Osmanlı Sanatı | Klasik Dönem Osmanlı Dini Mimarisi | Mimar Sinan ve Eserleri (1489-1588)

Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman Döneminde yeniçeri olarak Osmanlı ordusunda çalıştıktan sonra uzun mimarlık yaşamında altın bir çağa imza atan üstün yetenekli bir sanatçıdır.

1512’de Yavuz Sultan Selim zamanında Kayseri’nin Ağırnas Köyü’nde devşirme olarak Yeniçeri Ocağı’na alındığı bilinmektedir.

Bu dönemi dokuz yılda bitirerek 1521’de belgrad Sefer-i Hümayunu’na katılmıştır. Daha sonra sırasıyla Rodos (1522), Mohaç (1526), Almanya (1529), İki Irak (1534), Korfu ve Pulya (1537) ile Boğdan (1538) Seferlerinde bulunmuş ve bu süreçte eski yapıları görüp incelemek olanağını elde etmiştir.

Sinan’ın mimar olmayı önceden aklına koyarak kendisini bu yolda hazırladığı, katıldığı seferlerde yapı işleriyle görevlendirildiği ve 1530’lu yıllarda ilk mimari eserlerini vermeye başladığı bilinmektedir. 1538’de hassa baş mimarlığına atanmış, Hassa Mimarları Ocağı’ndaki görevini aralıksız sürdürdüğü elli yıl içinde hassa mimarlarıyla birlikte küçüklü büyüklü yüzlerce yapıya damgasını vurmuştur.

Kayıtlı toplam 478 yapıdan 337’si İstanbul ve çevresindedir. Bunların yapımlarıyla yakından ilgilendiği, zaman zaman yerinde denetlediği bilinmektedir.

Sinan’ın Mimarlık Anlayışı:

Osmanlı mimarlığında Klasik Dönemin yaratıcısı Mimar Sinan, eserlerinde güzellik ve işlevi birleştirerek mühendislik tekniğine sanatçı beğenisini de ekleyerek özgün mimari eserler yapmıştır. Sinan, plastik değerleri ön plana çıkarmış, inşa ettiği yapılarda özellikle genişlik duygusu yaratmak amacıyla kare, altıgen ve sekizgen planlar kullanmıştır.

Cami mimarisinde tek ve büyük kubbe ile ibadet mekanını örterek merkezî kubbeli yapı sorununu ustalıkla çözümlemiştir. Başta gelen eserlerinden Süleymaniye Camisi’nde ana mekanı örten merkez kubbe, Ayasofya’da olduğu gibi mihrap yönlerinden ileri yarım giriş ve kubbesiyle desteklenmiştir. Yapıdaki yükseltilmiş mekan kubbe ile yarım kubbeler daha geniş, iç açıcı bir ortam oluşturmuştur.

Mimar Sinan’ın giderek birbirine bağlanan eserlerinde alışılmışın, bilinenin tekrarı görülmez. Küçük eserlerinde denediği çözümleri olanak bulduğunda büyük boyutlu eserlerinde daha değişik kompozisyonlar içinde ve yepyeni biçimler altında gerçekleştirmiştir.

Mimar Sinan’ın Eserleri

Mimar Sinan, Türk mimarlık tarihinin yetiştirdiği en büyük isimdir.

İstanbul Şehzade Camisi (1544-1548):

Kanuni Sultan Süleyman çok sevdiği oğlu Şehzade Mehmet için Mimar Sinan’a yaptırdığı cami medrese, türbe, hamam ve kervansaraydan meydana gelen külliyenin ana yapısıdır. (Resim 02.71) Mimar Sinan’ın oldukça büyük ölçüde oluşturduğu ilk külliye olması yönünden caminin planı ayrı bir önem taşımaktadır.

Resim. 02.71: İstanbul Şehzade Camisi

Şehzade Camisi Mimar Sinan’dan sonra mimarların büyük camilerinin çıkış noktası olmuştur.

Cami zeminden kubbenin başlangıcına kadar pembe, beyaz, yeşil, kırmızı ve mor renklerden oluşan çiçek motifli çinilerle süslenmiştir.

İstanbul Süleymaniye Camisi (1550-1577):

Mimar Sinan’ın kalfalık eserim diye tanımladığı ikinci eseri Süleymaniye Camisi, bir külliyenin içindedir. Külliyede medrese, türbe, hamam, imaret, kervansaray, hastane, sebilhane yer almaktadır. (Resim 02.72)

Resim. 02.72 İstanbul Süleymaniye Camisi

Merkezî kubbe ve iki yarım kubbe orta alanın örtü sistemi olarak kullanılmıştır. (Plan 02.01) bu büyük külliye mimarisi ile Mimar Sinan’ın şehircilik alanındaki gücünü gösteren bir eserdir.

Plan 02.01 Edirne Üç Şerefeli Cami

Edirne Selimiye Camisi (1569-1574) :

Mimar Sinan’ın mekan bütünlüğü kadar dış kuruluş açısından da en başarılı yapısı Edirne Selimiye Camisi’dir. (Resim 02.73) kentin en yüksek tepesi üzerine inşa edilmiş cami; 31.30 metre çapındaki kubbesi ve ana kütlenin dört köşesinde yükselen dört minaresiyle görkemli bir dış görünüşe sahiptir.

