Aile Nedir? Ailenin Toplum İçin Önemi Nedir?

İnsanoğlu tarihin başlangıcından beri sürekli olarak birlikte yaşama, beraber olma içgüdüsünü taşımıştır.

Bu içgüdü, yardımlaşma, dayanışma ve güvenliği sağlama ihtiyacının bir sonucudur. Toplumun temel yapıtaşı olan ailenin ortaya çıkmasındaki en önemli etkenlerden biri, işte bu içgüdüdür.

Aile adı verilen ve toplumu oluşturan bu küçük sosyal ünitelerin bir araya gelmesiyle de milletler ve devletler ortaya çıkmıştır.

Aile, toplumun en önemli ve esaslı alt yapısını oluşturmakla kalmamış, bir kişinin toplumda yer edinebilmesi ve topluma kazandırılabilmesi açısından gerekli olan ruhî ve maddî ihtiyaçlarını karşılayan bir kurum olarak da tarihin her döneminde önemini korumuştur.

Sağlam bir toplum yapısının oluşması her zaman sağlıklı bir ailenin var olmasına bağlıdır. Aileyi ihmal eden, korumayan toplumlar er veya geç çökmeğe mahkûmdurlar. Tarihe baktığımızda da, büyük devletler kurmuş olan milletlerin, aileye çok büyük önem verdiğini görüyoruz. Bir şaheserin meydana getirilmesinde, o eseri ortaya çıkaran kişiler ve kullanılan malzeme ne kadar önemli ise, bir milletin doğuşu ve varoluşunda da aile o derece önemli ve gereklidir.

Aile esasına dayanmayan bir toplum, malzemesi eksik olarak yapılan bir bina gibidir. Böyle bir bina nasıl kalıcı olmaz ve etrafını her zaman zarar verecek bir karakter ile tehdit ederse, bu yapıdaki bir toplum da birçok değerden mahrum kalmış, dağılmaya, çökmeye mahkûm olmuş gibidir. Ailede başlayan aksaklıklar, pürüzler ve sorunlar, yavaş yavaş bütün toplumun çözülmesine yol açan bir sürecin başlangıcı demektir.

Eski Türklerde de aile, son derece önemliydi. Türk aile sisteminin esasları tüm siyasî ve sosyal kuruluşların bünyesine nüfuz ediyor ve fertlerin davranışlarına yansıyordu.

Bir toplumun temel taşı olan, toplumdaki dirliğin, düzenin ve barışın sağlanmasında etkin rol oynayan, toplumun gelişmesinde ve ilerlemesindeki en önemli müesseselerden birisi olan aile hususunda net bir tanımlama yapmak güçtür. Bu yüzden aileyi değişik anlamları ile tanımlamakta fayda vardır.

Görüldüğü gibi, ailenin iki ana unsuru vardır. Bunlar kadın ve erkektir. Aile, farklı cinsten iki kişinin birleşmesiyle ortaya çıkan bir kurumdur. Ataerkil toplumlarda genellikle erkek ön plândadır. Ancak, zaman zaman ikinci plana itilse de, insanoğlunun yaratılışından bu yana kadın, hayatın iki temel direğinden biri olmuştur. Bununla beraber bazı eski toplumlarda kadın, hak ettiği değeri elde edememiştir.

Çağdaş toplumlar aileye ve kadına her zaman önem vermişler ve bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmışlardır.

Fakat Medenî Kanun’un kabulünden bugüne kadar geçen süre içinde toplumdaki gelişmeler ve değişmeler karşısında bazı hükümler zamanla eskimiş ve ihtiyaçlara cevap veremez hale gelmiştir. Bu nedenle, Medenî Kanun’un pek çok yerinde olduğu gibi aile hukuku alanında da bazı değişiklikler yapma zarureti ortaya çıkmıştır.

 

Yorum yapın