İslam Mimarisinin Gelişimi | Emevi Sanatı | Dini Mimari ve Sivil Mimari

İslam sanatının oluşumunda en önemli olay, Emevilerin (661-750) başa geçmesidir.

Roma ve Bizans kültürlerinin egemen olduğu bu yörede Emeviler Şam’ı başkent yapmışlardır.

Emevi sanatı, özellikle mimarlık alanında gelişmiştir. İmparatorluğun çeşitli bölgelerinden çağrılan sanatçılar, Şam’da anıtsal İslam mimarlığının filizlenip gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

Emevi döneminden kalan çok sayıda mimarlık ve el sanatları örneği dönemin sanat anlayışını belirleyecek nitelik taşımaktadır.

Emevi sanatının oluşumundaki iki temek kaynak, Hıristiyan ve Sasani etkileridir. Bu dönemde Şam, Kahire ve Bağdat kentleri görkemli yapılarla donatılmıştır.

a. Dini Mimari:

Büyük kentlerde inşa edilen Emevi camilerinde transept plan uygulanmıştır. (transept: Kilisede apsise yönelik uzunlamasına mekanı dik doğrultuda kesen ve kilise planını bir haça benzer hale getiren uzunlamasına mekan).

Emeviler Dönemine ait en önemli dinî mimari örnekleri arasında Kayrevan, Seydi, Ukba Camisi, Şam Gineviye (Ümeyye) Camisi, Kubbet’üs Sahra ve Mescid-i Aksa bulunmaktadır.

Kayrevan Seydi Ukba Camisi (Tunus, 670-726): Kairouan ,Tunus,Genel özellikleriyle Afrika ve İspanya‘daki İslam mimarlığına öncülük eden Tunus’taki transept planlı cami, uzun tutulmuş eğik bir dikdörtgen mekan üzerine inşa edilmiştir. İbadet yerinde on yedi sahın vardır. Orta sahın, mihrap önündeki sahınla kesişerek “T” şeması oluşturmuştur. Orta sahını girişi üzerinde başka bir kubbe daha bulunmaktadır.

Avlusunda iki sıra revak bulunan caminin (Resim 02.02 ) Kayrevan Seydi Ukba Camisi, İç GörünüşTunus kare biçimli ve yukarıya doğru üç katlı, daralarak yükselen tek minaresi vardır.

Resim. 02.02: Kayrevan Seydi Ukba Camisi, Tunus

Kayrevan Seydi Ukba Camisi’nin dikkati çeken süslemeleri at nalı biçimindeki mihrap üzerinde görülür. Burada mermer, çini ve altın kakma bitkisel bezemelere yer verilmiştir. Oldukça sade yazı süsleri bulunan caminin kare şekilli çinileri Bağdat’tan getirilmiştir. Bitkisel motiflerin ağır bastığı caminin bezemelerinde nar, hurma dalı, kenger ve asma dalı kullanılmıştır.

Şam Emeviye (Ümeyye) Camisi (706-714): Halife I. Velid Döneminde Şam’da yaptırılan Emeviye Camisi, Emevi mimarlığının karakteristik özelliklerini taşır.

Transept planlı cami, eski bir Roma tapınağının üzerinde yükselmektedir.

Dört büyük ayağın taşıdığı dört kemere oturtulan bir kubbeyle örtülü caminin yapımında eski eserlerde kullanılan malzemelerden de yararlanılmıştır. Dikdörtgen bir avlu ve ibadet yerinden ibarettir. Üç kapıdan girilen avlunun etrafı revaklarla çevrilidir.

Merkezde yer alan şadırvanın iki tarafında Beytü’l Mal yani “Hazine Daireleri”ne yer verilmiştir.

Emeviye Camisi, günümüzde pek az örneği kalan zengin mozaik bezemeleriyle dikkati çeker.

Mozaik panolarda selvi ağaçları, yapraklar ve bereket boynuzları, zarif kıvrımlı akantus motifleri işlenmiştir. Ayrıca ilk kez bu camide yer alan manzara örneklerinde göklere yükselen ağaçlar, coşkun akan sular ve köşkler bulunmaktadır.

985 yılında Şam Emeviye Camisi’ni ziyaret eden Arap Coğrafyacı Mukaddesî, duvarları, kubbeyi süsleyen yaldızlı bir zemin üzerinde pırıldayan yeşil ve kahverengi, bir bahçe kadar göz alıcı mozaiklerden hayranlıkla söz eder. (Resim 02.03)

Resim. 02.03 Şam Emeviye Camisi’nin mozaik süslemeleri

Kubbet’üs Sahra (692): Kudüs’te kutsal olarak bilinen bir kaya üzerine Halife Abdülmelik tarafından yaptırılmıştır.

İç içe geçmiş sekizgen planlı yapı, dört ayak ve on iki sütun üzerindeki büyük kubbesiyle dikkati çekmektedir. Kubbe çapı, kubbe yüksekliğine eşit tutulmuştur.

İç ve dış bezemelerde kullanılan renkli mozaikler, bitki, geometrik motiflerle süslü olup sarı ve yeşil renklidir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan onarımda mozaikler, İznik çinileri ile değiştirilmiştir.