Resim. 02.73 Edirne Selimiye Camisi

Sultan II. Selim içi gerçekleştirdiği cami için ustalığımın eseri diyen Mimar Sinan büyük ölçekli bir tek kubbeyle örtmeyi başarmıştır. Külliyede cami, medrese, türbe, kervansaray, imaret gibi yapılar bulunmaktadır.

Selimiye Camisi’nin çinin süslemeleri 16. Yüzyıl İznik çiniciliğinin teknik, kalite ve motifler, yönünden en seçkin örnekleri arasında yer almaktadır. Mihrap duvarlarındaki büyük çini panoların kompozisyonları ve renkleri etkileyicidir. Camideki özgün renkli kalem işleri dikkat çekici bir güzellik taşımaktadır.

Mimar Sinan’ın Diğer Eserleri:

İstanbulda Üsküdar İskele, Mihrimah Sultan, Rüstem Paşa, Sokullu Mehmet Paşa; Van’da Hüsrev Paşa; Manisa’da Muradiye; Sakarya’da Rüstem Paşa Külliyesi camileri Mimar Sinan’ın diğer camileri arasındadır.

Medreseler:

Fatih Sultan Mehmet Dönemine kadar inşa edilen Osmanlı medreseleri Selçukluların büyük ölçekli anıtsal yapıları yerine gündelik gereksinimleri karşılayan, yeni koşullara uygun değişik planlar görülmektedir.

İstanbul Rüstem Paşa Medresesi (1550):

Mimar Sinan’ın İstanbul Cağaloğlu’nda Sadrazam Rüstem Paşa için yaptığı mimari değeri çok yüksek medresede, sekizgen plan uygulamıştır. Sinan bu eserinde Osmanlı mimarlığında ilk kez Amasya’daki Kapı Ağası Medresesi’nde uygulanan sekizgen planlı avlu düzenini yineleyerek konuya kendi yorumuyla yaklaşmıştır. Dışarıda kare olan yapının içinde sekizgen avluyla çevrili revakların çevresine öğrenci odaları yerleştirilmiştir. (Resim 02.74)

Rüstem Paşa Medresesi’nin içini 16. yüzyıl Osmanlı çinileri süslemektedir.

Resim. 02.74 İstanbul Rüstem Paşa Medresesi

İstanbul Şehzade Mehmet Medresesi (1545-1548):

Dikdörtgen planlı medrese, klasik Osmanlı medreselerinin en çarpıcı örneklerindendir. (Plan 02.02) Külliyenin arkasına inşa edilen medrese, revaklı bir avlunun etrafını kuşatan odalardan meydana gelmiştir. Güneydeki dershane odası da büyük bir kubbeyle örtülüdür. İstanbul Süleymaniye, Mihrimah Sultan; Edirne Selimiye, Lüleburgaz Sokullu Medresesi de Mimar Sinan’ın yaptığı medreseler arasındadır.

Plan 02.02: İstanbul Şehzade Mehmet Medresesi

Türbeler:

Osmanlı Klasik Dönem türbeleri Anadolu Selçuklularının türbeleri gibi küçük boyutludurlar. Ancak Mimar Sinan’ın yaptığı türbeler çokgen, kare ya da dikdörtgen planlıdır.

Sekizgen prizma gövdeli Hüsrev Paşa Türbesi (1545) zevkli bir işçiliğin ürünü olan oyma taş bezemeleri Ayasofya Camisi haziresindeki II. Selim Türbesi (1576) kare-küp gövdesi içteki sekiz sütunu, dıştaki beden duvarına oturan çift çeperli kubbesi, İznik çinileri ve kalemkârî nakışlarıyla Mimar Sinan’ın en süslü iki yapısıdır.

İstanbul Şehzade Mehmet Türbesi (1543-1544):

Mimar Sinan’ın yaptığı mezar anıtları içinde en görkemlisi olan türbe, sekizgen planlıdır. Üzeri yivli bir kubbe ile örtülüdür. Önü revaklı, iki katlı, dörder pencereli türbenin dışta renkli taşlardan, içte eşsiz güzellikte renkli sır tekniği ile yapılmış çinilerle süslüdür.

İstanbul III. Selim Türbesi (1577):

Mimar Sinan’ın yaptığı türbe, sekizgen planlıdır. İçte sütunlara dışta duvarlara oturan çift kubbeli bir türbedir. Duvarların iç yüzleri bütünüyle sülüs bir ayet kitabe kuşağı ile çiçek  ve yapraklarla bezeli yüksek kaliteli İznik çinileriyle süslüdür. (Resim 02.75)

Resim. 02.75: İstanbul III. Selim Türbesi

İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Türbesi (1559-1566):

Mimar Sinan’ın Kanuni Sultan Süleyman için yaptığı türbe, Süleymaniye Camisi avlusundadır. Etrafı revaklarla çevrili türbe, sekizgen planlı olup kubbeyle örtülmüştür. Süslemelerinde çini yanında kalem işlerine de yer verilirken kapı kanatları abanozdan yapılmıştır.

Mimar Sinan Türbesi, Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi, Hürrem Sultan Türbesi, Yavuz Sultan Selim Türbesi Mimar Sinan’ın diğer türbeleri arasındadır.

Yorum yapın