Dünya yüzeyinin yaklaşık %71’i sularla kaplıdır. Yeryüzündeki suların tamamını oluşturan su küreyi (hidrosfer) fiziki coğrafyanın bir alanı olan sular coğrafyası (hidrografya) inceler.
Yeryüzündeki başlıca su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller, buzullar, akarsular ve yer altı suları oluşturur.
Yeryüzündeki sular sürekli döngü hâlindedir. Suların bir kısmı, Güneş’ten gelen enerji sonucu oluşan buharlaşma ve bitkilerin terlemesi yoluyla su buharı olarak atmosfere karışır. Su buharı, atmosferde uğramış olduğu bazı faaliyetler sonucu yağış olarak tekrar yeryüzüne iner.
Karalara inen yağışların bir kısmı, yer altına sızarak yer altı sularını oluştururken bir kısmı da yüzeysel akışa geçerek akarsularla göllere ve denizlere ulaşır. Suyun bu hareketine su döngüsü (hidrolojik döngü) adı verilir (Görsel 1.68).
Su döngüsü yoluyla dünyanın mevcut su potansiyeli, mükemmel bir şekilde sürekli yenilenmektedir. Ancak aşırı tüketim ve kirlenme, kullanılabilir su kaynaklarının günden güne azalmasına neden olmaktadır.
Yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık %97,5’ini suları tuzlu olan deniz ve okyanuslar; %2,5’lik kısmını ise buzullar, yer altı ve yer üstü suları oluşturmaktadır. Tatlı suların yaklaşık %99,7’lik kısmı buzullar ve yer altı sularında bulunmaktadır. Dolayısıyla yeryüzündeki tatlı suların çok az bir kısmı yani %0,3’ü yüzey sularından oluşmaktadır (Grafik 1.1).
Yeryüzündeki su kaynaklarının çok az bir kısmı içilebilir ve kullanılabilir durumdadır. Günümüzde dünya nüfusu hızla artmakta buna karşılık içilebilir ve kullanılabilir su kaynakları azalmaktadır. Bu durum, suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Birçok ülke, şimdiden su sıkıntısıyla karşı karşıya kalmış vaziyettedir. |
BİLGİ HAVUZU |
Ülkeler, su varlığı bakımından şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
|
Dünya yüzeyinin yaklaşık %71’ini oluşturan suların yarım kürelere dağılışı birbirinden farklıdır. Kuzey Yarım Küre’nin %61’i, Güney Yarım Küre’nin de %81’i sularla kaplıdır (Harita 1.13).
Bu durum, başta sıcaklık olmak üzere birçok coğrafi olayın yarım kürelerde farklılık göstermesine neden olmaktadır.