Mescid-i Aksa: Kudüs’te Kubbet’üs Sahra’nın karşısında Harem-i Şerif denilen alan üzerinde Halife Abdülmelik tarafından 702 yılında inşa ettirilmiştir. (Resim 02.04)

Resim. 02.04: Mescid-i Aksa, Kudüs

Mescid-i Aksa’nın yapılmasında Jüstinyen döneminden kalma bir kilisenin kimi kesimlerinden yararlanılmıştır.

Kıble duvarına dikey uzanan bir orta sahın ve yanlarda bulunan daha dar iki sahın bulunmaktadır. Sonraki dönemlerde yapılan onarımlarda on iki sahın daha eklenmiştir.

b. Sivil Mimari:

Emevi sivil mimarisini en iyi yansıtan saraylar Ürdün, Suriye ve Filistin çevresinde yaptırılmıştır. Bulundukları coğrafya nedeniyle “çöl sarayları”olarak adlandırılmışlardır.

Şam’da yerleşmiş olan halifeler, ata binme ve ava çıkma gibi etkinliklerini sürdürebilecekleri kent dışı alanlarda saraylar yaptırmışlardır. Ürdün ve Suriye’deki bu saraylar bölgenin geleneksel yapım tekniklerini ve şemalarını yansıtmaktadır.

Halifeler saraylarını yönetim merkezlerinin dışında inşa ettirmişlerdir.

Emevi sarayları plan türlerine göre dört grupta toplanır:

Hamamlı Saraylar (Kusayr Amra Sarayı/ Ürdün)

İkiz Saraylar (Kuba Kasrı/ Suriye)

Çok Üniteli Saraylar (Hirbet-el Mefcer Sarayı, Meşatta Sarayı/ Ürdün)

Tek Üniteli Saraylar ( Minya Kasrı/ İsrail)

Kusayr Amra Sarayı: Lût Gölü’nün kuzeyinde etrafı geniş surlarla çevrili bir alandaki saray, Halife Velid tarafından 8. yüzyılda Ürdün’de yaptırılmıştır.

Mezopotamya saray mimarisinin taşa geçmiş bir örneği olan sarayın dış cephesi kesme taşlarla, zemini ise mermerle kaplanmıştır.

Halifenin av ve hamam kasrı olarak yapılan Kusayr Amra Sarayı, üç tonozlu bir yapıdır. Üç sahınlı kabul salonu ve tonoz ile örtülü hamam bölümünden ibarettir.

Yapının en ilginç yönlerinden biri de salon duvarlarındaki freskolardır. Mavi, Kahverengi, yeşil ve beyaz renklerin kullanıldığı freskolarda av, banyo, günlük hayat ve halifeyi tahtında gösteren sahneler yer almaktadır.

Kasr’ül Hayr’ül Garbi:(728): Şam’dan Palmira’ya giden eski ticaret yoluyla Humus’tan Caf’a giden yolun kesiştiği kavşakta Halife Hişam tarafından yaptırılmıştır.

Saray kare planlı olup etrafı duvarlarla çevrilidir.

Sarayın çevresinde halifenin avlanması için yer altı kanallarıyla oluşturulmuş bir sistemle sulanan geniş bir bahçe düzenlenmiştir. Kimi yerde tuğla olan sur duvarı, yarım daire planlı kulelerle desteklenmiştir. Ayrıca revaklı avlu çevresinde odalar yer almaktadır.

Kasr’ül Hayr’ül Garbi Sarayı’nın duvarlarındaki freskolarda bitki, hayvan resimleri ve av sahnelerinin yanı sıra müzisyenler de işlenmiştir.

Meşetta Sarayı (743-744): Şam’ın güneyinde Halife II. Velid Döneminde yapımına başlanan Meşatta Sarayı, Emevi sarayları içinde en ünlüsüdür.

Meşatta Sarayı alanı üç bölüme ayrılmıştır. Birinci bölüm iç avlu çevresindeki odalar ve camiden oluşur. İkinci bölümden avluya geçilir. Üçüncü bölümde ise giriş üzerinde üç nişle biten bir tören salonu bulunmaktadır.

Avlu çevresinde halife ve ailesine ait dört odadan oluşan bölümler bulunmaktadır.

Meşatta Sarayı’nın içinde Helenistik ve İran etkisi taşıyan zengin bezemeler arasında kuş, aslan, grifon ve bitkisel geometrik figürler oldukça ilgi çekici bir görünüm içindedirler. Ayrıca Sasani sanatına ait üçgen ve gül motifleri kullanılmıştır.

Meşatta Sarayı’nın 19. yüzyılda ortaya çıkarılan ön cephe kabartmaları Berlin’deki Kaiser Friedrich Müzesi’ndedir.

Hırbet’ül Mefcer Sarayı (8. yüzyıl): Ürdün’deki sarayı Halife II. Velid yaptırmıştır . Hırbet’ül Mefcer Sarayı’nda insan heykellerinin yanı sıra stilize bitki motifleri ve hayvan kabartmaları bulunmuştur. (Resim 02.05)

Hırbet’ül Mefcer Sarayı (8. yüzyıl): Ürdün’deki sarayı Halife II. Velid yaptırmıştır . Hırbet’ül Mefcer Sarayı’nda insan heykellerinin yanı sıra stilize bitki motifleri ve hayvan kabartmaları bulunmuştur. (Resim 02.05)

Yorum yapın