Varlığı İdea Olarak Kabul Edenler

Platon (MÖ 427-342): Görünüş ve gerçeklik arasındaki farkı idealar kuramıyla anlatır. Kuramında ideaları hakiki / gerçek varlık olarak kabul eder.

Duyularla algılanan görünüşleri ise değişmeyen ideaların / asılların gölgeleri olarak görür. Bu kalem, şu silgi gibi algıladığımız her şey idealar dünyasındaki asıllarından / idelerden pay aldığı ölçüde varlığa kavuşur. Ancak bu varlık kategorisi gölgeler metaforuyla anlatılan oluş ve bozuluşun olduğu aldatıcı bir evrendir.

Hood (Hud) Dağıʼnın, Trillium (Trilyum) Gölüʼndeki yansıması

Yalnızca düşünceyle / akılla kavranabilen artma ve eksilmenin olmadığı kendisiyle hep aynı kalan şey olan idealar evreni ise iyi ideasından pay alır. İdealar arasında oluşan bu pay alma fenomenler dünyasındaki nesneler / şeyler için de geçerlidir. Fakat onların değişen ve yok olan nesneler oluşu özelliklerini etkilemez, onlar sonunda yok olurlar.

Aristoteles (MÖ 384 – 322): Aristoteles de varlığı idea olarak kabul eden filozoflar arasında yer alır. Ancak o hocası Platonʼun ideler için söylediği, onların nesnelerin dışında ve kendi âlemlerinde (idealar dünyası) oldukları fikrini reddeder. Aristotelesʼe göre ideler duyularımızla algıladığımız nesnelerin, varlıkların içindedir.

Aristoteles “salt madde” ile “salt form” arası hareketliliği “madde-form nazariyesi” ile anlatır. Ona göre madde ve formdan oluşan varlıklar gerçek varlıklardır. Formu varlığın oluşma sebebi, maddeyi ise formun kendisinde gerçekleştiği varlık olarak görür.

Aristoteles bunu heykel örneği ile açıklar. Aristotelesʼe göre heykelin yapılabilmesi için şu dört sebep gerekir:

  1. Heykelin yapıldığı madde için (Bu tahta, tunç, mermer olabilir.) “maddi sebep”
  2. Heykeltıraşın zihnindeki heykel örneği için (form, biçim) “formel sebep”
  3. Heykeltıraşın kullandığı aletler ve bizzat kendisi için “hareket ettirici sebep”
  4. Heykeltıraşın heykeli yapma amacı için de “amaca yönelik sebep”.

Farabi (870 – 950): Farabi, varlığın aşikâr olduğunu, zihinde anlamının bulunduğunu düşünür. Varlığı, idea olarak kabul eder ve varlığı iki şekilde sınıflandırır: Birincisi, var olmadığı düşünülemeyecek olan varlık yani “vâcibʼü-l vücud”, ikincisi ise var olmak için başka varlığa bağımlı olan “mümkünʼü-l vücud” tur. İkinci varlık var ya da yok olabilir özelliğe sahiptir. Birinci varlık (zorunlu varlık) her şeyin kendinden “sudur ettiği (meydana geldiği, olduğu)” varlıktır. Varlığı zorunlu olan Tanrı, var olmak için hiçbir şeye ihtiyaç duymaz ancak mümkünʼü-l vücud yani Tanrı dışındaki varlıklar var olmak için ona ihtiyaç duyarlar. Tanrı, yaratıcı varlık olarak mükemmeldir, birdir, mutlak olandır. Farabiʼye göre evrendeki ve içindeki tüm varlıklar Tanrıʼdan sudur edip varlığa gelirler. Sonra yine ona rücu ederler (aslına dönerler).

Bu görüşleriyle Farabi, bilgi de olduğu gibi varlık konusunda da Aristoteles geleneğine bağlı bir İslam filozofu olarak bilinir.

Hegel (1770-1831): Hegelʼe göre asıl varlık olan geist (mutlak akıl, mutlak ruh, tin) oluş hâlindedir. Doğa, toplum ve tarih onun tarafından diyalektik oluş sürecinde meydana getirilir. Hegelʼe göre önce kendi kendinde bulunan yalnızca “geist” vardır (tez aşaması). Ancak o kendini açar ve doğada dışa vurur (antitez aşaması). Bu aşamada geist doğada gerçeklik kazanmış fakat kendine yabancılaşmış, özgürlüğünü kaybetmiştir. Üçüncü aşamada ise geist öncelikle insanda ve onu takip eden süreçte aile, toplum ve devlette benliğini bulur, özgürleşir (sentez aşaması). Artık geist, kültür dünyasında kendini ortaya koymuş ve diyalektik olarak gelişimini tamamlamıştır. Bu son aşamada geist, mutlak ruh olarak kendisini din, sanat ve felsefede gerçekleştirir.

Varlığı idea olarak kabul eden Hegel, gerçek olanın ide olduğunu, her şeyin kendi gerçekliğini ondan aldığını ifade eder. İde, mutlak ve evrensel olan gerçekliktir. Oʼnun taşıdığı zıtlıkların çatışmasıyla diyalektik süreçte (tez – antitez – sentez) varlık oluşa gelir.

Hegelʼde Diyalektik Oluş Süreci.

Varlığın Niteliğiyle İlgili Görüşler

Varlığı Oluş Olarak Kabul Edenler

Varlığı İdea Olarak Kabul Edenler

Varlığı Madde Olarak Kabul Edenler

Varlığı Hem Ruh Hem Madde Olarak Kabul Edenler

Varlığı Fenomen Olarak Kabul Edenler

Yorum yapın