Filistin Sorunu ve Orta Doğu

İsrail Devleti’nin 1948’de kurulmasıyla birlikte, Filistinliler kendi ulusal kimliklerinin bilincine varmış ancak meydana gelen savaşlardan dolayı kitleler hâlinde Filistin dışına göç etmek zorunda kalmışlardı.

1950’de İsrail’e komşu olan ülkelerde 914.000 Filistinli mülteci bulunuyordu. İsrail’in saldırgan politikaları, kalıcı ve adil bir barışın hayata geçirilememesine neden oluyordu.

İsrail ve Filistin Toprakları (2008)

Mısır ile İsrail arasında 1978’de imzalanan Camp David (Kemp Devit) Antlaşması’nın getirdiği iyimser hava da İsrail’in Lübnan ve Filistin halkına düzenlediği askerî operasyonlar nedeniyle sonuçsuz kaldı. 1964’te Arap Birliği’nin girişimiyle Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kuruldu.

FKÖ birçok Filistinli örgütü bünyesinde topladı. Bunların en önemlisi Yaser Arafat’ın El-Fetih örgütüydü. BM, 1974’te Filistinlilerin tek temsilcisi olarak FKÖ’yü tanıdı. FKÖ diplomatik başarılar elde etmeye başladı; Arafat, 1974’te Birleşmiş Milletlere “bir eliyle zeytin dalı, diğer eliyle tüfek” uzattığını açıkladı. FKÖ Lübnan’da konumlanmıştı.

Ancak İsrail’in 1982’de Lübnan’ı işgal etmesi sonucu FKÖ, merkezini Tunus’a taşımak zorunda kaldı. Bu durum, FKÖ’yü zayıflattı ve örgüt içinde tartışmalara yol açtı. 1987’de yeniden toparlanan FKÖ’nün etkisiyle aynı yıl İsrail işgalindeki Filistin topraklarında intifada (ayaklanma) başladı. İntifada hareketi, Filistinli çocukların tanklara karşı taş ve sopalarla başlattığı silahsız eylemlerdi. İsrail bu eylemlere karşı birçok insan hakkı ihlali gerçekleştirdi. Arafat’ın “küçük generallerim” dediği çocukların bu mücadelesi ve İsrail’in yaptığı insan hakları ihlalleri dünyada büyük yankı uyandırdı.

Filistin Ulusal Konseyi tarafından 14 Kasım 1988’de Bağımsız Filistin Devleti ilan edildi, başkanlığına da Yaser Arafat getirildi. 1991’de gerçekleşen Madrid Konferansı’nda taraflar arasında çok yönlü görüşmeler başladı. İsrail ile Filistin ilk kez yüz yüze görüşmüş oldu. 1993’te Oslo’da başlayan görüşmelerde İsrail, FKÖ’yü; FKÖ de İsrail’i resmen tanıdı.

Oslo’da alınan karar gereği, 1994’te Washington’da Filistin ve İsrail liderleri arasında aşamalı bir barış antlaşması imzalandı. 1994 Mayıs’ında imzalanan Oslo’nun ikinci aşamasında FKÖ’nün şiddet kullanmaktan vazgeçmesi, Gazze, Eriha ve Batı Şeria’da Özerk Filistin Yönetimi’nin oluşturulması ile beş yıl içinde Bağımsız Filistin Devleti’nin kurulması öngörüldü. Ancak İsrail Başbakanı İşçi Partisi lideri İzak Rabin’in 1995’te fanatik bir İsrailli tarafından öldürülmesi barış sürecini sekteye uğrattı.

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Rabin, ABD Başkanı Bill Clinton ve FKÖ Lideri Yaser Arafat

( ! )

Washington Bildirgesi

İsrail ile Filistin arasında 1994’te imzalanan ve Oslo-B olarak adlandırılan antlaşmayla İsrail; Nablus, Ramallah, Cenin, Tulkarem, Kalkilya ve Beytüllahim’den tamamen El-Halil’den ise kısmen çekilmeyi kabul etti. (www.ankara.edu.tr)

İsrail’de arka arkaya yönetime gelen sertlik yanlısı ana merkez siyasi partisi Likud lideri Binyamin Netanyahu ve daha ılımlı olan İşçi Partisi lideri Ehud Barak dönemlerinde de çatışma ve anlaşmazlıklar devam etti. 2001’de Likud partisinin başına geçen ve iktidara gelen Ariel Şaron yönetimi saldırgan eylemlerde bulununca intifada yeniden başladı. İsrail’in artan şiddet ve sindirme girişimleri Filistinli farklı örgütlerin karşı şiddet eylemlerinin artmasına yol açtı. 2002’de İsrail birlikleri Arafat’ı Ramallah’taki idari binasında kuşattı. Arafat, dünya kamuoyunun tepkisine rağmen uzun süre abluka altında kaldı. 2005’te Gazze’deki askerlerini çeken İsrail, 2008’de yeniden saldırıya geçti, birçok insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Filistin Sorunu, insan hakları ihlalleri yaşanmasına karşın günümüzde de sürmektedir.

Yorum yapın