Geçmişten günümüze Türkiye’nin nüfus yapısındaki değişim incelendiğinde doğurganlık hızının özellikle 2000’li yılların başından itibaren düşüş eğiliminde olduğu görülmektedir.
Bu değişimin gelecekte nüfus miktarına, yaş yapısına ve diğer demografik süreçlere etkisini TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ve UN DESA’nın (Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı) hazırladığı nüfus projeksiyonları temel alınarak oluşturulan senaryolarla incelemek mümkündür.
TÜİK’in hazırladığı düşük düzey doğurganlık senaryosuna göre doğurganlık hızının doğal akışı içinde azalarak 2050 yılında 1,65’e düşeceği, 2050 yılından sonra da artışa geçerek 2075 yılında 1,85 değerine ulaşacağı varsayılmaktadır. Yüksek düzey doğurganlık senaryosuna göre ise doğurganlık hızının artarak 2050 yılında 3’e ulaşacağı ve 2075 yılına kadar sabit kalacağı varsayılmaktadır.
Türkiye’deki mevcut ekonomik büyümenin gelecekte de devam etme potansiyeli göz önüne alındığında doğurganlık seviyesindeki mevcut azalma eğiliminin aynı şekilde devam edeceği öngörülmektedir.