Birinci Körfez Savaşı (1990-1991)

Kuveyt, 1961’de bağımsızlığını elde etmişti. Irak bu tarihten itibaren Kuveyt topraklarının Osmanlı Devleti’nin Basra Vilayeti içinde yer aldığını dolayısıyla Irak’a dâhil olduğunu savunuyordu.

Irak-İran Savaşı bittiğinde Irak dışarıya seksen milyar dolar borçlanmıştı. Bunun otuz-kırk milyar doları Kuveyt ile Suudi Arabistan’a aitti.

Irak lideri Saddam Hüseyin’in iddiasına göre bu iki devlet paraları yardım olarak verdikleri hâlde, sonradan borç olarak verdiklerini ileri sürmüşlerdi. Saddam Hüseyin’in diğer bir iddiasına göre Körfez ülkeleri, petrol üretimlerinde OPEC’in belirlediği günlük varil kotalarını aşmışlar, böylece petrol fiyatlarının dünya piyasalarında düşmesine neden olmuşlar ve bu durumdan Irak büyük zarar görmüştü.

Saddam Hüseyin 1990’da Kuveyt’i işgaline gerekçe olarak 16 Temmuz 1990’da Arap Birliği Genel Sekreterine gönderdiği mektupta (memorandumunda) iddialarını tekrarlamış ve Kuveyt’ten 2,4 milyar dolar tazminat istemişti:
Kuveyt bir taraftan 1980’den bu yana Irak’a ait el-Rumeyla petrol bölgesinde (ihtilaflı bölge) petrol kuyuları açarak diğer taraftan petrol üretimini arttırarak petrol fiyatlarının düşmesine yol açmış ve Irak’ı ekonomik kayba uğratmıştır. (Arı, 2012: 462, 463) (Düzenlenmiştir.)

Saddam Hüseyin daha sonra 25 Temmuz’da ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Bayan April C. Glaspie (Eprıl Gılospi) ile görüşmesinde şunları söylemiştir:
“Irak’ın memorandumda (16 Temmuz 1990) zikredilen haklarından, teker teker her birini elde edeceğiz. Bu hemen olmayabilir. Bir ay, bir yıl da olabilir. Fakat bu hakları elde edeceğiz. Çünkü biz haklarını unutanlardan değiliz… Kuveyt ve Emirliklerin ne tarihî hakları ne meşru dayanakları ve ne de bizim haklarımızı gasp etmeye ihtiyaçları vardır. Onların ihtiyaçları varsa bizim de ihtiyaçlarımız var.” (Armaoğlu, 2005: 880)

Irak’ın Arap Birliği’ne sunduğu 16 Temmuz memorandumundan sonra Ürdün ve Mısır’ın ara buluculuğuyla 31 Temmuz’da Cidde’de Irak ve Kuveyt temsilcileri bir araya geldiler. Irak, Rumeyla petrol bölgesi ile Varbah ve Bubiyan adalarının kendisine verilmesini ve Irak’ın Kuveyt’e olan 15 milyar dolarlık borcunun silinmesini istedi. Kuveyt bu istekleri reddetti. Bunun üzerine Irak, 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etti. Ardından 8 Ağustos’ta Kuveyt’i ilhak ettiğini, 28 Ağustos’ta ise 19. ili olduğunu açıkladı.

Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle Orta Doğu’da ve dünya güç dengelerinde yeni bir durum ortaya çıktı. Dünya petrolünün %60’ından fazlasına sahip olan Orta Doğu’daki bu yeni durum, başta ABD olmak üzere Batılı devletler ve İran ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkelerinin çıkarlarına ters düşmekteydi. BM Güvenlik Konseyi 6 Ağustos’ta Irak’ın derhal işgalden vazgeçmesine yönelik karar aldı.

