Türkiye’ye Yönelik İç ve Dış Tehditler

Bir ülkenin dünya üzerindeki yeri, sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynakları, iklimi, uluslararası ilişkilerinde önemli rol oynar.

Bu rolü inceleyen bilim dalına jeopolitik adı verilir. Türkiye’nin coğrafi konumu ve bundan kaynaklanan jeopolitik önemi büyük değer taşımaktadır.

Asya ve Avrupa kıtasını birbirine bağlayan Boğaz Köprüsü’nden bir görünüm (İstanbul)

Türkiye sahip olduğu coğrafi konumu nedeni ile kıtalar arası kara, deniz ve hava yollarının kesiştiği bir yerde köprü durumundadır. Türkiye üç büyük kıtanın birleştiği bir noktada bulunmaktadır.

Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahip olan ülkemiz stratejik bir öneme sahiptir. Diğer yandan Asya ile Avrupa kıtaları arasındaki kara, hava ve demir yolu ulaşımı ülkemiz üzerinden yapılmaktadır.

Bu özelliğinden dolayı Avrupa ülkeleri, Yakın Doğu ülkeleri ile olan ekonomik ilişkilerini sürdürmek için Türkiye’deki mevcut yolları kullanmak zorundadır. Bu özelliği ile ülkemiz, dünya ekonomik ve siyasal politikalarının şekillendiği odak ülkelerden biridir.

Türkiye jeopolitik konumu gereği bugün dünya petrol yataklarının büyük bir bölümüne sahip olan Orta Doğu ülkeleri ile komşu durumundadır. Güçlü bir Türkiye’nin kurulması, petrole dayalı çıkarları olan devletleri rahatsız etmektedir.

Bu devletler, ülkemizin ekonomik ve toplumsal kalkınmasını engellemek için uğraşmaktadırlar. Emperyalist devletler, bölücü terör gruplarını gizli ve açıktan desteklemektedirler. Yurdumuz bölge ülkelerine oranla su ve bor madenleri açısından da dünyanın en zengin ülkelerinden biridir.

Sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynakları nedeniyle de komşularımızın ilgisini çekmektedir. Diğer yandan dünya politikalarını yönlendiren ülkeler, Türkiye ve çevresindeki gelişmeleri yakından izlemektedirler.

Çanakkale Boğazı’ndan bir görünüm

Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Türkiye, Karadeniz’de kıyısı olan devletlerin, Akdeniz’den okyanuslarla bağlantısını sağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahiptir. Bu nedenle Boğazlardan geçiş yapan gemilerin denetimini elinde bulundurmaktadır. Ayrıca yurdumuz tarımsal üretim açısından son derece zengin bir ülkedir.

Dünyada bugün kendi ürettikleri ile geçinen yedi ülkeden biridir. Bu ürün zenginliğinden dolayı bugün ve gelecekte ülkemizin artan nüfusunun önemli bir bölümünü besleyecek büyük bir tarımsal potansiyele sahiptir. Bu özellikler de ülkemizin önemini artırmaktadır. Türkiye, bu önemli özellikleri ve jeopolitik konumu dolayısıyla dünyada güç dengelerini etkileyecek önemli ülkelerden biridir.

Ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmış bir Türkiye’nin varlığı topraklarımızda gözü olan ülkelerin her zaman dikkatini çekmiştir. Yurdumuzun sahip olduğu bu özelliklerden dolayı gelecekte dünyanın en güçlü devletlerinden biri olacağından şüphe edilmemelidir.

Türkiye’nin bu jeopolitik önemini bilen emperyalist devletler, ülkemizin gücünü azaltmak ve gelecekte bölgeye egemen olmamızı engellemek için hiçbir çabadan kaçınmayacaklardır. Yurdumuzun topraklarında gözü olan devletler bugün olduğu gibi gelecekte de ülkemizi zayıflatmak için yıkıcı ve bölücü terör odaklarını gizli ve açıktan her zaman destekleyeceklerdir.

Bazı devletlerin Türkiye’nin jeopolitik öneminden kaynaklanan gücünü azaltmak isteyecekleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni zayıflatmak ve bölmek için çaba harcayabilecekleri unutulmamalıdır. Çünkü Türkiye, modern yapısı, güçlü ordusu ve Atatürkçü düşünce sistemini esas alan rejimiyle çağdaş bir ülkedir.

Anadolu toprakları tarihin her döneminde dışarıdan saldırılara uğramıştır. Yurdumuzun jeopolitik önemini çok iyi bilen Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni koruma görevini Türk gençliğine emanet etmiştir. Atatürk’ün sonsuz güven duyduğu bu gençlik, bugün olduğu gibi yarın da ülkemizin jeopolitik önemini çok iyi kavramalıdır.

Yurdumuzu korumak ve kalkındırmak için çağdaş bilgi birikimi ile donanmalıdır. Yetişecek genç nesiller, her gün dünyada ve Türkiye’de meydana gelen gelişmeleri yakından izlemelidir. Türk gençliği, Türkiye’ye yönelecek iç ve dış tehditlere karşı gereken cevabı anında vermelidir.

