Türkiye’de Soyut Resim Dönemi | Bu Akımın Öncü Sanatçıları Kimlerdir?

Türkiye’de soyut resim dönemi 1950’lere doğru ortaya çıkan, Anadolu’nun geleneksel nakış ögeleri ile çağdaş Batı resminin anlatım biçimlerini bağdaştıran eserler ortaya çıkarmışlardır.

Bu akımın öncü sanatçıları Adnan Çoker, Lütfü Güney, Nuri İyem, Ferruh Başağa ve Sabri Berkel’dir.

Türkiye’de Soyut Resim Dönemi Sanatçıları:

Sabri Berkel (1907-1993): Türk sanatında 1950’lerden sonra öne çıkan soyut sanatın resim alanında ilk önemli temsilcisidir.

1941 yılında D Grubu’na katılan ressamın eserleri özgünlüğü, güçlü estetiği nedeniyle Türk resim tarihinde başlı başına bir okul niteliği taşımaktadır. Berkel’in eserleri “soyut klasikçilik” başlığı altında toplanmaktadır. Ressamın hat ve minyatür sanatına ilgisi, soyut  yaklaşımına  bu sanatların dekoratif zarafetini getirmiştir.

Rönesans Dönemi ile ilgili çalışmalar da yapan sanatçının Simitçi, Yoğurtçu, Natürmort, Mimar Sinan, Kompozisyon ve Pentür (Resim 04.16) adlı tabloları eserleri içinde en bilinenleridir.

Türkiye’de soyut resim sabri berkel
Resim. 04.16: Pentür, Sabri Berkel

Adnan Çoker (1927-1993): Türkiye’de soyut resim sanatın önde gelen ressamlarından olan Çoker, 1960 yılında Avruphttps://www.fikir.gen.tr/turkiyede-soyut-resim-donemi-bu-akimin-oncu-sanatcilari-kimlerdir/a’dan yurda dönmüş, 1963’te dört ressam arkadaşıyla Mavi Grup’u kurmuştur. Eserlerinde yalnız geometrik biçimler kullanıp renkleri en aza indirerek biçim ve renk dengesini sağlamayı amaçlamıştır.

1970’ten sonraki eserlerinde parıltılı ışıklar ve metal etkisi elde etmiştir. Resimlerinde denge ve uyumları bütünleştirmeyi amaçlamıştır. Sanatçı, Selçuklu ve Osmanlı mimarlığından etkilenmiş; mor, pembe ve siyah tonları kullandığı resimlerinde ışık çok önem verdiği bir öge olmuştur.

Çalışmalarından bazı örnekler şunlardır: “Gök Kubbe”, “Beş Eleman On Işık”, “Açık Simetri”, “Yarım Küreler”, “Mor Ötesi”, “Ötesi Boşluk” ve “Kubbeler” dir.

1960 döneminde soyut sanat yerini figüratif anlayışa bırakmıştır. Bu dönemin özelliklerini simgeleyen ressamlar arasında Orhan Peker, Yüksel Arslan ve Cihat Burak bulunmaktadır.

Yüksel Arslan (1933): Başlangıçta Klee, Miro, Michaux gibi sanatçılardan, Doğu minyatürlerinden, Karagöz tiplerinden ve özellikle Siyah Kalem’in eserlerin-

den etkilenen Yüksel Arslan, klasik ve akademik beğeninin karşısında oldu. Bilinçaltının düşsel dünyasına yöneldi. însanın iç yaşantısını ortaya çıkaran yansımaları, çelişkileri ve gizli yönelişleri tuvale aktardı. Çizginin anlatım gücünden yararlanarak çoğu kez tek rengin egemen olduğu insan ve hayvan figürleri çizdi.

Üslubunda her zaman geleneksel nakış ve hat sanatının izleri görülür. Eserlerini tuval ve yağlı boya kullanmadan toprak, boya ve yağ sürerek bir ön işlemden geçirdiği kağıt üzerine kendine özgü malzemeleri uygulayarak oluşturmuştur. Yüksel Arslan’ın “Phallisme”, “Arture” (Resim 04.17) , “Yabancılaşma”, “Kapital” ve “Etkiler” adlı dizileri en önemli eserleridir.

Türkiye’de soyut resim yüksel arslan
Resim. 04.17: Arture, Yüksel Arslan

Cihat Burak (1915-1994): Mimar ve ressam Cihat Burak, eleştirel gerçekçi eğilimde ve naif bir anlayışla çalıştı. Birleşmiş Milletler bursuyla Paris’e gitti. Cihat Burak, resimlerinde toplumun ve insanların yaşadıkları çelişkileri yerel bir sanat geleneği ve son derece ayrıntıcı bir tavırla yansıtmıştır. Yozlaşan değerlere bir eleştiri ve mizah anlayışıyla yaklaşır.

Günlük yaşam sahnelerini anılara bağlayarak gerçekçi fantastik bir bağlam içinde ele almıştır. Bilinen, tanıdık nesneleri bir düş dünyasının yaratıklarına dönüştürür. Kentleri, kentlerde yaşayan huzursuz insanları bir düş dünyası içinde çizip renklendirmiştir. Kadın temasını işlediği “Brigitte Bardot’ya Saygı”, “Üç Güzeller” gibi çalışmalarında eleştirel gerçekçi bir anlatıma ulaşmıştır. Ölüm düşüncesini süslü mezar taşlarında somutlaştırdı. Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Nazım Hikmet gibi tarihsel kişileri simgesel biçimde tuvaline yansıtmıştır.

1950’li yıllar Türkiye’nin kültür politikalarında önemli değişimlerin başlangıcı olmuştur. Türkiye’de Çok Partili Dönemin başlaması, toplumda değişik düşünceler ve duyarlıklar gelişmesine ön ayak olmuştur. Bazı sanatçılar çağdaş soyutlamaların öngördükleri içinde hareket ederken bazıları da yeni figüratif alanlara yönelmiştir.

Zeki Faik îzer gibi birçok sanatçı da kişisel anlatım tarzlarından uzaklaşıp soyut yaklaşımı benimsediler. O dönemin resim sanatına soyut yorumlarıyla yeni bir anlatım biçimi katan Ferruh Başağa, Selim Turan, Nejad Devrim gibi sanatçılar bu akımın öncülüğünü yaptılar.

1960’lı yıllara gelindiğinde Türk resminde kişisel düzeydeki duygu, sorun ve bakış açılarını figürle anlatmak eğilimlerinin ortaya çıkışı 1970’li yıllara rastlar. Alaattin Aksoy, Gürkan Coşkun (Komet) (Resim 04.18) Neş’e Erdok (Resim 04.19), Ergin İnan (Resim 04.20), Mehmet Güleryüz (Resim 04.21), Utku Varlık, B. Naci İslimyeli gibi sanatçılar, insancıl ve duygusal figürleriyle ilgi toplamışlardır.

Türkiye’de soyut resim neş'e erdok gürkan coşkun
Resim. 04.18-04.19
Türkiye’de soyut resim enin inan edip cansever mehmet güleryüz
Resim. 04.20-04.21

Cumhuriyet Türkiyesi, böylece yarım yüzyılı aşkın bir sürede gerek öz gerek biçim açısından gittikçe çağdaş, etkin ve geniş bir çeşitliliği yansıtan bir resim geleneğini yaratmış bulunmaktadır.

Yorum yapın