Türkiye’nin Avrupa Birliğine Tam Üyelik Başvurusu (1987) ve Gümrük Birliğine Giriş (1996)

Türkiye’nin AET’ye Tam Üyelik Başvuru Mektubu

Türkiye’nin AET’ye tam üyelik başvurusuna ilişkin mektup, dönemin Devlet Bakanı Ali Bozer tarafından Brüksel’deki topluluk genel başkanı ve Belçika Dışişleri Bakanı Leo Tindemans’a (Leyo Tindemans) verildi. Bir kopyası da AET Komisyon Başkanı Jacques de Lors’a (Jak dö Los) verildi. Mektup aşağıdaki şekildedir:

“Sayın Başkan,

Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti adına işbu mektupla Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu tesis eden antlaşmanın 237. maddesi düzenlemeleri uyarınca Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üye olmak için resmen müracaat etmekte olduğunu ekselanslarına bildirmekten şeref duyarım.

Bu çerçevede, Türkiye’nin Avrupa organizasyonuna ve Avrupa Birliği’ne keza Avrupa topluluklarını tesis eden antlaşmaları ortaya çıkaran ideallere bağlılığını bilhassa belirtmek isterim.

Ekselans, en derin saygılarımın kabulünü rica ederim.

Ali Bozer – Devlet Bakanı (www.abmerkezi.org.tr) (Düzenlenmiştir.)

Türkiye’nin AET’ye Tam Üyelik Başvurusuna AT Komisyonu’nun Verdiği Cevabın Bir Bölümü

“(…) Türkiye büyük bir ülkedir. Herhangi bir topluluk üyesi devletten daha büyük bir coğrafi alanı vardır ve ileride daha büyük bir nüfusa sahip olacaktır ve genel gelişmişlik düzeyi Avrupa ortalamasının bir hayli altındadır.

(…) Türk sanayisi, toplulukta olduğundan çok daha yüksek bir koruma düzeyi sayesinde gelişebilmiştir… Büyük ölçüde bütçe açıkları yoluyla finanse edilen kamu yatırımları alanında önemli gayretlere ve yüksek düzeyde endüstriyel büyümeye rağmen, işsizlik düzeyi kaygı vericidir. Yüksek orandaki nüfus artışı dikkate alınırsa, işsizliğin muhtemel seyri de kaygı vericidir.

(…) 1980’deki askerî darbeden sonra Türkiye yeni bir anayasa kabul etti… Bir dizi reform yoluyla kurulan sistem, topluluk modellerine daha yakın bir parlamenter demokrasiyle sonuçlandı. Ancak kamusal yaşam, topluluk içinde geçerli olanlara benzer hükümler içermekle beraber henüz Türkiye’deki tüm siyasal güçlere ve sendikalara açılmamış olan mevzuatın ağırlığı altında olmaya devam ediyor.

(…) 1989’un son çeyreğinde Komisyon’un değerlendirmesine göre, Türkiye’nin ekonomik ve politik durumu, son zamanlardaki gelişmelerin olumlu taraflarına rağmen, eğer topluluğa katılırsa Türkiye’nin karşılaşacağı uyum sorunlarının da orta vadede aşılabileceğine Komisyon’u ikna etmemektedir.

Komisyon o görüştedir ki Avrupa’nın tamamı bir değişim içindeyken ve topluluğun kendisi büyük değişimlerden geçerken bu aşamada yeni katılım müzakerelerine girilmesi uygun olmayacaktır.

Bununla beraber Komisyon, bu ülkenin Avrupa’ya doğru genel açılımı dikkate alındığında, Toplululuğun Türkiye ile iş birliğini sürdürmesi gerektiğine inanır…

Topluluk, Türkiye ile ilişkilerini yoğunlaştırmada ve politik ve ekonomik modernleşme sürecini bir an önce tamamlaması için bu ülkeye yardım etmede temel bir menfaate sahiptir… Türkiye’nin modernleşme çabalarına katkıda bulunmak için Komisyon, Topluluk tarafından Türkiye’ye, bu ülkenin Topluluğa üye olma ehliyeti üzerinde şüphe yaratmaksızın, Ankara Antlaşması imza edildiği zaman gösterilmiş olan siyasi iradeye uygun olarak her iki ortağın daha fazla karşılıklı bağımlılık ve bütünleşme yoluna girmelerine imkân verecek bir dizi somut tedbir teklif etmesini tavsiye eder. (www.abmerkezi.org.tr) (Özetlenmiştir.)


Türkiye, 1987’de Başbakan Turgut Özal Dönemi’nde AET’ye tam üyelik için başvuruda bulundu. Verilen cevapta başvuru kabul edilmekle birlikte, tam üyelik için gerekli kriterlerin yerine getirilmesi, yeni bir genişleme sürecinin beklenmesi ve gümrük birliğinin tamamlanması gerektiği bildirildi. Gümrük Birliği ise 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girdi.

Yorum yapın