Türkiye’nin Akarsuları

Türkiye’de akarsu ağı oldukça sıktır. Dikdörtgene benzeyen bir yarımada olan ülkemizde dağlar genellikle kıyıya paralel uzanır. Buna bağlı olarak akarsuların boyları kısa, su toplama havzaları küçüktür.

Kaynağını Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki dağlardan alan akarsular, kısa bir yol kat ederek denize ulaşır. Kaynağını iç kesimlerden alan akarsuların ise boyları uzun ve su toplama havzaları büyüktür.

Görsel 1.100 Kızılırmak (Avanos - Nevşehir)
Görsel 1.100 Kızılırmak (Avanos – Nevşehir)

Örneğin Türkiye’nin en uzun nehri olan Kızılırmak (yaklaşık 1355 km), kaynağını iç kesimlerden (Sivas) alarak Karadeniz’e dökülür (Görsel 1.100).

Türkiye’nin genellikle yarı kurak iklim koşullarına ve küçük akarsu havzalarına sahip olması, akarsuların debilerinin düşmesine neden olmuştur. Ancak her mevsim görülen yağışlarla beslenen Doğu Karadeniz’deki akarsular ile havzaları daha geniş olan Doğu Anadolu’daki akarsuların debileri nispeten daha yüksektir (Görsel 1.101).

Görsel 1.101 Fırtına Deresi (Çamlıhemşin - Rize)
Görsel 1.101 Fırtına Deresi (Çamlıhemşin – Rize)

Türkiye’de genellikle yağış rejiminin düzensiz olması, akarsu rejimlerinin de düzensiz olmasına neden olmuştur. İlkbahar mevsiminde yağışlara ve kar erimelerine bağlı olarak artan su miktarı, yazın yağışların azalması ve buharlaşmaya bağlı olarak düşmektedir.

Türkiye’deki akarsular genellikle derin ve dar vadilerde hızlı bir akışa sahiptir. Bu durum; ülke arazisinin genç oluşumlu, yüksek ve engebeli olmasından kaynaklanmaktadır. Akarsular, bu hızlı akış sayesinde bol miktarda alüvyon taşıyarak denize döküldüğü yerlerde genellikle delta ovası oluşturur. Ayrıca bu akarsular üzerinde çok sayıda baraj inşa edilmişir.

Türkiye’deki akarsuların büyük bölümü doğduğu bu sınırlar içerisinde denize dökülür. Ancak Fırat, Dicle, Aras, Kura ve Çoruh nehirlerinin Türkiye’de doğup başka bir ülkede denize veya göle döküldüğü görülmektedir. Meriç ve Asi nehirleri ise başka topraklarda doğup ülkemize ait sınırlar içerisinde denize dökülmektedir.

Türkiye’deki akarsular; genellikle yağmur, kar, buz ve kaynak suları ile bazen de göl sularıyla beslenmektedir. Ülkemizde yağışlar, bölgesel farklılıklara rağmen daha çok yağmur şeklinde görüldüğünden akarsuların beslenmesinde yağmurun payı büyüktür.

Yağmur suları, yüzeysel akış yoluyla akarsu yatağına ulaşmaktadır. Dolayısıyla bu sularla beslenen akarsuların bulunduğu bölgenin yağış rejimi ile akarsu rejimi paralellik göstermektedir (Grafik 1.4). Yağışlı dönemde akarsuyun yükselen akımı kurak dönemde düşmektedir.

Grafik 1.4 Gediz Nehri’nin yıllık ortalama akım ve yağış grafiği (Manisa)
Grafik 1.4 Gediz Nehri’nin yıllık ortalama akım ve yağış grafiği (Manisa)

Kaynak sularıyla beslenen akarsular, bulunduğu havzanın yağış rejiminden kısmen etkilenir. Beslenmesinde daha çok kaynağa ait debinin etkili olduğu bu akarsuların akım grafiği yıl içinde çok fazla değişmez (Grafik 1.5).

Türkiye’de özellikle Batı Toroslar ile Orta Toroslar’dan doğan ve Akdeniz’e dökülen akarsuların bazıları (Manavgat, Göksu, Köprüçay vb.) karstik kaynaklarla beslenmektedir.

Grafik 1.5 Manavgat Nehri’nin yıllık ortalama akım ve yağış grafiği (Manavgat - Antalya)
Grafik 1.5 Manavgat Nehri’nin yıllık ortalama akım ve yağış grafiği (Manavgat – Antalya)

Dağlardaki kar ve buzların erimesiyle beslenen akarsuların debisi ilkbahar ve yaz mevsiminde artar. Çoruh, Fırat, Dicle ve Aras nehirleri başta olmak üzere Kuzeydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu’daki akarsular genellikle bu şekilde beslenir (Görsel 1.102).

Görsel 1.102 Dicle Nehri (Hasankeyf - Batman)
Görsel 1.102 Dicle Nehri (Hasankeyf – Batman)

Akarsular, havzalarının büyüklüğüne göre farklı kaynaklarla beslenebildiği gibi aynı akarsuyun farklı kolları da farklı kaynaklarla beslenebilir. Örneğin Fırat Nehri’nin bir kolu olan Sultan Suyu karstik kaynaktan beslenirken diğer kolları kar, buz erimeleri veya yağmur sularıyla beslenmektedir.

Türkiye’de karma rejimli akarsulara Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat gibi büyük akarsular örnek verilebilir (Görsel 1.103).

Görsel 1.103 Yeşilırmak (Amasya)
Görsel 1.103 Yeşilırmak (Amasya)

Akarsu havzaları su bölümü çizgisiyle birbirinden ayrılır. Sularını denizlere kadar ulaştırabilen akarsular açık havza, ulaştıramayanlar ise kapalı havza özelliğindedir.

Bazı akarsuların yolculuğu ise denizlere ulaşamadan göllerde son bulmaktadır. Ancak bazı göller, gideğenleri vasıtasıyla denizlere ulaşabilmektedir. Bu tür göllere dökülen akarsular da açık havzaya sahiptir. Ülkemizde yer alan akarsular genellikle denizlere dökülmektedir.

Yorum yapın