Atatürkçü Düşünce Sistemi, Tanımı ve Önemi

Atatürkçü düşünce sistemi, Atatürk’ün düşüncelerini kapsayan bir dünya görüşüdür.

Temelleri Atatürk tarafından atılan; devlet hayatına, fikir hayatına, ekonomik hayata, toplumun temel kurallarına, devletin rejimi ve işleyişine ait gerçekçi düşüncelere ve ilkelere Atatürkçülük adı verilir.

Başka bir ifade ile Türkiye’de siyasal ve ideolojik bir bağımsızlık anlayışından hareketle bilim ve aklın ağır bastığı bir toplum oluşturmak ve bu yoldan Türk milletine çağdaş medeniyet içinde sosyal ve tarihsel kişiliğini kaybetmeden hak ettiği yeri kazandırmak ülkü ve çabasına Atatürkçülük denir.

Atatürkçülük; Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olmasını, devlet yönetiminde millet egemenliğinin temel alınmasını öngörür. Çünkü tam bağımsızlık ve millî egemenlik, Türk milletinin vazgeçemeyeceği değerlerdir.

İkinci TBMM binasından bir görünüm

Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Atatürkçü düşünce sistemine dayanır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, başta anayasa olmak üzere bütün yasalar ve kurumlar Atatürkçü düşünce sistemine göre oluşturulmuştur.

Türk milletinin çağdaşlaşması ve bütün bireylerin devlet yönetiminde söz sahibi olmasında Atatürkçü düşünce sisteminin önemi büyüktür. Bu düşünce sisteminden kaynaklanan inkılaplar, Türk milletinin her alanda ilerlemesini ve kalkınmasını sağlamıştır. Bu inkılaplar sayesinde bütün vatandaşlarımız seçme ve seçilme haklarına kavuşmuştur.

Türk milleti binlerce yıllık tarihi içinde köklü bir devlet geleneğine sahiptir. Atatürk, Türk milletinin sahip olduğu bu devlet geleneğini, çağın gereklerine göre şekillendirerek güçlü bir yapıya kavuşturmuştur. Atatürkçü düşünce sisteminde “Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.’’ Millet iradesinin üstünde bir güç yoktur.

Devlet yönetiminde milletin sözü geçerlidir. Bundan dolayı Türk milletinin devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olmasının Atatürkçü düşünce sisteminde önemli bir yeri vardır. Ayrıca Türk milletinin mutlu bir yaşam sürmesi, Türk Devleti’nin gelişmesi, güçlenmesi ve sonsuza kadar varlığını sürdürmesinde de Atatürkçülük etkili olmuştur.

Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığı, huzur ve refahı, devlet yönetiminde ulusal iradeyi temel alması, aklın ve bilimin öncülüğünde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarılması Atatürkçü düşünce sisteminin esasını meydana getirmektedir.

Atatürk, toplumsal sorunların çözülmesinde aklı ve bilimsel değerleri her zaman önemsemiş ve yapacağı bütün yenilikleri bu eksen üzerinden gerçekleştirmiştir. Çünkü bu düşünce sistemi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin niteliklerini, görevlerini ve işleyişini belirleyen bir bütünün parçalarıdır.

Atatürkçülük; Türk milleti için çağın gereklerine uygun kurumlar tesis etmeyi hedefleyen bir düşünce sistemidir. Atatürk, toplumda geçerliliğini kaybeden kurumların yerine çağdaş kurumların açılması gerektiğini şu sözleriyle belirtmiştir:

“Uygarlık yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşayışa egemen olan hükümlerin zamanla değişme, gelişme ve yenilenmesi zorunludur.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III, C II, s. 187.) (Düzenlenmiştir.)

TBMM, 5 Şubat 1937 tarihinde gerçekleştirdiği bir yasal düzenleme ile Atatürk ilke ve inkılaplarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer almasını da sağlamıştır. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin temel özellikleri olan cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık ilkeleri çağdaş ve modern Türkiye’nin güvencesi olarak Anayasa ile teminat altına alınmıştır.

Aklı ve bilimsel düşünceyi rehber edinen, tam bağımsızlık ilkesini benimseyen Atatürkçü düşünce sistemi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasında, Türk milletinin kalkınması ve her alanda ilerlemesinde önemli bir yere sahiptir. Çağdaşlaşmayı esas alan ve millî bir fikir sistemi olan Atatürkçülük, aynı dönemde ortaya çıkan diğer düşünce sistemlerinden ayrılmıştır ve geçerliliğini hâlâ sürdürmektedir.

Osmanlı Devleti’nin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik durumu incelendiğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugün ulaştığı nokta daha iyi anlaşılacaktır.

Atatürkçü düşünce sisteminin önemi ile ilgili aşağıdaki metni okuyalım.

Atatürkçü düşünce, aklın ve bilimin ışığında bugünün olduğu kadar geleceğin de gereklerine yanıt verdiği, kendisini sürekli yenileyen çağdaş bir görüşü simgelediği içindir ki, zamanın akışı içinde her cumhuriyet kuşağının kaçınılmaz yaşam görüşü, vazgeçilmez yaşam biçimi olarak değerini daima koruyacaktır. Çünkü zamanın gereklerine uymak, her çağda çağdaş kalabilmek Atatürkçülüğün amacıdır. İşte Atatürkçü düşünce sisteminin Türk milleti için önemi ve değeri, bu noktada toplanmaktadır. (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 88.)

Yorum yapın