SSCB’nin Dağılması

SSCB içinde yer alan bütün ulusları kapsamayı amaçlayan “Sovyet Vatandaşlığı” projesi, kısa süre sonra Rus olmayan uluslarda Rus milliyetçiliğinin egemenlik aracı olarak algılanmaya başladı.

Gorbaçov’un politikalarıyla birlikte Baltık cumhuriyetlerinden Letonya, Estonya ve Litvanya’da bağımsızlık hareketleri hız kazandı. Gorbaçov artan bu milliyetler sorununu çözmek için “Egemen Devletler Birliği Antlaşması” projesini ortaya attı.

Bu proje ile Sovyet Cumhuriyetleri arasında daha esnek bir siyasi birlik fakat daha sıkı ekonomik ilişkiler kurulmasını hedefledi. Ancak SSCB içindeki en büyük güç olan Rusya Federasyonu lideri Boris Yeltsin, 1990’da bağımsızlığını ilan etti.

Boris Yeltsin halkı darbeye karşı çıkmaya çağırırken (1991)

İlerleyen günlerde diğer cumhuriyetler de art arda aynı yolu izlediler. On Sovyet Cumhuriyetinin onaylamayı kabul ettiği “Egemen Devletler Birliği Antlaşması”nın imzalanacağı günlerde Kızıl Ordu ve Devlet Güvenlik Komitesi SSCB Gizli Servisi (KGB) lider kadrosunun içinde bulunduğu bir darbe girişimi oldu.

Yeltsin, Rus Parlamentosu önünde tankların üzerine çıkarak darbeye karşı grev ve ayaklanma çağrısı yaptı. Başarısız darbe girişimi, SSCB’yi oluşturan cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını ilan etmelerine yol açtı. 1991’de Kremlin Sarayı’na Çarlık Rusya’nın bayrağı çekildi. Gorbaçov, Komünist Parti Başkanlığı’ndan istifa etti ve parti de faaliyetlerine son verdi.

Aynı yılın Aralık ayında da devlet başkanlığı görevinden ayrıldı. Yerine Boris Yeltsin seçildi. Böylece SSCB’yi oluşturan cumhuriyetler birer birer bağımsız olurken sosyalist yönetim de sona eriyordu.

Yorum yapın