Türkiye’nin Ekonomik Kaynakları Nelerdir?

Türkiye’nin ekonomik kaynaklarını beşeri kaynaklar, sermeye ve teknoloji, doğal kaynaklar olarak üç başlık altında inceleyeceğiz.

1- Beşerî Kaynaklar

Bir ülkenin ekonomik potansiyelini ve  büyüklüğünü  gösteren kriterlerin başında o ülkenin beşerî kaynağı olan  nüfus  gelmektedir.

Beşerî kaynaklar incelenirken; belli bir  bölgede  yaşayan  insan  sayısı, nüfus yoğunluğu, teknoloji, insanların sahip oldukları doğal kaynaklar  ve  kültür  düzeyleri,  dikkate alınır. Ekonomik  açıdan  nüfus kavramını ortaya koyarken nüfusun birçok özelliğinin bilinmesi gerekir.

TABLO 1.1: TÜRKİYE’DE NÜFUS DAĞILIMI 2015

Yaş Aralığı Toplam Nüfusa Oranı
0-14 yaş 24%
15-64 yaş 67,80%
65 ve üzeri 8,20%

TABLO 1.2 : TÜRKİYE’NİN NÜFUSU, ARTIŞ HIZI VE DAĞILIMI 2015  (Kaynak: TÜİK)

Türkiye nüfusu 78.741.053
Nüfus artış hızı ‰ 13,4
İl ve ilçe merkezlerindeki nüfus 72.523.134
Köy ve belde nüfusu 6.217.919
Çalışan nüfus 27.261.000
Tarım 20,60%
Sanayi 20,00%
Hizmet 52,20%
İnşaat 7,20%

Öğrenci Nüfusu 2015 (Kaynak: TÜİK)

İlkokul/Ortaokul 10.712.257
Ortaöğretim 5.691.071
Yükseköğretim 6.689.185
Ortalama ömür 78
Türkiye’de ortanca yaş 31

Tablo 1.1 ve 1.2’de görüldüğü gibi 2015 yılı itibariyle Türkiye nüfusu 78.741.053′ tür. Nüfus artış hızı ‰13,4’tür. Türkiye nüfusunun büyük bölümü 15-64 yaş grubunda yer alır. Yetişkinlerden sonra oranı en fazla olan grup, 0-14 yaş arasındaki çocuklardır. Bütün bunlar Türkiye nüfusunun genç olduğunu gösterir. Çalışan nüfus 27.261.000’dir. Türkiye’de çalışanların sadece % 20’si sanayi sektöründe, % 52,2’si hizmet sektöründe, % 20,6’sı tarım sektöründe ve %7,2’si inşaat sektöründe çalışmaktadır.

Buna göre Türkiye’de nüfusun önemli bir bölümü hizmet sektöründe çalışmaktadır.

2- Sermaye ve Teknoloji

Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin ve zenginliklerinin göstergelerinden bir diğeri de sermaye birikimidir. Her türlü altyapı ile birlikte üretimde kullanılan makine, teçhizat, elektrik santralleri, barajlar, fabrikalar ve yetişmiş insan gücü sermaye olarak kabul edilir. Sermayenin bolluğu, üretimi daha verimli hâle getirir. Her türlü altyapı yatırımı ve modern teknolojinin kullanılması ile ülkenin üretim düzeyi artar. Türkiye; üniversiteleri, araştırma kurumları, gelişen sanayisi ve teknoloji düzeyi yanında, yetişmiş insan gücüyle bilim ve teknoloji alanında önemli gelişmeler göstermektedir.

1963 yılında kurulan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ( TÜBİTAK).

TÜBİTAK , araştırmalara destek sağlayarak bilim ve teknoloji politikalarını belirleyen oluşumdur. Ar-Ge, bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak amacıyla yürütülen sistematik çalışmalardır.

TÜBİTAK’ın faaliyet alanları aşağıda yer almaktadır:

  • Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yenilik (BTY) politikalarının oluşturulmasında hükûmete destek olmak,
  • BTY araştırmalarını desteklemek ve özendirmek,
  • BTYaraştırmaları yapmak, lBTY için gerekli insan kaynağının gelişmesini desteklemek,
  • Uluslararası BTY iş birliklerini oluşturmak ve yönetmek,
  • Toplumun genelinde BTY kültürünün gelişmesini ve yerleşmesini destek-lemek ve özendirmek,
  • BTY altyapısının  gelişmesine  katkı sağlamak,
  • BTYbilgilerine erişimi kolaylaştırmak.

Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını gerçekleştirebilmesi, özellikle sanayi sektörü ile sağlık ve eğitim sektörlerindeki beşeri sermaye birikimini artırıcı tedbirler alması ile mümkün olacaktır. Bu sektörlere yatırım yapılması, bir taraftan üretim yapılmasını sağlayacak fiziki sermaye stokunu artırırken diğer taraftan da bilgi ve teknoloji üretimine katkı sağlayacak beşeri sermayenin niteliğini iyileştirecektir.