Gençlik, Türkiye’nin bütünlüğüne, millî birlik ve beraberliğe yönelen her türlü yıkıcı ve bölücü harekete ödünsüz karşı çıkmalıdır. Diğer yandan Türk gençliği, Atatürk’ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni aziz bilmeli ve canından çok sevmelidir.

Türkiye, Atatürkçü düşünce sistemi sayesinde hem üniter devlet yapısını korumasını bilen hem de dinamizmi ile sürekli gelişen bir yapıdadır. Bunu engellemek isteyen dış güçler sürekli olarak tehdit üretecekler, hatta toplumda oluşturdukları taraftarları ile ülkemizi bölmeye çalışacaklardır.

Bölücü unsurlar Türkiye’de terör faaliyetleri ile kendilerini göstermektedir. Terörizm, “siyasal bir hedefe ulaşmak amacıyla devlete, halka ya da bireylere karşı sistemli şiddet eylemlerine başvurma” şeklinde tanımlanmaktadır.

Terörizmin temel amacı, bir davaya veya siyasal anlaşmazlığa dikkat çekmektir. Bu “dikkat çekme” şiddet eylemleri neticesinde toplumda oluşturulan korku ve dehşet havası ile sağlanmaktadır. Terörizmin benimsediği bir diğer amaç; kargaşa yaratarak toplumun direnme gücünü kırmak, yerleşik sosyal ve siyasal düzenin arkasındaki halk desteğini şiddet yoluyla zayıflatmaktır.

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve tam bağımsızlık ilkeleri üzerine kurulmuş bir devlettir. Bugün Türk milleti Atatürk ilkeleri doğrultusunda onurlu ve saygın bir millet olarak varlığını devam ettirmektedir. Bu nedenle ülkemizin millî birlik ve beraberliğini bozmak isteyen dış odaklar her türlü yöntemi denemekten çekinmemektedirler.

Son yıllarda ülkemiz üzerinden Avrupa’ya taşınan petrol ve doğal gaz boru hatlarının ülkemiz topraklarından geçmesi, Türkiye’nin kalkınmasını istemeyen devletleri rahatsız etmektedir. Ülkemizin en önemli güç dengelerinden biri de hızla artan genç, dinamik ve eğitimli bir nüfus yapısına sahip olmasıdır.

Türkiye’nin bu potansiyel gücü ülkemiz üzerinde olumsuz düşünceler taşıyan devletleri tedirgin etmektedir. Dün olduğu gibi gelecekte de Türkiye’nin çağdaşlaşmasında vatandaş olarak gerekli desteği sağlamak, vatandaşlık görevlerimizden biri olmalıdır. Çünkü Türkiye’nin bölgede güçlü bir hâle gelmesinden rahatsız olan bazı ülkeler, iç sorunlarımızı kullanarak milletimizi bir birine karşı kışkırtmaktadırlar.

Türkiye’nin, dün ya da çok değerli topraklar üzerinde yer alması ve bulunduğu bölgede etkili bir konum da olması sebebiyle güçlü bir Türkiye’yi istemeyen dış güçlerin gizlice yaptığı birçok plan bulunmaktadır. Bu planların millî birlik ve beraberliğimizi bozmasına izin vermemeli, gelecek tehlikelere karşı uyanık ve bilinçli olmalıyız. Bilmeliyiz ki Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıktığımız sürece Türkiye Cumhuriyeti varlığını devam ettirecektir.

İç ve dış tehditler karşısında Türk milletine düşen en önemli görev; her türlü ideolojik, bölücü ve yıkıcı çalışmalara karşı her zaman uyanık olmaktır. Türk milleti, millî birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeli, demokratik sistemden ödün vermemelidir.

İçeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelerle mücadele edebilmek için aşağıdaki görev ve sorumlulukları yerine getirmeliyiz.

  • Türk tarihini iyi bilmeli ve tarihten dersler almalıyız.
  • Türk gençliği olarak milletimizi ve vatanımızı çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak için çok çalışmalıyız. Güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye oluşturmak için akıl ve bilimin önderliğinde Atatürkçü düşünce sisteminden yararlanmalıyız.
  • Milletin birlik ve beraberliğini, vatanın bütünlüğünü her şeyin üstünde tutmalıyız. Türkiye’nin gelişmesi ne engel olmak isteyen iç ve dış propaganda ve tehdit odaklarının amaçlarını, faali yetlerini bilmeliyiz ve bu faaliyetleri ortadan kaldıracak şekilde davranmalıyız.
  • Demokratik, laik, hukuk devletine sahip çıkmalıyız.
  • Dünyadaki diğer Türk devletleri ile dil, tarih, kültür birliğini sağlayacak bütün çalışmalara katılmalı ve bu çalışmaları desteklemeliyiz.
  • Hayatta en hakiki yol göstericinin ilim olduğunu ve bu konuda çok çalışmak ve üretmek gerektiğini bilmeliyiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sonsuza kadar hür ve bağımsız olarak yaşaması için ülkemize yönelik tehditlere karşı gerekli tedbirleri almak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız. Türkiye’yi çağdaş medeniyet seviyesine çıkarmak, hedefimiz; bu uğurda çalışmak, amacımız olmalıdır.

Yorum yapın