1980 Sonrası Türkiye’de Toplumsal Sorunlar – Terör, Depremler …

Terörizm

Türkiye’de 1980’lerden sonra yaşanan en önemli sorunlardan biri de terör sorunudur. Terör, toplumda panik havası oluşturan, bireylerde korku ve yılgınlık yaratan bir eylem biçimidir.

Terörizm; siyasal ve toplumsal düzeni yasadışı yöntemlerle değiştirmeye çalışmak, sürekli ve sistemli şiddet uygulama yöntemi izlemektir. Terörizm, uluslararası çıkar mücadelelerinde kullanılmaktadır. Ülkeler, birbirlerini zayıflatmak için rakip gördükleri ülkeler içinde uluslararası gizli örgütlenmelerle farklı şiddet eylemlerine, katliamlara neden olmaktadırlar.

Önemli kişilere suikastlar düzenlemek, insanların toplu bulunduğu rastgele seçilmiş alışveriş merkezlerine, pazar yerlerine bombalar yerleştirmek, intihar eylemleri düzenlemek terör örgütlerinin başlıca yöntemleridir. Türkiye’deki terör faaliyetlerinin amacı korku ortamı yaratarak bireylerin çağdaş yaşamın gerektirdiği kurumlara-sivil toplum örgütlerine katılımını engellemek ve toplumda kutuplaşmalar oluşturarak millî birlik ve beraberliği bozmaktır.

Terör örgütleri gasp, hırsızlık, haraç ve fidye gibi yöntemler izleyerek silah, insan, uyuşturucu madde kaçakçılığı yaparak ve dış ülkelerden destek alarak finans kaynaklarını oluşturmaktadırlar. Terör örgütleriyle mücadele için ülkelerin bütçelerinden önemli paylar ayrılmakta, bu da ekonomlerine ciddi zararlar vermektedir. Terörü önlemek için öncelikle terörün finans kaynaklarını yok etmek gerekmektedir.

Ayrıca terör örgütlerinin kendi yanlarına çekmeye çalıştıkları gençleri korumak ve kurtarmak için onların eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve kitle iletişim araçlarıyla bilinçlendirilmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca işsizlik, yoksulluk ve adalet gibi sorunlar çözülerek terör örgütlerine istismar edecekleri konular bırakılmamalıdır. Başka ülkelerle iş birliği yapılmalı ve teröre destek veren ülkelere karşı uluslararası kurumlarla birlikte girişimlerde bulunulmalıdır.

Türkiye’de Deprem

Türkiye sahip olduğu tektonik, sismik, topografik ve iklimsel yapısı gereği sel, çığ, heyelan ve deprem gibi doğal afetlerle sıklıkla yüz yüze gelen bir ülkedir. Bu doğal afetler içinde sonuçları itibariyle en önemlisi depremdir. Ortalama olarak her yıl, Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5 ila 6 arasında değişen en az bir deprem yaşanmaktadır. Türkiye; depremlerde can kaybı açısından dünyada üçüncü, etkilenen insan sayısı açısından sekizinci sıradadır.

6 ve daha fazla büyük depremler

17 Ağustos 1999’da meydana gelen deprem, son yıllarda yaşanan en ağır felaket olmuştur. 7.4 şiddetinde gerçekleşen depremin merkez üssü İzmit Gölcük ve çevresi olmasına rağmen bu deprem; İstanbul, Aksaray, Kocaeli, Bursa, Zonguldak ve Bolu illerimizde de can ve mal kaybına yol açmıştır.

Depremin gerçekleştiği yerlerin sanayi bölgeleri olması; hayatını kaybedenlerin sayısının artmasına, bu bölgelerde Türkiye’nin her yerinden göç eden insanların bulunması ise depremin tüm yurdu etkilemesine yol açmıştır. 17 Ağustos depreminde toplam 17.480 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, on binlerce konut ve iş yeri kullanılamaz duruma gelmiştir. Bu olay, afetlerle ve özellikle depreme karşı bilinçlenme kampanyalarının yapılmasını da beraberinde getirmiştir. Vatandaşlar arasında dayanışma ve yardımlaşma konusunda duyarlılık artmıştır.

Marmara Depremi ile ilgili gazete haberi (17 Ağustos 1999)

Depremden sonra devlet, önce geçici, sonra da kalıcı konutlar yapmıştır. Depremlerde yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için zorunlu deprem sigortası, bina yapım kriterlerinin modern teknolojiye göre yenilenmesi, imar alanlarının ve ruhsatlarının daha sıkı kontrol edilmesi gibi uygulamalar başlamıştır. 17 Ağustos Depremi Türkiye’de afet yönetimi ve koordinasyonu alanında da dönüm noktası olmuştur.

AFAD logosu

Bu doğrultuda afetlerle ilgili olarak görev yapan İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık’a bağlı Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü 2009’da çıkarılan 5902 sayılı yasa ile kapatılmış; aynı kanunla Başbakanlık’a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurularak yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplanmıştır.

2011 Van depreminde 601 can kaybı olmuş ve 4152 yurttaşımız da yaralanmıştır. 1999 Marmara depreminden ders alınarak kurulan birçok kamu kurumu ve AKUT gibi sivil toplum kuruluşları Van depreminde görev yapmıştır.

Yorum yapın