Teknoloji, en genel anlamıyla bilimsel bilginin kuvvete ve eyleme dönüşmüş şekli olarak tanımlanmaktadır. Teknoloji insan hayatında şu değişiklikleri ortaya çıkarır:

  1. Teknoloji, daha düşük maliyetle daha fazla mal üretme imkânı sağlamaktadır. Bu, toplumların hayat standardını yükseltmenin başlıca aracıdır. Örneğin; otomotiv sanayindeki ve inşaat sektöründeki gelişmeler, ev araç gereçlerindeki çeşitliliğin artması.
  2. Ulaştırma ve haberleşmede teknoloji sayesinde gerçekleşen devrimler, yeni yaklaşımları ve sosyal etkileşimleri artırmıştır. Örneğin; hızlı tren, metro, akıllı telefon, bilgisayar, LCD televizyon.
  3. Özellikle, zaman ve mekânla ilgili kavramlar, teknoloji sayesinde değişime uğramış; “hız” ve “hareket” kavramları geçmiştekinden daha fazla öneme sahip olmuştur.

Teknoloji, ekonomik gelişmenin en kritik üretim faktörlerinden birisi olmaya devam etmektedir. Bilgiyi teknolojiye dönüştürebilen ülkeler, ürettikleri teknolojik malları tüm dünya genelinde satabilmektedir. Teknolojik ürünlerin fiyatları diğer mallara göre özellikle tarımsal ürün fiyatlarına göre daha yüksek olmaktadır. Diğer ürünleri üretip satan ülkelerle karşılaştırıldığında daha yüksek gelirler elde etmektedirler. Bu yüzden teknolojik ürünlerin ülke içerisinde üretilmesine çalışılmalıdır.

3- Doğal Kaynaklar

İnsan toplulukları, belirli bir coğrafyada yaşar. İklim koşulları, akarsular, yer altı zenginlikleri toplumun ekonomik yaşamı açısından önemlidir. Toprak, bitki, hayvan, madenler, hava ve güneş ışınları, insanı ve çevresini etkileyen her şey doğal yapıyı oluşturur. Doğada bulunan bütün varlıkları doğal kaynak olarak kabul etmek mümkündür. Türkiye’nin, yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından zenginliği Tablo 1.3 ve 1.4’te verilmiştir.

Toprak, Türkiye’nin doğal kaynakları arasında yer almaktadır. Türkiye’de yararlanılan toprakların en büyük bölümü tarla alanıdır. Tarla alanları dışında sırasıyla otlakların, çayırların, ormanların, bağların, zeytinliklerin ve sebze bahçelerinin kapladığı alanlar gelir.

Bugün, ülkemizde ekilip dikilebilen toprakların alanı artmıştır. Fakat, otlak ve çayırlarımızın alanı azalmıştır. Hayvanların beslenme alanı olan otlak ve çayırların büyük bölümü, tarla ve bahçe hâline getirilmiştir. Nüfusumuzu besleyebilmek için topraklarımızın verimini artırmak ve daha çok ürün almak zorundayız. Türkiye’nin büyük bölümü kurak ve yarı kurak iklimin etkisindedir. Bu da tarımsal üretimde su ihtiyacını büyük ölçüde artırmaktadır. Tarımın yağışlara bağlı olarak yapıldığı ülkemizde, yağış düzensizliği önemli bir sorundur. Bu nedenle, sulama çalışmalarına önem verilmektedir.

TABLO 1.3: TÜRKİYE’NİN DOĞAL KAYNAKLARI (2015)
(
Kaynak: TÜİK)

Yüzölçümü 785.347 km2
Kıyı uzunluğu 8.333 km
Göl ve baraj alanı 10.400 km2
Orman alanları 21.678.134 hektar
Tarım alanları 38.560.000 hektar

Türkiye’de iklim koşulları ağaç yetişmesine uygun olduğu hâlde orman alanları yeterli değildir. Oysa iklim ve toprak şartları dikkate alındığında orman alanlarının ülkemizin yüzölçümünün %70’ini oluşturması gerekirdi. Bu da tabiatın elverişli olmasına rağmen, orman alanlarının büyük ölçüde yok edildiğini ortaya koymaktadır.

TABLO 1.4: 2014 YILI TOPLAM MADEN ÜRETİMİ (TON)
(Kaynak: TÜİK)

Taş kömürü 3.200.141
Demir 4.652.086
Bakır 8.410.922
Krom 12.222.814
Bor 4.220.291
Manyezit 2.356.456
Bazalt 20.215.752

Günümüzde dünyada yaklaşık 90 çeşit madenin üretimi yapılmaktayken ülkemizde 60 civarında maden üretimi yapılmaktadır. MTA (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) verilerine göre, dünyada 132 ülke arasında toplam maden üretim değeri itibarıyla 28’inci sırada yer alan ülkemiz, maden çeşitliliği açısından ise 10’uncu sırada bulunmaktadır.

Başlıca madenlerimiz; demir, bakır, boksit, bor mineralleri, kükürt, zımpara taşı, barit ve tuzdur. Ayrıca metalik olmayan; mermer, kaolin, lüle taşı, oltu taşı gibi maden yatakları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra odun, kömür, petrol, elektrik, güneş, jeotermal, rüzgâr, doğal gaz gibi enerji türlerinden yararlanılmaktadır.

Ülkemizin dünya üzerindeki konumu, ulaşım açısından son derece elverişlidir. Ülkemiz, çok eskiden beri ana yolların geçtiği bölgededir. Bu üstünlüklere karşılık, tabiattan kaynaklanan ve ulaşımı zorlaştıran bazı engeller söz konusudur.

Sonuçta ülkemizde tabiat, üretim faktörü olarak büyük önem taşır. Yüzey şekilleri, ülkenin konumu, iklimi, toprağı, maden ve enerji kaynaklarıyla tabiat, ülkemizin ekonomik koşulları üzerinde büyük ölçüde etkili olmaktadır.

Yorum yapın