Yeni Çağ’da Coğrafya Kısaca

XV. yüzyılın başlangıcından itibaren Rönesans hareketleriyle birlikte Avrupa’nın izolasyonu son bularak keşifler dönemi başlamıştır. Dinî inançlarını yayma ve yeni kaynaklar bulma arzusu coğrafi keşiflerin başlamasında en etkili faktörlerdir.

Bu dönemde Avrupalılar daha önce Müslümanlar tarafından korunan ve daha da geliştirilen İlk Çağ filozoflarına ait coğrafi mirastan da faydalanarak çok sayıda eseri Latinceye çevirmişlerdir. 1492-1522 yılları arasındaki dönem, Büyük Coğrafi Keşifler dönemi olarak adlandırılır.

Kristof Kolomb’un (Kristof Kolomb) (Görsel 1.10) 1492’de Amerika kıtasını keşfetmesi ve Portekizli gemici Bartolomeu Dias’ın (Bartelmi Diyaz) Ümit Burnu’nu bulması (1488), Vasko da Gama’nın (Vaska dö Gama) buradan dolaşarak Hint Okyanusu ve Hindistan’a ulaşması (1498) coğrafya alanındaki önemli gelişmelerdir.

Görsel 1.10 Kristof Kolomb
Görsel 1.10 Kristof Kolomb

Yeni Dünya karaları olarak bilinen Kuzey ve Güney Amerika, Okyanusya ile Güney ve Kuzey Kutup çevreleri ile çok sayıda adalar, bu planlı ve uzun süreli deniz seyahatleri sayesinde keşfedilmiştir.

Böylece bilinen dünyanın sınırları büyük oranda genişleyerek coğrafyacıların harita hazırlama ve dünyanın çeşitli kısımlarını tasvir etmede kullanacakları büyük bir bilgi akışı başlamıştır.

Yeni Çağ’da Osmanlı Devleti sınırları içerisinde Piri Reis, Kâtip Çelebi ve Evliya Çelebi’nin yapmış oldukları seyahatler ve ortaya koydukları eserler de coğrafyanın gelişimine büyük katkı sağlamıştır.

BİLGİ KUTUSU
Modern coğrafyanın kurulmasından önce Avrupa’da olduğu gibi Osmanlı’da da coğrafya çok geniş ölçekte bütün kâinatı tasvir eder nitelikteydi. Osmanlı coğrafyacıları XVII. yüzyıla kadar büyük İslam coğrafyacılarının, XVII. yüzyıldan sonra ise Batılı coğrafyacıların eserlerini tercüme etmek ve onları genişletmek suretiyle yeni eserler vermişlerdir.

Yorum yapın