Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni Emanet Ettiği Güç: Türk Gençliği

Türklerin Anadolu’yu fethetmelerinden günümüze kadar bu güzel vatan topraklarına göz dikenler hiçbir zaman azalmamış, aksine çoğalmıştır.

Yurdumuzun jeopolitik önemini çok iyi bilen Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni koruma görevini Türk gençliğine emanet etmiştir. Türk gençliği, yurdumuzu korumak ve kalkındırmak için çağdaş bilgi birikimi ile donanmalıdır.

Her gün dünyada ve Türkiye’de meydana gelen gelişmeleri yakından izlemeli, ayrıca Türkiye’ye yönelen ve yönelebilecek iç ve dış tehditlere karşı hazır olmalıdır.

Türk gençliği, Türkiye’nin bütünlüğüne, millî birlik ve beraberliğine yönelen her türlü yıkıcı ve bölücü faaliyete taviz vermeden karşı çıkmalıdır. Atatürk’ün ideali; erdemli, kültürlü, ülke sorunları ile ilgili, millî karakteri temsil eden, çalışkan ve yurtsever bir gençlik yetiştirmekti.

Atatürk’e göre Türkiye Cumhuriyeti’nin parlak geleceği ancak bu özelliklere sahip bir gençlikle gerçekleşebilirdi. Bundan dolayı Atatürk, Türk gençliğinin görev ve sorumluluklarını şu sözleriyle belirtmiştir.

“Gençler! Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve bilgelik ile insanlık seçkinliğinin, vatan sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız… Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve sürdürecek olan sizsiniz.’’ (Arı İnan, Düşünceleriyle Atatürk, s. 314.) (Düzenlenmiştir.)

Atatürk’ün Türk gençliğine güveni sonsuzdur. Bu güven duygusu onun “Bütün ümidim gençliktedir.” sözlerinde açıkça görülür. Diğer yandan cumhuriyeti, Türk gençliğine emanet etmiştir. “Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet ediyorum.’’ diyerek en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar yaşatılması için Türk gençliğini görevlendirmiştir. Atatürk, Türk gençliğine verdiği bu görevi şu tarihi sözlerle belirtmiştir: “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir…”

Atatürk, Nutuk’un sonunda okuduğu Gençliğe Hitabesi’nde; yaşananlardan daha çok yaşanabileceklerle ilgili öngörüde bulunmuştur. Bir gün cumhuriyete ve ilkelerine içeriden ve dışarıdan yapılacak saldırılarla karşılaştığında içinde bulunduğu durumu düşünmemesini ve ne olursa olsun görevini yerine getirmesini istemiştir. Ülkenin her yerinin elden çıkabileceğini, halkın yokluk içinde kalabileceğini, daha da vahim olanı ülkeyi yönetenlerin kişisel menfaatlerini ön planda tutacaklarını belirtmiştir.

Atatürk, bütün bunları ortadan kaldıracak tek güç olarak gördüğü gençliğe, başarıya ulaşması için şu öğüdü vermiştir:

“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu durum ve şartlar içinde dahi, vazifen; Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” (Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihimiz, s. 110.)

Türk milletinin karakterine en uygun yönetim biçimi olan cumhuriyeti içtenlikle benimsememiz gerekir. Çünkü çağdaşlaşmanın, yükselmenin ve ileri gitmenin temel şartı, cumhuriyeti korumak, yaşatmak ve yüceltmektir. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelebilecek iç ve dış tehlikelere karşı her zaman uyanık olmalıyız. Geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de cumhuriyet yönetimi çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kalabilir. Atatürk bu durumu Gençliğe Hitabesi’nde şu sözleri ile dile getirmiştir:

“İstikbalde dahi, seni bu hazineden (Türkiye Cumhuriyeti’nden) mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!..” (Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihimiz, s. 110.)

Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik tehlikeler nereden gelirse gelsin, Türk gençliğinin birinci görevi; bu tehlikeler karşısında duyarlı olmak, Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup kollamak, bunu millî bir görev olarak kabul etmektir. Çünkü Atatürk’ün önderliğinde büyük Türk milletinin gücü ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sonsuza kadar yaşaması buna bağlıdır.

Atatürk, cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmesiyle ilgili şu sözleri söylemiştir:

“Cumhuriyeti, cumhuriyetin geleceğini Türk gençliğine emanet ettiğimi biliyorsunuz. Ancak iş, yalnız bunu yapmakla bitmiyor. Cumhuriyeti, ülkenin geleceğini onlara emanet etmekle, yalnız onların damarlarında dolaşan asil kanda bulunan güce güvenmekle görevimizi tamamlamış olamayız. Aynı zamanda bu Türk gençliğini de bilgili, inanç sahibi olarak yetiştirmek mecburiyetindeyiz. İnanç sahibi derken, memleketin en çok yararına olacak prensiplere sahip demek istedim.” (Ahmet Bekir Palazoğlu, Atatürk’ün Eğitim ile İlgili Düşünceleri, s. 21-22.)

Cumhuriyeti yükselterek sürdürmek her Türk gencinin kutsal ve millî görevidir. Bu görev, kaynağını ve ilhamını Atatürk sevgisinden alır. Bunun için Türk gençleri; gönül, inanç ve amaç birliği ile bu görevi yapmak zorundadır.

Yorum yapın