1932-1939 Yılları Arasında Türkiye Cumhuriyeti Dış Politikası

1932 yılından itibaren dünyada güç dengeleri değişmeye başladı.

Bu dönemde Atatürk’ün uyguladığı gerçekçi ve akılcı politikalarını devam ettiren Türkiye, bu istikrarlı politikası sayesinde yeni oluşan birçok uluslararası kuruluşta etkin görevler üstlendi.

Dünyada meydana gelen olayları diplomatik yollarla çözüme kavuşturmak amacıyla kurulan Milletler Cemiyetine üye olarak sınırlarını güvence altına aldı.

Daha sonra bölgesel barışa ve dünya barışına katkıda bulunmak için Sadabat Paktı ve Balkan Antantı’nı imzalamasıyla birlikte Türkiye, doğu ve batı sınırlarını teminat altına aldı ve komşu devletlerle sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda iş birliğine gitti.

Türkiye, Misakımillî Kararları’nı gerçekleştirmek için diplomatik girişimlerini sürdürüp Montreux (Montrö) Sözleşmesi’ni imzalayarak Boğazlardaki Türk egemenliğini yeniden sağladı. Ayrıca bir Türk toprağı olan Hatay yine diplomatik görüşmeler sonucunda ana vatana bağlandı.

1929 yılında dünyayı derinden etkileyen “Ekonomik Bunalım” nedeniyle 1930 yılından sonra bu bunalımdan kurtulmak için uluslararası alanda büyük bir yardımlaşma ve iş birliği başlatıldı. Türkiye bu dönemde dünya barışına önemli katkılarda bulundu.

Bu durum Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak için yaptığı çalışmaları ve yönetim alanında başlattığı yapısal değişiklikleri kolaylaştırdı. Ayrıca Avrupalı devletlerle siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal alanda kurulan iyi ilişkiler Türkiye’nin modernleşme sürecine katkıda bulundu.

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’nin dış politikasının temelini aşağıdaki sözleriyle açıklamıştır:

“Yeni esaslar ve anlayışlar çerçevesinde bütün dünya ile en yeni ilişkileri kurmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, barış yolunda harcanmış büyük gayretlerin gelişmesini derin bir ilgi ile izlemekte ve insanlığın en büyük ideali olan barışın gerekli ve esaslı unsurlarını, iyi niyetle yapılan ve özellikle doğrulukla uygulanan karşılıklı sözleşmelere uymanın oluşturduğu görüşündedir.” (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 445.)

Atatürk, dış politika ile ilgili 1933 yılında şunları söylemiştir:

“Dış siyasetimiz, başlangıçta kendisine çizdiği hareket çizgisinden asla sapmamıştır. Dış siyasetimiz, daima milletler refahının yaratıcısı olan barış içinde, memleketin gelişmesini amaç edinmiştir. Bu gelişmeyi, tam ve kayıtsız olarak, bütün milletlere temenni ederiz.” (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 446.)

Yorum yapın