Çekirdek Aile Nedir? Geniş Aile Nedir?

Genel anlamda aile yapıları iki gruba ayrılır:

a) Çekirdek Aile

Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşur. Bu aile tipi, endüstrileşme ile gelen sosyal ve ekonomik değişimin bir sonucudur. Endüstri üretimine geçilmesiyle birlikte yeni sanayi işletmeleri kurulmuştur.

Bu işletmelerin gereksinim duyduğu iş gücüne sahip genç nüfus kırsal kesimden ve geniş aileden ayrılarak endüstri merkezlerine göç etmiştir. Burada oluşan yeni kentsel yaşam biçimi sosyoekonomik gelişmeler doğrultusunda aile yapısını da etkilemiştir.

Kent yaşamında geleneksel geniş aile yapısının sürdürülmesi mümkün olmadığından, aile küçülerek çekirdek aileye dönüşmüştür. Çekirdek ailenin benimsediği değer yargıları, inanç, siyasi görüş, ahlak kuralları ve yaşam biçimi üzerinde aile büyükleri ile akrabaların etkisi geniş aileye oranla daha azdır.

b) Geniş Aile

Anne, baba, dede, nine, hala, dayı, teyze, amca vb. akrabalar ile çocuklardan oluşur. Bu aile tipinde birkaç kuşak aynı çatı altında yaşar. Aralarında toprağa bağlı üret imi amaçlayan ve ekonomik birlikteliğe dayalı bir düzen vardır. Geniş ailede bireylerin aile yapısına gösterdiği bağlılık ve sadakat onların kişisel özgürlüklerini sınırlayabilir.

Aile iki yetişkin insanın yasal ve törel bağlarla kurdukları biyolojik, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik işlevleri olan bir kurumdur. Ailenin evrensel olarak kabul gören işlevleri şunlardır:

  • Aile, yeni neslin gereksinimlerini karşılar ve onların yetişmelerini sağlar.
  • Ailede eşler kurdukları ekonomik iş birliğiyle aile bireylerinin barınma, beslenme, giyinme, eğitim gibi temel gereksinimlerini karşılar. Böylece aile birliği ve dolayısıyla toplumsal yaşamın sürekliliği sağlanır.
  • Aile, çocukların sıcak ve sevgi dolu bir ortamda büyümesini sağlar. Eşler arasındaki anlayış ve hoşgörü aile mutluluğunun temelidir. Anne baba arasın daki mutlu ve sıcak ilişki çocukları da mutlu eder, huzurlu kılar. Huzursuz bir ortamda büyüyen çocuklar tedirgin ve mutsuzdurlar.
  • Aile, yetiştirilen çocukların sosyalleşmesini sağlar, onlara kültürel değerleri kazandırır, toplumsal kuralları ve değer yargılarını öğretir.

Aile, bireye çeşitli davranışlar ve alışkanlıklar kazandırır. Toplumsal değerleri aile içinde öğrenen bireyin sosyal ve kişisel özellikleri şekillenir. Aile üyelerinin belirli rolleri ve sorumlulukları vardır. Aile yaşamı iş bölümü, iş birliği ve paylaşma temeline dayanır. Ailede baba ve anne zor olan işleri üstlenirler. Çocuklar ise onlara yardımcı olurlar. İş bölümünde her üyenin yapması gereken işler, görev ve sorumluluklar vardır. Görev ve sorumlulukların paylaşılması ve ailenin temelinin sevgiye dayanması yorgunluk, şikâyet ve üzüntüleri azaltır, mutluluğu çoğaltır.

Aile, yasal olarak evlenme yoluyla oluşan bir kurumdur. Ailenin mutluluğu çiftlerin evlenirken içinde bulunduğu koşullarla direkt ilgilidir. Evlenmeye karar verilirken bu koşullar dikkate alınmalıdır.

Evlilik, eşlerin birbirine karşı sorumluluklarının olduğu bir beraberliktir. Evlenecek kişilerin, bu sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için fiziksel, duygusal ve sosyal yönden belirli bir gelişim ve olgunlukta olmaları gerekir. Türk Medeni Yasası bu olgunluk ve gelişim düzeyini 18 yaş olarak belirlemiştir. 17 yaşındaki kişiler de anne ve babalarının izniyle evlenebilirler.

Evlenen bireylerin hoşgörü, beceri ve yetenek düzeyi tam olarak gelişmemiş, geleceğe yönelik amaçları şekillenmemiş ise bu evliliklerin uzun ömürlü olma olasılığı düşüktür. Bu nedenlerden dolayı fiziksel, duygusal, ekonomik, sosyal olgunluk ve yaş bakımından evliliğe hazır olmak gerekir.

Evliliğe karar verebilmek için tarafların, ev ve aile harcamalarını karşılayacak düzeyde gelirlerinin olması gereklidir. Ayrıca taraflar, elde ettikleri geliri akıllıca kullanabilme yeterliliğine sahip olmalıdır. Bu nedenle evlenecek bireyler ekonomik özgürlüğe sahip olmak ve iş bulabilmek için öğrenimlerini tamamlamalıdır.

Erkeklerin askerlik görevini yapmış olması da çok önemlidir. Çünkü eşlerin uzun süre birbirinden uzak kalması aile huzurunu bozabilir.

Evlenecek kişilerin sosyal, ekonomik ve eğitim durumlarının yanı sıra kültürel yapı ve kişilik özelliklerinin benzemesi evlilikte uyumu sağlar. Evlilikte eşlerin birbiriyle yakın akraba olmalarının önemli sakıncaları vardır. Çünkü bu tür evliliklerden doğan çocuklarda genler yoluyla geçen yarık damak ve dudak, hemofili gibi kalıtsal hastalıkların ortaya çıkma olasılığı fazladır. Bazı hastalık genlerini anne ve baba taşıdığı hâlde çocuklarda hastalık belirtileri görülmeyebilir. Bu genler çekinik genlerdir. Çekinik olan hastalık genleri yakın akraba evliliklerinden doğan çocuklarda baskın olabilir.

( ! )
Aile yaşamında mutluluğu olumlu ya da olumsuz olarak etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bu faktörlerden başlıcaları; aile bireylerinin ilişkilerinin uyumlu olması, sağlık sorunları ve ekonomik sıkıntılardır.

Her ailede bireyler arasında çatışma olabilir. Aile içi sorunlar, tartışmalar yaşanabilir. Sorunlara çözüm ararken eşler birbirine saygılı olmalıdırlar. Çünkü çocuklar yaşamlarında anne ve babalarının davranışlarını örnek alırlar. Sağlıklı iletişimin olduğu ailelerin çocukları sorunlarına kolayca çözüm bulabilir. Bu durum, çocukların okuldaki başarılarını yükseltebilir.

Ailenin mutluluğunda sosyal kurumlarla olan ilişkiler de etkilidir. Okul ve iş yerindeki ilişkilerin niteliği aile yaşamına yansır. Ayrıca komşuluk ve akrabalık ilişkileri de olumlu ya da olumsuz yönleriyle aile huzurunu etkiler. Zaman zaman tiyatro, sinema vb. yerlere gitmek, dostları ziyaret etmek, evde konuk ağırlamak aile yaşamını renklendirir.

Unutmayın! Hayatta herkes için uygun bir eş vardır. Herkes sevmeye ve sevilmeye layıktır.

Yorum yapın