Cumhuriyetin İlk Yıllarında Sağlık Alanında Gelişmeler

Cumhuriyetin İlk Yıllarında Sağlık Alanında Gelişmeler: Uzun süren savaşlar nedeniyle ülkemizde sağlık hizmetleri ihmal edilmişti. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında hastalıklar; sağlıksız ortam, yoksulluk, göç, savaş zararları yüzünden ülkenin her tarafına yayılmıştı.

Hastalıkların ciddi boyutlara ulaşmasını önlemek için Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan bir yasa ile “Sağlık Bakanlığı” kuruldu. Cumhuriyetin ilanından sonra bir sağlık politikası oluşturuldu.

Sağlık kuruluşları yaygınlaştırıldı. Sağlık personelinin sayısı artırıldı. Zorunlu görev uygulaması ile ülkenin dört bir yanına doktor gönderildi. Salgın hastalıklara karşı savaş başlatıldı. Böylece sıtma, trahom, frengi, tifo, veba, kızamık, kolera, çiçek ve verem gibi hastalıkların önüne geçildi.

Ayrıca bu hastalıkların devletin ilgili kuruluşlarına bildirilmesi mecburiyeti getirildi. Ülke genelinde aşı kampanyaları düzenlendi. Hastalıkları erken teşhis ve tedavi etmek için önleyici hekimlik uygulaması yaygınlaştırıldı.

1930 yılında TBMM tarafından “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” çıkarıldı. Salgın hastalıklarla mücadele etmek ve bilimsel çalışmalar yapmak için Ankara’da Hıfzıssıhha Enstitüsü kuruldu. Bu kurumun yaptığı çalışmalar sonucunda serum üretimine geçilerek ülkenin bütün serum gereksinimi karşılandı.

Salgın hastalıkların teşhis ve tedavisinin devlet tarafından gerçekleştirilmesi benimsendi. Ayrıca veremin tedavisi için sanatoryum hastaneleri kuruldu ve veremle savaş dernekleri oluşturularak halkın hizmetine sunuldu. Diğer yandan sağlıklı yaşam için spor özellikle gençler ve halk arasında özendirildi.

1921 yılında hizmete açılan Çocuk Esirgeme Kurumunun şube sayısı artırıldı. Sağlık Bakanlığı tarafından bir yandan bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilirken diğer yandan da hastane ve yatak sayısı artırıldı. Yeni Türk Devleti, Atatürk’ün “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” sözünü rehber edinerek Türk milletinin sağlığını tehdit eden hastalıklara karşı geniş çaplı bir savaş başlattı.

Numune Devlet Hastanesinden bir görünüm (Ankara)

Devlet, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarından itibaren bütün sektörlerde olduğu gibi sağlık alanındaki çalışmalara öncülük etti. Bu amaçla ihtiyaç duyduğu sayıda personeli yetiştirip çeşitli illerde örnek hastaneler açarak milletin hizmetine sundu.

Bu hastaneler bulundukları illerin adlarıyla birlikte numune hastaneleri olarak adlandırıldı (Erzurum, Ankara, Kayseri Numune Hastaneleri gibi). Özel sektörün ekonomik alanda gelişmesiyle birlikte özel hastaneler de açılarak halkımıza devlet denetiminde hizmet etmeye başladı.

1923 yılından itibaren sağlık hizmetleri Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. Faaliyete geçen hastanelerde 1938 yılında yatak sayısı 9000’e, doktor sayısı 1397’ye ulaştı. Dispanserler ve halk sağlık merkezleri yurdun en ücra köşelerine sağlık hizmetleri götürdü.

1923 yılında “Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti”ne Atatürk tarafından “Türkiye Kızılay Cemiyeti” adı verildi. Doğal afetler, sağlık, giyim, yerleştirme gibi sosyal ve ekonomik alanlarda bu kuruluşun etkinliği artırıldı. 5 Mart 1920 tarihinde ise halkın zararlı maddelerden uzak tutulması için Yeşilay Cemiyetinin çalışma alanları genişletildi.

Halkın sağlık konusunda eğitilmesi için okullara sağlıkla ilgili dersler konuldu. İşçilerin çalışma yerlerinde sağlık şartlarının düzenlenmesi yönünde hem hukuk hem de yönetim alanında önlemler alındı ve uygulandı.

Sağlık hizmetlerini üstlenen devlet, cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan itibaren sağlık alanında büyük hizmetler gerçekleştirdi. Sağlık hizmetlerinin devletin temel görevlerinden biri olduğu aşağıdaki Anayasa maddesinde şöyle vurgulanmıştır:

MADDE 56 – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir. (www.tbmm.gov.tr)

Sağlık alanında gerçekleştirilen yatırımlar sonucunda ölüm oranlarında azalmalar oldu. Böylece artan nüfusa göre yeni sosyal ve ekonomik politikalar geliştirildi. Bu politikaların amaçları; savaşlardan dolayı azalan nüfusu, genç insan sayısını ve üretimi artırmak; ayrıca ülke kalkınmasında gereksinim duyulan teknik eleman açığını kapatmaktı.

Sağlık Hizmetlerine Ayrılan Payın Gelişimi

Yorum yapın