulunan bir direniş örgütü kuruldu. Bu cemiyet, kurduğu silahlı direniş birlikleri ile düşmanın taşkınlık ve saldırılarına karşı Türk halkını korumaya çalıştı.

İzmir Müdafaayıhukukuosmaniye Cemiyeti (İzmir Osmanlı Haklarını Savunma Derneği)

İtilaf Devletleri, Paris Barış Konferansı’nda İzmir ve çevresini Yunanlılara vermeyi kararlaştırmışlardı. İzmir’in Yunanlılar tarafından isgal edileceğinin duyulması üzerine İzmir Müdafaayıhukukuosmaniye Cemiyeti, İzmir ve Egeli yurtseverler tarafından kurulmuştu. Bu cemiyet, İzmir ve Ege Bölgesi’nin Türklere ait olduğunu dünyaya kanıtlamayı ve işgale karşı silahlı direnişte bulunmayı amaçlıyordu.

Millî Kongre Cemiyeti

İstanbul’da kurulan Millî Kongre Cemiyetinin amacı, Türkler aleyhine basın ve yayın yoluyla yapılan olumsuz propagandaları engellemekti.

Bu cemiyetlerin dışında, birçok yerel direniş örgütü kurularak yerel savunma çalışmalarında bulunulmuştu. Ancak yurdumuzun kurtulması için yurt çapında bir direnişin başlatılması gerekiyordu. Bu başkaldırıyı başlatacak ve bu direnişin ulusal bir karakter kazanmasını sağlayacak olan Mustafa Kemal Paşa idi.

Mustafa Kemal’in millî cemiyetlerle ilgili düşüncelerini okuyalım.

“Varlığı konusunda ciddi bir endişeye düşmüş olan millet doğrudan doğruya, bizzat müdahale ederek kuvvetini ve idari tutumunu göstermek gereğini duydu. Bunun sonucu olarak memleketin her tarafında millî cemiyetler kurulmaya başlandı. Bu cemiyetler her türlü siyasal amaçtan tamamen uzaktır ve varlıklarını sadece memleket bütünlüğünü, millet ve devletin diğer haklarını koruma amacına borçludur. Bunların hepsi aynı etkiler ve sebepler altında faaliyet göstermektediler.” (www.atam.gov.tr)

Yorum yapın