Hat Sanatı Nedir? Türk Hat Sanatının Türleri Nelerdir? Türk Hat Sanatını Geliştirenler Kimlerdir?

Hat, güzel yazı yazma sanatıdır. Hat yazana hattat dendiği gibi, sanat yazıları için eskiden daha çok hüsn-i hat (güzel yazı) deyimi kullanılırdı.

Yazı kitaplar dışında kitabe, seramik kaplar, levhalar, madenî eşyalar ve mimari ögelerde de yer almaktadır.

Selçuklulardan başlayarak farklı türlerin ortaya çıktığı hat sanatında harflerin biçimlerine, boyutlarına, işaretlerini (hareke) ve kullanıldıkları yerlere göre yazı çeşitleri ortaya çıkmıştır.

Türk Hat Sanatı

Selçuklular kûfî adı verilen köşeli şekillerin baskın olduğu, çivi yazısına çok benzeyen yazı türünü kullanmışlardır.

Osmanlı Döneminde kûfî yazı, ağırlıklı olarak dekorasyon alanında kullanılmıştır. Kûfî yazının köşeli, örgülü ve çiçekli olmak üzere üç çeşidi bulunmaktadır.

Sülüs Yazı: Kitabe ve güzel yazılı levhalarda kullanılan yuvarlak karakterli yazı çeşididir. 16. yüzyılda“Kur’an”ların yazılmasında kullanılmıştır.

Nesih Yazı: Osmanlı Döneminde sülüs yazı ile birlikte çok kullanılan yuvarlak hatlı, daha küçük yazı türüdür.

Celî Yazı: Mimaride kullanılan, sülüs yazının iri yazılmış şeklidir.

Rik’a Yazı: Biraz ince olup mekteplerde kullanılır.

Tuğra: Padişahların imzası niteliğinde olan tuğralar da yazı sanatının gelişmesine paralel bir gelişme göstermiştir. Bunlar“tuğrakeş” denilen kişiler tarafından yazılıyordu. Resim 03.16

Resim. 03.16 Tuğra, (Kanuni Sultan Süleyman)

İstif Yazı: Bir sözcükte harflerin güzel görünmesi için, harflerin yan yana ve üst üste dizilmesiyle yazılır.

Ta’lik Yazı: İran’a ait olan bu yazı, divanlar, şiir kitapları ve edebî eserlerde kullanılmıştır.

Divanî Yazı: Osmanlı yazı türü olup ferman (Resim 03.17), berat ve sultan iradelerini yazmak için kullanılmıştır. Harfleri birbirine bağlı olduğundan ekleme yapmak ve çıkarmak söz konusu değildir.

Resim. 03.17: Ferman (II. Ahmet)

Siyakat Yazı: Osmanlı maliye kayıtlarında kullanılan, okunması ve yazılması çok zor bir devlet yazısıdır.

Türk Hat Sanatını Geliştirenler:

Amasyalı Yakut: Hat tarihinin dönüm noktalarından olan Hattat Yakut Mustasamî diye de anılmaktadır. 13. yüzyılda yaşamıştır. Yakut, düz uçla yazılan nesih ve sülüs yazıyı kalemin ucunu eğri biçimde keserek altı değişik şekilde yazmıştır. Aklam-ı sitte ya da altı kalem diye adlandırılan bu yazı; sülüs, nesih, muhakkak, reyhanî, tevki ve rika yazılarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Kendisinden önceki ve sonraki hat sanatında bir köprü işlevi gören Yakut el Mutasimî, Osmanlı Dönemi hattatlarına da ışık tutmuştur. (Resim 03.18)

Resim. 03.18 Amasyalı Yakut’un nesih hatla yazdığı Kur’an’ından bir sayfa

Ahmet Karahisarî: 16. yüzyılda eser veren Karahisarî, I. Selim ve kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamış ve Amasyalı Yakut’un üslubunu benimsemiş bir sanatçıdır. Yakut’un harflerindeki dağınıklığa düzen getirmiş ve dinamizm kazandırmıştır. Harfleri yerleştirmekte büyük ustalık göstermiştir. (Resim 03.19)

Resim. 03.19 Ahmet Karahisarî, hat örneği

Hafız Osman: Türk yazı sanatının başka bir ustası da eserleriyle pek çok hattatı etkilemiş, III. Ahmet ve II. Mustafa gibi sultanlara hocalık yapmış olan Hafız Osman’dır. 17. yüzyılda yazı sanatı Hafız Osman ile yeniden yükselme dönemini yaşamıştır. Taş basma tekniği ile çoğaltılan Kur’anları bütün İslam dünyasında tanınmaktadır. (Resim 03.20 )

Resim. 03.20: Hafız Osman, hat örneği

Mustafa Rakım Efendi: Hafız Osman’ın sülüs ve nesih yazıda gösterdiği başarıyı 18. yüzyılda Mustafa Rakım Efendi celî yazıyı damalı çizgilerle yazarak geliştirmiştir.

Yorum yapın