Yakın Çağ’da Coğrafya Kısaca

Coğrafya biliminin gelişmesi yönünden bu çağın en önemli özelliği, yapılan gezilerin artık tanıma ve tanıtma yerine fiziki ve beşerî unsurlardaki farklılıkları açıklamaya yönelik bilimsel amaçlı olmasıdır.

Bu nedenle coğrafyanın bilimsel nitelik kazanmasında etkili olan araştırma, yöntem ve tekniklerinin ortaya çıktığı XVIII. yüzyıl sonlarıyla XIX. yüzyıl başları, coğrafyanın gerçek anlamda bilimsel kimliğine kavuşma dönemidir.

Coğrafyanın bilimsel kimlik kazanmasında özellikle Alexander Von Humboldt (Aleksandır Van Humbolt) (1769-1859), Carl Ritter (Karl Ritter) (1779-1859) ve Frederic Ratzel (Firederik Ratzel) (1844–1904) çok önemli bir yere sahiptir ve çağdaş coğrafyanın da kurucuları olarak kabul edilmektedir. Fiziki coğrafyanın kurucusu olan Humboldt ( Görsel 1.11), coğrafyaya gezi gözlem metodunun yanı sıra bilimsel araştırma metodlarını kazandırmıştır.

Görsel 1.11 Alexander Von Humboldt
Görsel 1.11 Alexander Von Humboldt

Beşerî coğrafyanın kurucusu sayılan Ritter, insan ve doğa arasındaki ilişkiye dikkat çekmiş ve coğrafyanın bu ilişkiyi konu edinmesini savunmuştur. Ratzel ise beşerî coğrafya konularını veriler kullanarak açıklamaya çalışmıştır. Coğrafyanın bir bilim olarak üniversitelerdeki yerini aldığı ve kurumsallaşarak büyük bir ilerleme kaydettiği bu dönem aynı zamanda modern coğrafya dönemi olarak adlandırılır.

Modern coğrafya döneminde farklı yaklaşımlar coğrafyacıları etkilemekle birlikte iklim, yeryüzü şekilleri, bitki örtüsü gibi doğal unsurların insan yaşamını ve faaliyetlerini kontrol eden etken unsurlar olduğu görüşü hâkimdir.

XIX. ve XX. yüzyıllarda yeryüzünün keşfi neredeyse tamamlanmış ve yeryüzünde bilinmeyen yer kalmamıştır. Yeryüzünün bütünüyle keşfinden sonra doğal ortam ve insan etkileşimi coğrafyanın konusunu oluşturmuştur. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan bilimsel gelişmeler coğrafya bilimine de yansımıştır. Çağdaş coğrafya olarak adlandırılan bu dönemin günümüzde de devam ettiği kabul edilmektedir.

Yorum yapın