Cumhuriyetin Türk Toplumuna Sağladığı Faydalar Nelerdir?

Cumhuriyet yönetiminin Türk milletine sayısız yararları olmuştur.

Önce milleti, devlet yönetiminde söz sahibi yapmış, devlet-vatandaş ilişkisini en iyi şekilde düzenlemiştir. Vatandaşların hak ve özgürlüklerini güvence altına almış, demokrasinin gelişerek güçlenmesini sağlamıştır.

Cumhuriyet yönetiminin kurulmasıyla herkes dokunulmaz, devredilemez temel hak ve özgürlüklere kavuşmuştur. Seçme ve seçilme haklarını kullanabilecek yaşa gelenler, devlet yönetiminde söz sahibi olmuştur. Vatandaşların temel hak ve özgürlükleri, başta anayasa olmak üzere yasalarla güvence altına alınmıştır.

Atatürk, bir konuşmasında cumhuriyete olan bağlılığını şu sözleri ile açıklamıştır:

“Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükûmet teşkilatı ki onun ismi cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükûmet, millet ve millet, hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.” (Atatürkçü Düşünce El Kitabı II, s. 182.)

Cumhuriyet yönetimi, demokrasinin yerleşip gelişmesini ve kökleşmesini sağlamış, Türk milletinin hayatına yön vermiştir. Türk milleti çağdaşlaşma yoluna cumhuriyet ve onun vazgeçilmez unsuru olan demokrasi ile girmiş, kısa zamanda bu yönetimin yararlarını görmüştür.

Cumhuriyet yönetimi, Türk milletine özgür ve bağımsız yaşama hakkını sağlamıştır. Atatürk’ün ortaya koyduğu cumhuriyetçilik ilkesi ancak cumhuriyet yönetimine bağlı kalınarak korunabilir. Atatürk cumhuriyet yönetiminin Türk toplumu için önemini şu sözleriyle ifade etmiştir:

“Cumhuriyet, yeni ve sağlam ilkeleriyle, Türk milletini güvenli ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar asıl, düşüncelerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik bakımından, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.” (Ahmet Bekir Palazoğlu, Atatürk’ün Eğitim ile İlgili Düşünceleri, s.19.)

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı İnternet sitesinin ana sayfasından bir görünüm

Cumhuriyet, bütün yurttaşların eşitliği ve devlet yönetimine eşit olarak katılmaları temeline dayanır. Cumhuriyette devlet, vatandaşların ortak iradelerinin bir ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti her türlü eşitsizliğe ve ayrıcalığa karşıdır.

Cumhuriyet, Türk toplumunda devlet-vatandaş ilişkilerini en iyi şekilde düzenleyerek, Türk toplumunu teokratik monarşilerden, despotik ve diktatörlüğe dayanan sistemlerden tamamen ayrıştırarak farklı bir millet hâline getirmiştir. Cumhuriyetle birlikte ülkemizde insan hakları alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır.

Bugün yurdumuzda insan haklarını korumak amacıyla çeşitli sivil toplum kuruluşları görev yapmaktadır. Bunların başında Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, ülkemizde insan hakları ihlallerini önlemek için gerekli araştırmaları yapmak ve bunların sonuçlarını yetkili makamlara bildirmekle görevlidir.

Cumhuriyet, millet egemenliğine dayanan demokratik sistemi ortaya koyduğu için milletin devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olmasını sağlamıştır. Halk, seçtiği milletvekilleri aracılığıyla ülke yönetimine katılabilmekte, yerel yöneticilerini (belediye başkanı, belediye meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri, muhtar vb.) belirleyebilmekte, gerektiğinde onların yerine yenilerini seçebilmektedir.

1935 seçimlerinde vatandaşlar oy kullanırken

Cumhuriyet yönetiminde millî egemenlik, halkın sahip olduğu temel bir özelliktir. Bu ilkenin uygulanması sonucunda cumhuriyet yönetimi, bireylerin hak ve özgürlüklerini yeniden düzenleyip bütün vatandaşların yasalar önünde eşit haklara kavuşmasını sağlamıştır.

Cumhuriyet rejiminin en önemli görevlerinden biri de devletin, bireylerin hak ve özgürlüklerini yasalarla güvence altına almasıdır. Cumhuriyetin bizlere sağladığı haklar; bireysel, toplumsal, siyasal, kültürel ve ekonomik haklar biçiminde Anayasa’mızda güvence altına alınmıştır. Cumhuriyet yönetimlerinde devlet, bireylerin can ve mal güvenliğini sağlamak mecburiyetindedir.

Cumhuriyet sayesinde birçok Avrupa ülkesinde kadınların siyasi haklardan yoksun olduğu bir dönemde, Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. 1930’lu yılların başında Türk kadını siyasi haklar elde ederken İsviçre ve Fransa gibi ülkeler, kadınlara bu hakları henüz tanımamışlardı. Cumhuriyet rejimi sayesinde Türk milletinin her bir ferdi, vatandaş olarak kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığının korunması, zorla çalıştırılmama hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme hürriyeti, yerleşme ve seyahat hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, basın hürriyeti, düzeltme ve cevap hakkı, dernek kurma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, mülkiyet hakkı, hak arama hürriyeti güvencesi gibi temel hak ve özgürlüklere kavuşmuş ve bu haklar Anayasa’da güvence altına alınmıştır.

Yorum yapın