Türk İslam Devletlerinde Ordu

Türkler, en eski dönemlerinden beri askerliğe büyük  önem  vermişlerdir.  Ordu, devletin en temel teşkilatlarından biri olmuştur. Türklerde ordunun önemi, İslamiyet’i kabul ettikten sonra da devam etmiştir.

Türklerin güçlü ordu teşkilatından yararlanmak isteyen Abbasiler ve Samanoğulları, ordularında Türk komutan ve askerlere yer vermişlerdir. İlk Müslüman Türk devletlerinden Tolunoğulları, İhşidler ve Gaznelilerde yerli halktan da asker bulunmakla beraber, ordunun çoğunluğunu Türkler oluşturmuştur.

İlk Türk İslam devletlerinde ordunun ortak özelliği; disiplin, teşkilat, eğitim ve silâh yönünden mükemmel olmasıdır. Ayrıca bu devletlerin ordularının büyük çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu. Türkler, yerleşik hayata geçip çeşitli mesleklerle uğraşmalarına rağmen eski Türk ordu-millet bilincini her zaman korumuşlardır.

Türk İslam Devletlerinde Ordu

1. Karahanlı Ordusu ve Gazneli Ordusu

Karahanlılarda ordunun çekirdeğini Karluk ve Çiğil Türkleri oluşturmaktaydı. Karahanlı ordusu saray muhafızları, hassa ordusu (doğrudan hükümdara bağlı askerler), şehzadelerin ve valilerin yönetimindeki eyalet askerlerinden meydana geliyordu.

Gazneli ordusu zamanın en güçlü ve teşkilatlı ordularından idi. Ordu gulam askerleri, eyalet askerleri, ücretli askerler ve gönüllülerden meydana gelirdi. Gulam askerleri gulam sistemi adı verilen bir usulle yetiştirilirdi. Bu uygulama Büyük Selçuklular, Eyyubiler, Memlukler ve Osmanlılar dâhil birçok Türk-İslam devletinde de uygulandı. Gulam Farsçada“kul” demektir. Savaş esirleri arasından seçilenler ile toplanan küçük yaştaki çocukların yeteneklerine göre yetiştirildiği merkezlere gulamhane denirdi. En önemli gulam yetiştirme merkezi saraydı.

Burada askerî konuların yanında yönetim ve protokol kuralları ile ilgili eğitim de verilirdi. Gulamların çoğunluğunu Türkler oluştururdu. Sultanın özel muhafız ordusu olan gulamân-ı saray ile hükümdarla birlikte savaşa katılan ve ayaklanmaları bastırmakla görevlendirilen hassa ordusu da gulamlar arasından seçilerek oluşturulurdu. Eyalet askerleri iktalarda yetişmiş atlı askerlerle şehzade ve meliklerin kuvvetlerinden oluşurdu. Ücretli askerler Oğuz, Karluk ve Yağma Türklerinden seçilirdi.

Gaznelilerde ordunun çoğunluğunu atlı birlikler oluştururdu. Ayrıca orduda filler de bulunurdu. Filler, düşman kuvvetlerinin dağıtılmasında ve ağır yüklerin taşınmasında büyük yarar sağlıyordu

2. Tolunoğulları Ordusu ve İhşidler Ordusu

Mısır gibi halkı yabancı olan bir ülkede kurulan bu devletlere Türk devleti olma özelliğini veren unsur, hanedanlarının ve ordularının Türk olmasıdır. Bu devletlerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için öncelikle kuvvetli bir orduya sahip olmaları gerekiyordu. Ordunun ana unsurunu Kıpçak Türkmenleri oluşturuyordu. Tolunoğulları ordusunda Türkler, Sudanlılar ,Araplar ve diğer milletlerden oluşan intizamlı bir kara ordusu vardı. Ayrıca denizden gelecek tehlikeleri önlemek için güçlü bir donanma yaptırmışlardı. Donanmada Türklerle birlikte Kıptiler, Yunanlı ve Berberiler görev yapıyordu. İhidoğulları da hem kara hem de deniz gücüne sahipti. Donanmadan Suriye seferleri için Nubyalılara karşı yapılan akınlarda Kızıldeniz ve Nil Nehri’nde faydalanılmıştır.

