Bağımsızlık tarihi: 30 Ağustos 1991 Başkenti: Bakü Resmî dili: Azeri Türkçesi Para birimi: Manat Yer altı kaynakları: Petrol, doğal gaz, demir |
Azerbaycan, Sovyet lideri Lenin’in “ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı” kapsamında 1918’de Mehmet Emin Resulzade öncülüğünde, bağımsızlığını ilan etti. Ancak 1920’de Kızıl Ordu’nun Azerbaycan’a girmesinden sonra Sovyetlere katıldı.
SSCB dağılınca Azerbaycan, diğer Sovyet Cumhuriyetlerini takip ederek 30 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan etti. Azerbaycan’ı tanıyan ilk devlet, Türkiye oldu. Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’da Eylül 1991’de yapılan ilk seçimlerde eski Komünist Partisi Sekreteri Ayaz Muttalibov devlet başkanı seçildi.
Ancak Ermenistan ile yaşanan Dağlık Karabağ sorununda devlet başkanı Muttalibov’un başarısız olması nedeniyle hükûmet düştü ve yenilenen seçimlerde başarılı olan Halk Cephesi lideri Ebulfeyz Elçibey yeni devlet başkanı oldu.
Komutanlardan birinin ayaklanma başlatması üzerine Elçibey zorunlu olarak yetkilerini Haydar Aliyev’e devretti. Ağustos 1993’teki referandum ile Elçibey’in yetkileri resmen geri alındı. Ekim ayında yapılan seçimle de Haydar Aliyev cumhurbaşkanı seçildi. Haydar Aliyev, 2003’e kadar görevde kaldı. 12 Mart 2003’te yapılan seçimde ise İlham Aliyev cumhurbaşkanı oldu.
Azerbaycan’ın sahip olduğu zengin petrol, doğal gaz ve demir yatakları, Avrupalı devletler ve ABD’nin bu ülkeye olan ilgisini arttırmaktadır. Diğer taraftan Azerbaycan’ın Hazar Havzası üzerindeki hakkı, Rusya ile de nüfuz mücadelesi vermesine yol açmaktadır.
Türkiye ile çok yakın ekonomik, siyasi ve askerî ilişkiler geliştiren Azerbaycan, İran ve Ermenistan’ın engellemelerine karşın Bakü – Tiflis – Ceyhan (BTC) Boru Hattı Projesi’ni kabul etmiş ve hayata geçirmiştir. Azerbaycan, Türkiye dışında diğer Türk Cumhuriyetlerine göre eğitim, sanat ve kültür alanlarında daha ileri seviyededir. Bahtiyar Vahapzade gibi ünlü şair ve yazarlar da yetiştiren Azerbaycan’da okuma yazma oranı %98’in üzerindedir.
Eğitime çok önem verilen Azerbaycan’dan çok sayıda Azeri öğrenci Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinde üniversite eğitimi alarak çağı yakından takip etmektedir. Sovyetler sonrası dönemde Batı ile ilişkilerini öncelikle Türkiye üzerinden geliştirmeye çalışmaktadır.
Dağlık Karabağ Sorunu
Azerbaycan toprakları içinde yer alan ve nüfusunun büyük çoğunluğu Türk olan Dağlık Karabağ bölgesine 19. yüzyıldan itibaren Rusya tarafından sistemli bir şekilde Ermeni nüfusu yerleştirilmeye başlandı.
Demografik yapısı zaman içinde değişen Dağlık Karabağ, SSCB tarafından 1923’te özerk hâle getirildi. Ermeniler çoğunluk hâle gelmeye başlayınca bölgede çatışmalar başladı. 1988’de Karabağ Parlamentosu Ermenistan’a katılma kararı alınca Azeriler bu karara karşı çıktılar. Ağustos 1989’da ise Karabağ’daki Ermeniler, kendi Ulusal Konsey’lerini seçtiler.
Dağlık Karabağ Özerk Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Cumhuriyeti’nden ayrıldığını ve Ermenistan Cumhuriyeti’yle birleştiğini açıkladılar. Sovyetler Birliği’nin bölgedeki silahları toplama uygulaması ile Azerilerin silahsızlanması, Ermenilerin daha avantajlı hâle gelmesini sağladı. Sovyetler Birliği’nin dağılması sırasında Ermenistan, Karabağ’ı işgal ederek topraklarına kattı. Bu süreçte Hocalı başta olmak üzere birçok yerde sivil halkın öldürülmesi, bu ülkeye karşı tepkileri arttırdı.
Ermenistan, çeşitli zamanlarda devlet görevlilerinin açıklamalarıyla işgal hareketini gerçekleştirdiklerini kabul etmiştir. Özellikle 18 Mayıs 2001’de Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’ın işgali kabul etmesi ve bunda utanılacak bir taraf görmediğini açıklaması basında yer aldı. Günümüzde BM ve birçok uluslararası kuruluşun, Ermenistan’ın Karabağ’daki işgaline son vermelerini dile getirmelerine karşın Ermenilerin işgali sürmektedir.