Türkiye’nin Milletler Cemiyetine Üye Olması

Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda ABD Başkanı Wilson’un ilkeleri doğrultusunda kuruldu.

Cemiyetin temel ilkeleri şunlardır:

  • Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra devletler arasında çıkan sorunları çözmek
  • Dünya barışını sağlamak
  • Dünya devletleri arasında siyasal, sosyal ve kültürel ilişkileri geliştirmek

Milletler Cemiyeti kurulduğu ilk yıllarda İngiltere’nin denetiminde idi. Bu nedenle Türkiye bu cemiyete ilk zamanlarda güven duymuyordu. Türkiye, Milletler Cemiyetine üye olmak için bir çaba göstermemişti.

Cemiyetin, Musul konusundaki yanlı tutumu da bu konuda çok etkili olmuştu. Türkiye, Lozan Barış Görüşmeleri’nde çözüme kavuşturulamayan konuları barışçı yollarla çözmek istiyordu.

Türkiye’nin barışa katkıları Milletler Cemiyetinin de dikkatini çekmişti. 1930 yılından sonra dünyada milletlerarası iş birliğinin önemi daha çok arttı.

Dışişleri Bakanımız Tevfik Rüştü Aras’ın başkanlık ettiği Milletler Cemiyeti yoplantısı (1925)

Şartların değişmesiyle birlikte Atatürk, “ancak davet edildiği takdirde” ülkemizin Milletler Cemiyetine katılabileceğini açıkladı. Bunun üzerine Milletler Cemiyeti, Türkiye’nin cemiyete üye olması için çağrıda bulundu. Milletler Cemiyetine üye olmak için başvuran Türkiye, 18 Temmuz 1932 tarihinde İspanya’nın önerisi ve Yunanistan’ın da desteği ile Milletler Cemiyetine üyelik hakkını elde etti.

Türkiye’nin Milletler Cemiyetine girişi, dış politikasında önemli gelişmelere sahne olmuş ve Türkiye, cemiyete girdikten iki yıl sonra konsey üyeliğine seçilmiştir.

Yorum yapın