3. Harzemşahlar Ordusu

Harzemşahlar ordusunun esas dayanağı, Türkmen ve Kanglı -Kıpçak kabile reislerinin emrindeki askerler oluştururdu. Harzemşahların askerî teşkilatı tamamen Büyük Selçuklulardan alınmıştır. Ordunun çekirdeğini ikta askerleri oluşturmuştu. Orduya ait bütün işlere başında Emir’i Arız’ın bulunduğu Divan-ı arız bakardı. Orduda askerî ikta sistemi vardı. İkta askerlerinden başka hükümdarın doğrudan emri altında buluna ve merkezde oturan hassa ordusu vardı. Bu ordu öncelikle satın alınan veya harplerde esir edilen kölelerden meydana geliyordu. Havass-ı Gulaman denilen askerler Hassa ordusundan seçilirdi. Bunlar sultanın güvenliğini sağlar, hayatını korur ve savaşta sultanın yakın çevresinde bulunurlardı. Bunlardan başka hanedan üyelerinin valilerin ve sınırlarda yaşayan komutanların da askerî birlikleri vardı.

4. Selçuklular Ordusu

Türk tarihinin olduğu kadar, İslam ve dünya tarihinin de en önemli imparatorluklarından birini temsil eden Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun bu güçlü konumunu oluşturan en önemli unsurlarından biri, mükemmel bir askerî teşkilata sahip olmalarıydı. Gerçekten de Selçukluların kısa zaman içerisinde, daha önce Müslümanlara ait olan veya olmayan muazzam bölgeleri sınırları altında birleştirmeleri, bu geniş coğrafyada Büyük Selçuklular veya devamı olarak üç asır süreyle yaşamaları ve İslam topraklarını güçlü Haçlı orduları karşısında koruyabilmelerini başka şekilde açıklamak da güçtür.

Büyük Selçuklular devletlerini korumak ve kollamak kadar, topraklarını genişletmek için de ücretli ve profesyonel bir ordunun gerekliliğine inanıyorlardı. Böylece esas olarak bir askerî devlet olan Büyük Selçuklular olgunluk dönemlerinde, Orta Çağın en muntazam ve güçlü ordusuna sahip bulunmuş, silahlı kuvvetlerinin oluşturulmasındaki nizam ve usuller yönünden, başta Osmanlılar olmak üzere, kendinden sonra gelmiş olan birçok devlete de örnek olmuşlardır.

Büyük Selçuklu ordusu Dandanakan Savaşı’na kadar tamamen göçebe Oğuzlara dayanıyordu. Bu savaştan sonra yerleşik İslam topluluklarıyla karşılaşan Tuğrul Bey, yeni şartlara uygun düzenlemelere girişti. Öncelikle Gaznelilerin hassa ordusuna benzeyen özel birlikler meydana getirdi. Türklerin yanında yerli unsurları da askerî teşkilat içine aldı. Çünkü fetihler için kalabalık orduya ihtiyaç duyuluyordu. Bu dönemde Büyük Selçuklu ordusu, çağının en büyük askerî gücü durumuna geldi.

Büyük Selçukluların askerî sistemde yaptıkları en büyük yeniliklerden birisi, Tuğrul Bey zamanında uygulamaya başlanan askerî iktalardır.

İkta sistemi ilk defa Hz. Ömer döneminde uygulanmıştır. Büyük Selçuklular  ikta sistemini kendilerine göre geliştirerek askerî bir şekil kazandırdılar. Bu sisteme göre ülke toprakları vergi gelirlerine göre bölümlere ayrılırdı. Bu bölümlerin her birine ikta denirdi. İktalar askerî ve sivil devlet görevlilerine hizmetleri karşılığında verilirdi. Kendilerine ikta verilenler bu topraklarda oturur, memurlar aracılığıyla vergileri toplarlardı. Bu vergilerin bir kısmı ile kendi geçimlerini sağlarlar, geri kalan kısmı ile de belli sayıda atlı asker beslerlerdi.

Devlet görevlilerinin giderleri de bu vergilerden karşılanırdı. İkta sahibi çağrıldığı zaman askerleriyle birlikte sefere katılırdı. Bu düzenlemeyle devlet, hazineden para harcamadan büyük ve güçlü bir orduya sahip oluyordu. Ayrıca ikta sahipleri bulundukları yerlerde idareyi ve güvenliği sağlıyorlardı. Toprağı işleyen çiftçileri denetleyerek üretimin devamının sağlanması da ikta sahiplerinin görevlerindendi.

