Bilişsel ve Ahlaki Gelişimin Kuramları – Piaget ve Kohlberg

Bilişsel ve ahlaki gelişimle ilgili kuramların başında Jean Piaget (Jan Piyaje, 1896-1980) ve onu izleyen Lawrens Kohlberg (Lavrıns Kohlberg, 1927-1987)’in kuramları gelir.

Çocuklar üzerinde araştırmalar yapan Jean Piaget, zekâ gelişiminin yaşa bağlı olduğunu savunmuştur. Jean Piaget’ye göre zihinsel gelişim evreleri şöyle sıralanır:

İlk dönem duyu-hareket dönemidir. İki yaşına kadar olan bu dönemde çocuk, düşünme ve anlama gibi zihinsel faaliyetlerde bulunmaz. Daha çok duyu-hareket eylemleriyle ilgisini çeken şeylerin yanına gider ve dokunur. Her şeyi tehlikesiz sayar.

İkinci dönem, işlem öncesi dönemdir ve iki-altı yaş arasıdır. Bu dönemde düşünme, sadece görünen koşulları değerlendirme biçimindedir. Bilgi, sistemli biçimde işlenmez. Bir durumun sadece bir yönü ele alınır.

Üçüncü dönem, somut işlemler dönemidir ve yedi- on iki yaş arasıdır. Bu dönemde bilgi, sistemli ve mantıklı bir biçimde işlenebilir ama somut biçimde verilmesi şarttır. Soyut bilgiler verildiğinde bu dönem çocukları yetersiz kalırlar. Belirli bir zamanda bir durumun birçok yönünü ele alabilir ve somut bir dönüşümü zihinsel olarak tersine çevirebilirler.

Dördüncü dönem soyut işlemler dönemidir ve on iki yaşla üzerini kapsar. Bu dönemde varsayımlar kurulabilir, mantıksal sonuçlar çıkarılabilir ve ister somut ister soyut biçimde sorulsun karmaşık sorunlar sistemli biçimde çözülebilir.

Bilişsel gelişimle ahlaki gelişim arasında paralellik kuran Jean Piaget, soyut işlemler dönemine doğru ilerledikçe çocukların özerkleştiğini söyler. Ona göre zihinsel açıdan gelişimi geri olan bireylerin ahlaki gelişimleri de geri kalacaktır. Ancak bu sonuç pek de doğru sayılamaz. Çünkü ahlaki gelişimi etkileyen tek faktör zihinsel gelişim değildir. Bu gelişimde içinde bulunulan koşullar, deneyim, öğrenme yaşantıları da rol oynamaktadır.

Lawrens Kohlberg, Piaget’nin bulgularını genişletmiştir. Onda da ahlaki gelişim sürecinin değişmezliği ve evrenselliği esastır. Ahlaki gelişimde de gelişme ileriye dönüktür ve evreler sırasıyla izlenir. Lawrens Kohlberg, çocuğa ahlaki ikilemler içeren öyküler anlatarak onun tepkisini değerlendirir. Bu değerlendirmeler sonucunda üç düzey ve altı ahlak gelişim evresi saptar. Bu evreler; gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası evrelerdir.

Gelenek öncesi düzey: Birinci evresi, ceza ve itaat evresidir. Bu dönemde davranışın sonucunun doğruluk ve yanlışlığına bakılır. İlkel özellikler taşıyan bu dönemde çocuk, tüm sorunlara fiziksel cezalarla çözüm arar. Doğru davranışın da ödül getireceği kanısındadır. İkinci evrede göze göz, dişe diş anlayışı egemendir. Kurallara gereksinim duyulduğu sürece uyulur. Birey için her şey karşılıklıdır.

Geleneksel düzey: Ailenin ya da grubun beklediği davranışların kişinin kendi inançları kadar değerli olduğu bir dönemdir. Bu düzeyde yer alan üçüncü evrede kişiler arası uyum iyi davranışla sağlanır. İyi davranış ise başkalarının hoşuna giden, beğenilen ve insanlara yardım etmeyi amaçlayan davranıştır. Dördüncü evrede yasa ve kurallara yönelme, otoriteye uyma ve toplumun isteklerini yerine getirme başlar.

Gelenek sonrası düzey: Evrensel geçerliliği olan ahlak kurallarını, değerleri ve hukuksal anlaşmaları koruma düzeyidir. Bu aşamada gerçekleşen beşinci evrede iyi eylem, toplum tarafından kabul edilmiş normlara göre tanımlanır. Bu evredeki anlayışa göre hiçbir yasa bir insanın ölümüne neden olabilecek uygulamayı meşru gösteremez. Ancak aynı zamanda kimse de çalma hakkına sahip değildir. Altıncı evrede kişisel ahlaki değerler soyut özelliklere dayanır. Yaşamın değeri, her türlü kişiler arası ilişkiden öte bir zorunluluk olarak kabul edilir. Lawrens Kohlberg, denekleri arasında filozoflar dışında altıncı evre doğrultusunda yargıya rastlanmadığını ancak beşinci evre özellikleri gösteren, yargı geliştiren deneklere bu özellikler gösterildiğinde altıncı evreyi tercih ettiklerini belirtmektedir.

Yorum yapın