Cumhuriyetçilik Nedir?

Bugün Türkçede kullanılan “cumhuriyet” kelimesi Arapçadan dilimize geçmiştir.

Arapçada cumhur kelimesi; ahali, halk veya büyük bir kalabalık anlamına gelmektedir. Bu kelime eski Yunancada, Latincede, Arapçada halk hizmetlerinin görüldüğü bir devlet yönetimini ifade etmek için kullanılmıştır.

Atatürk’ün cumhuriyet yönetimi ile ilgili aşağıdaki sözlerini okuyalım.

“Cumhuriyet, imkân demektir. Cumhuriyet yalnızca adıyla bile birey özgürlüğünü aşılayan sihirli bir aşıdır. Görülecektir ki cumhuriyet imkânları olan her memleket, özgürlük davasında er geç başarılı olacaktır. Cumhuriyet, kendisine bağlı olanları en ileri aşamalara götüren imkânları verir. Bağımsızlık ve hürriyetine sahip olan milletler, ilerleme yolunda imkânlara sahip demektirler. O hâlde cumhuriyet, her alanda ilerlemenin de en belirgin teminatıdır. Cumhuriyeti bu anlamıyla ve bu kapsamıyla anlamak gerekir.” (Zübeyde Yalın Öktem, Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi, s. 217.)

Cumhuriyetçilik, devletin yönetim şekli olarak cumhuriyeti kabul etmek, bu yönetimi benimsemek, onu korumak ve yaşatmak demektir. Cumhuriyet rejiminin en önemli özelliği, egemenliğin bir kişi veya bir sınıfa değil, bütünü ile millete ait olmasıdır.

Cumhuriyet, devlet yönetiminde millî egemenliğe dayanan, özgür ve serbest seçimi temel alan bir yönetim biçimidir. Bu alanda cumhuriyeti diğer yönetimlerden ayıran farklılıklar vardır.

Atatürk, cumhuriyet yönetimi ile ilgili şunları söylemiştir:

“Türk milletinin yaradılış ve anlayışına en uygun olan yönetim cumhuriyet yönetimidir.’’ (Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihimiz, s. 56.)

Atatürk,

“Egemenlik mutlaka milletin elinde olmalıdır!.. Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler, kendi kader ve yazgısını birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır.” (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 146.)

derken dışarıdan gelecek tehlikelere karşı tam bağımsızlığı savunuyordu.

Cumhuriyet, yurttaşın devlete, devletin yurttaşa karşı hak ve ödevlerini en iyi şekilde düzenleyen bir yönetimdir. Cumhuriyet yönetimi, “halkın kendi kendini yönetmesi” gerçeği üzerine kurulmuştur. Toplumu oluşturan bireyler serbest ve özgür bir ortamda kendi yöneticilerini seçme hakkına sahiptir. Cumhuriyet, bu bakımdan bir kişi veya sınıfın egemenliğine dayanan yönetimlerden farklıdır. Cumhuriyet yönetiminin temel çıkış noktası, milletin kendi kendini yönetmesi anlayışıdır. Bunun sonucu olarak da cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve yerel yöneticiler, seçimle belirli bir süre için göreve getirilir. Egemenliğin millete ait olması Anayasa’mızda aşağıdaki madde ile teminat altına alınmıştır:

MADDE 6 – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz. (www.tbmm.gov.tr)

Atatürk’ün cumhuriyetçilik anlayışı, demokrasiyi temel alan bir anlayışa sahiptir. Meclis, iktidar ve muhalefetin varlığı; demokrasinin ve cumhuriyet yönetiminin tam manasıyla uygulandığının bir göstergesidir.

Atatürk, demokrasi ve cumhuriyet arasındaki bağlantıyı şu sözleri ile kurmuştur:

“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.” (Atatürkçülük 3, s. 26.)

“Demokrasi prensibinin, en modern ve mantıki uygulamasını sağlayan hükûmet şekli cumhuriyettir.” (Atatürkçülük 3, s. 26.)

Yorum yapın