Geçmişten Geleceğe Felsefenin İşlevi

Felsefe denildiğinde, akla İlk Çağdan günümüze varlık, bilgi, değer vb. alanlara dair bütünlükçü bir yaklaşımla sorgulama etkinliği gelir. Bu alanlara ait sorulan sorulara verilen cevaplarla yetinilmemiştir.

Tarihsel süreçte filozoflar tarafından oluşturulan özgün fikirler, farklı perspektifler aracılığıyla ortaya konulmuştur.

İlk Çağda filozofların var olanı anlama istekleri, var olanın mahiyetini araştırma çabaları ilk madde (arkhe) sorunuyla karşılaşmalarına ve bu sorunu çözme yolunda adım atmalarına neden olmuştur.

Orta Çağda felsefe, Hristiyanlık dogmalarının rasyonelleştirilmesinde araç işlevi görmüştür. Yeni Çağla beraber felsefe, yeni fikir akımları ve yaklaşımlarının zihinsel alt yapısının oluşturulmasında ve temellendirilmesinde işlevselliğini sürdürmüştür. Bu süreç içerisinde felsefenin tüm disiplinlerinde (etik, estetik, ontoloji, bilgi, bilim, din, siyaset vb.) hareket ettirici etken, merak itkisi ile oluşan bilme isteğidir.

İnsanlığın uzun öyküsünde felsefeyi işlevsel kılan, yoğun düşünsel bir çabanın sonucunda oluşmuş hemen hemen her alana ait devasa bilgi yığınları ve insanlığın yararıdır.

Yorum yapın