Aksi takdirde BM Antlaşması gereği münferit ve kolektif meşru müdafaa hakkının olduğunu belirtti. Türkiye, bu karar üzerine 7 Ağustos 1990’da Yumurtalık Boru Hattı’nı kapattığını açıkladı. Sovyetler Birliği ise Kuveyt’in işgalinden doğan sorunun barışçı yollarla çözümü ve bu suretle Irak’ı koruma konusunda çaba harcadı. 29 Kasım 1990’da BM Güvenlik Konseyi 678 sayılı kararıyla Irak’a Kuveyt’ten çekilmesi için 15 Ocak 1991’e kadar süre tanıdı. Irak’ın bu kararı yerine getirmemesi üzerine Koalisyon Güçleri 16 Ocak 1991’de saldırıya geçtiler.

Irak’ın Kuveyt’i işgali (1990)

Suudi Arabistan’dan kalkan yüzlerce Amerikan ve İngiliz Uçağı, Irak’taki askerî hedefleri bombalamaya başladı. Çöl Fırtınası Harekâtı denen bu savaşın ilk aşaması 27 Şubat’ta Irak’ın ateşkes isteği üzerine sona erdi. BM, 3 Nisan 1991’de aldığı 687 sayılı kararla Irak’la ateşkesin nihai koşullarını belirtmekteydi. Buna göre Irak; Kuveyt’ten tamamen çekilecek, tüm nükleer, kimyasal silahlardan arındırılıncaya kadar Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından denetlenecek ve Irak’a ambargo uygulanacaktı.

BM, 19 Nisan 1991’de aldığı 688 sayılı kararla Irak’ta 32. paralelin güneyini ve 36. paralelin kuzeyini askerî uçuşa yasak bölge ilan etti. 36. paralelin kuzeyinin denetlenmesi için de Adana’da bulunan İncirlik Üssü’nde “Çekiç Güç” adı verilen bir birlik konuşlandırıldı. Bu güç; ABD, İngiliz, Fransız ve Türk hava birliklerinden oluşmaktaydı.

678 Sayılı Karar

BM Güvenlik Konseyi 30 Kasım 1990’da aldığı 678 sayılı kararla Kuveyt ile iş birliği yapan bütün devletlere, Irak 15 Ocak 1991’e kadar Kuveyt’ten çekilmediği takdirde, bundan önce Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması hususunda bütün gerekli vasıtaları kullanmaları yetkisini verdi. Bunun anlamı, Irak’a karşı askerî harekâta geçmek için Güvenlik Konseyi’nin yeşil ışık yakmasıydı. (Armaoğlu, 2005: 885) (Düzenlenmiştir.)

687 Sayılı Karar

BM Güvenlik Konseyi, 3 Nisan 1991’de aldığı 687 sayılı kararla “Irak’ın Kuveyt’in toprak bütünlüğünü, bağımsızlığını ve sınırlarını kabul etmesi ve saygı göstermesini” istemekteydi. Ayrıca “Irak’ın tüm nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlardan arındırılması ve elinde bulunan ve menzili 150 km’yi geçen balistik füzelerin imha edilmesi üzerinde durulmaktaydı. Irak’ın bu koşulları yerine getirip getirmediğini denetlemek için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) BM tarafından oluşturulacak bir özel komisyon (UNSCOM) ile birlikte çalışması öngörülmekteydi. Irak’ın gereksinimi olan zorunlu gıda ve ilaç için yapacağı harcamaların ve alımların yine oluşturulacak bir özel komisyon tarafından denetlenmesi söz konusu olacaktı. Irak’ın BM tarafından alınan kararların koşullarını yerine getirdiğine karar verilinceye kadar ambargonun devam etmesi, bu konudan emin olduğu anda ambargonun kalkması gündeme gelecekti.” (Arı, 2012: 464, 465)

688 Sayılı Karar

BM Güvenlik Konseyi, 19 Nisan 1991’de aldığı 688 sayılı kararda Irak’ın kitlesel göçe yol açan baskısının bölgede uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğine karar vermiş, Irak Hükûmeti’ne 36. paralelin kuzeyine uçuş yasağı getirmiştir. Ayrıca tüm üye devletlere ve insancıl örgütlere BM Genel Sekreterinin yapacağı insani yardımlara katkıda bulunmaları çağrısında bulunmuştur. (www.ulakbim.gov.tr) (Düzenlenmiştir.)

 

Yorum yapın