Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (İlerici Cumhuriyet Partisi) (17 Kasım 1924)

Mustafa Kemal Paşa, demokratik bir yaşam için ilk adımı attıktan sonra başka siyasal partilerin de kurulmasını desteklemiş ve önermiştir. O, bu konuda şunları söylemiştir:

“Millî egemenlik temeline dayanan ve özellikle cumhuriyet yönetimine sahip olan memleketlerde siyasal partilerin bulunması doğaldır.’’ (www.atam.gov.tr)

Cumhuriyet Halk Fırkasının dokuz maddelik çağdaşlaşma programı, Mustafa Kemal ile bazı yakın çalışma arkadaşları arasında görüş ayrılıklarına neden olmuştu. Bu farklı görüşler yeni bir siyasal oluşumu gündeme getirmişti.

Mustafa Kemal’in yanında yer alıp önemli görevler üstlenmiş bir grup asker ve sivilin bir araya gelerek kurdukları bu yeni siyasal partiye Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adı verildi (17 Kasım 1924).

Böylece Cumhuriyet Dönemi’nin ilk muhalefet partisi siyasal hayatımıza girmiş oldu. Bu partinin kurucuları arasında Atatürk’ün yakın arkadaşları Kâzım Karabekir Paşa, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Adnan Adıvar gibi önemli kişiler bulunmaktaydı.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurucularından Refet Bele

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının ana ilkeleri şunlardı:

  • Parti, liberal ekonomiden yanadır, millî iradeye saygılıdır.
  • Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır.
  • Cumhurbaşkanı olan kişinin milletvekilliği kaldırılmalıdır.
  • Parti, ülke yönetiminde merkeziyetçiliğe karşıdır.
  • Serbest ekonomi politikası izlenecektir.
  • Devlete ait çiftliklerle araziler topraksız köylülere dağıtılacaktır.
  • Parti özgürlüklerden yanadır.
  • Parti, toplumsal ve siyasal yapılanmanın zamana yayılmasına taraftardır.

Mustafa Kemal Paşa, bu yeni partinin kurulmasını memnuniyetle karşılamıştı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, programında; inkılaplar için gerekli ortamın oluşmadığını ileri sürüyor, demokrasi ve cumhuriyete bağlılığını bildiriyor, dinsel inanış ve görüşlere saygılı olduğunu belirtiyordu.

Ancak demokrasi gereği yeni bir partinin kurulmasıyla hükûmette bulunan partinin eleştirilmesi, cumhuriyete ve inkılaplara düşman olan art niyetli kimseleri harekete geçirdi. Bunlar, yeni partide toplanarak halk üzerinde yoğun bir propagandaya başladılar.

Halkı devlete, cumhuriyete ve inkılaplara karşı kışkırttılar. Samimi insanların dinî duygularını kendi siyasal çıkarları için kullanmaya başladılar. Bu propaganda, bazı yörelerde başarılı oldu ve doğu illerinde büyük bir isyan (Şeyh Sait İsyanı) çıktı.

İsyanın cumhuriyeti ve inkılapları tehdit etmesi üzerine bir dizi önlem alınarak ayaklanma bastırıldı. Bu arada Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bazı üyelerinin isyanın içinde yer alması nedeniyle bu parti kapatıldı (3 Haziran 1925). Böylece demokrasi kesintiye uğramış oldu ve bu partinin bazı üyeleri İstiklal Mahkemelerinde yargılandı.

Yapılan yargılamada Mustafa Kemal’le beraber Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştiren parti kurucularının suçsuz olduğu anlaşıldı. Ancak bu partiyi kendi amaçları için kullanan bazı gruplar cezalandırıldı. Bu deneyimin sonucunda Türkiye’de çok partili siyasal yaşama geçiş için gerekli demokratik ortamın henüz oluşmadığı anlaşıldı.

Yorum yapın