Selçuklu Ordusunun Bölümleri:

Merkez Ordusu

Gulam ordusu, kulluk sistemi demek olan gulam sisteminde değişik milletlerin çocukları küçük yaşta alınarak özel olarak yetiştirilirler ve yeterli olgunluğa geldiklerinde askere alınırlardı. Sultanlar, kendilerine en yakın askerî birlikleri gulam sisteminde yetişmiş askerlerden seçerlerdi. Gulam ordusu maaşlı, sultana bağlı eğitilmiş ve her an savaşa hazır askerlerdi. Gulam sistemi Osmanlılarda kapıkulu sistemi adını almıştır.

Hassa ordusu, çeşitli Türk boylarından seçilerek oluşturulan atlı birliklerdir. Sultana bağlı olan bu orduya maaş yerine iktalardan elde edilen vergi gelirleri verilirdi. Melikşah zamanında sayıları kırk altı bine ulaştı. Bununla birlikte vezirlerin ve ordu komutanlarının da hassa askerleri bulunmaktaydı. Bu sistemde, askerlerin en alt kademeden komutanlığa kadar çıkabilme hakları vardı.

Eyalet Ordusu

Şehzade, melik ve eyaletlerdeki valilerin askerleri, şehzade, melik ve eyalet valileri kendilerine bağlı atlı askerî birlikler oluşturmuşlardı. Bu birlikler daha çok çeşitli Türk boylarından meydana geliyordu. Selçuklu Devleti’nde gelir durumlarına göre topraklar yüksek dereceli devlet görevlilerine dağıtılırdı. Bu devlet adamları  ikta olarak gelir elde ettikleri toprakların karşılığında belli sayıda asker yetiştirmek zorundaydılar. Melik ve valiler, sefer zamanlarında kuvvetleriyle birlikte merkez ordusuna katılırdı.

Sipahiyan (atlılar), kendilerine ikta verilen kişilerin topladıkları vergi karşılığında yetiştirdikleri atlı askerlerdi. Bu askerlerin atları dâhil bütün masrafları ikta gelirlerinden karşılanırdı. Selçuklu ordusunun en büyük bölümünü meydana getiriyorlardı.

Türkmenler

Türkmenler Büyük Selçuklu ordusunun tamamlayıcı unsuruydular. Doğudan devamlı büyük kitleler hâlinde gelen Türkmenler uçlara yerleştiriliyorlardı. Bu şekilde, hem yerleşik hayata geçirilmeleri ve üretimde bulunmaları sağlanıyor hem de onlardan askerî alanda yararlanılıyordu. Kalabalık olarak yaşayan Türkmenler, başlarındaki beylerin yönetiminde devamlı fetihler yapıyorlar ve sınırları koruyorlardı.

Bağlı Devlet ve Beyliklerin Askerleri

Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı olan devletlerden asker alındığı gibi, komşu milletlerden de paralı asker toplanırdı. Abbasi halifesi ve Gürcü kralı, sultanın ihtiyaç duyup çağırması üzerine asker gönderirlerdi. Zaman zaman Ermenilerden de orduya destek birlikler sağlanırdı.

İlk Türk-İslam devletlerinde askerî teşkilat içinde okçular, mızrakçılar, gürzcüler, sopacılar, neftçiler, lağımcılar, meşaleciler ve bayraktarlar ordunun savaşçı gruplarıydı.

Harem, hazine, silah ve hayvanların muhafızları; mutfak görevlileri, sakalar ve muhafızlar ordunun yardımcı destek gruplarını oluşturuyorlardı. Bunlar savaş sırasında ordunun gerisinde yer alırlardı.

Savaşta kullanılan silahlardan ok, yay, kılıç, kalkan, mızrak, bıçak, hançer, kargı hafif silahları; mancınık, kule, neft makinaları, koç başı denilen kale kapısı kırmaya yarayan ağaçlar ve arabalar da ağır silahları oluşturuyordu.

Türk-İslam devletlerinde ordunun sefer emrini başkomutan olarak hükümdar veriyordu. Ordu savaşlarda genel olarak merkez, sağ kol ve sol kol olmak üzere savaş düzeni alırdı. Sultan merkezde bulunur ve hassa ordusu onu korurdu. Sağ ve sol kollarda ise meliklerin ve şehzadelerin komutasındaki eyalet askerleri bulunurdu. Genellikle Turan taktiği uygulanırdı. Özellikle Dandanakan ve Malazgirt Savaşlarında bu taktik mükemmel bir şekilde uygulanmıştır.

türk islam devletirinde ordu
Resim 03.06: Hilal Taktiği İle İlgili Temsilî Resim

Yorum yapın