Türkiye ve Orta Doğu İlişkileri – Kuzey Irak’a Operasyon, Suriyeli Mülteci Sorunu, Mavi Marmara Olayı …

Türkiye’nin Orta Doğu politikasının belirlenmesi, bölge ile arasındaki tarihî ve kültürel bağlar ile uluslararası konjonktürde oluşan gelişme ve değişimlerle yakından ilgilidir.

Bölge, siyasi ve etnik açıdan karışık bir yapıya sahip ve pek çok potansiyel çatışma kaynaklarını barındırmasından dolayı hassas dengeler üzerine kuruludur.

Türkiye; ABD, NATO ve Avrupa ile ilişkileri nedeniyle Orta Doğu ülkeleri tarafından zaman zaman eleştirilmiştir. Buna karşın Türkiye bir çatışma bölgesi olan Orta Doğu’da bağımsız politika izlemiş, “Yurtta barış, dünyada barış.” ilkesine göre hareket ederek komşularıyla ve öteki Orta Doğu ülkeleriyle ekonomik ve siyasi ilişkilerini sürdürmüştür.

İran-Irak Savaşı’nda tarafsız kalarak her iki ülkeyle de ilişkilerini sürdüren Türkiye, Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan Birinci Körfez Savaşı’nda ABD ve müttefiklerini destekledi. Türkiye konumu nedeniyle aşağıdaki metinde de görüldüğü gibi aldığı bu karardan dolayı zor anlar yaşadı:

Körfez Savaşı, Orta Doğu … ve özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin taşlarını yerinden oynattı. Irak’ın Kuveyt’i işgali Türkiye’yi birbiriyle çelişen iki alternatifle karşı karşıya bıraktı: Bir yanda Türkiye ile Irak arasında çok sıkı ve çok yönlü ilişkiler vardı (…) Bu ilişkileri sona erdirmek kesinlikle Türkiye’nin lehine değildi, maliyeti yüksekti. Ama diğer yandan da Irak’ın Kuveyt’i işgali hiçbir şekilde ve mazeretle kabul edilemez bir davranıştı. Eğer Irak geriye püskürtülmezse ileride daha büyük sorunlara yol açardı. Bu iki nedenle Irak’a karşı oluşan Körfez Koalisyonu’na katılması gerekiyordu. Diğer yandan Türkiye’nin Körfez Koalisyonu’na destek vermesi aynı zamanda onun “tarafsızlık” ilkesinden ayrılması anlamına geliyordu. Bu çetrefilli ve zor ikilem, Türk dış politikasına karar verenler için hem işgalin yaşandığı günlerde hem de savaştan sonraki günlerde hep gündemde oldu. (Gözen, 2000: 24) (Düzenlenmiştir.)


Türkiye, bu savaştan dolayı 1990’lar boyunca Irak’a uygulanan ambargodan olumsuz etkilendi. 1988’de Türkiye’nin Irak’a ihracatındaki payı %8’lerden 1997’ye gelindiğinde %0,2’ye kadar geriledi. 2003’e kadar Türkiye’nin Irak ile ticari ilişkileri düşük seviyede seyretti. Ayrıca 1990’larda bu savaşın yol açtığı karışıklık ortamı da Türkiye’nin sınırlarında güvenlik sorunları yaşamasına yol açtı.

Türkiye 2003 Mart’ında ABD liderliğinde Irak’a yapılan askerî müdahalede, asker göndermese de Saddam Hüseyin karşıtı politika izleyerek Batılı güçler tarafında yer almıştır. Ancak, ABD askerlerinin Türkiye’den Irak’a geçirilmesi ve Türk ordusunun Kuzey Irak’a girmesine yönelik 1 Mart Tezkeresi, 2003’te TBMM’de reddedilmiştir.

Türkiye, Irak’ın işgali sonrasında bu ülkede yaşanan kaos ortamında Irak’ın toprak bütünlüğünü her zaman gözetmiştir. Bununla birlikte Musul ve Kerkük petrolleri ile Irak Türkmenlerinin güvenlik sorunu, Türkiye’nin yakından ilgilendiği diğer konular olmuştur.

Yukarıda söylenen olumsuzluklara karşın Türkiye’nin 1990’larda durgunlaşan Irak ile ekonomik ilişkileri, Tablo 5.6’da görüldüğü gibi 2003’ten sonra yeniden canlandı.


Birinci Körfez Savaşı adı verilen 1991’deki askerî harekât; petrol fiyatlarını arttırmış, kara taşımacılığı, müteahhitlik hizmetleri ve ihracat üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle Türkiye ekonomisini önemli kayıplara uğratmıştır. Irak’a 2003’te yapılan askerî müdahaleden sonra ekonomik ve ticari ilişkiler yeniden artış dönemine girmiştir. (www.mfa.gov.tr) (Düzenlenmiştir.)

Türkiye-Irak Ticaret Göstergeleri

Türkiye, içeride yaşadığı güvenlik sorunlarında payı olduğu ve önceden de var olan su problemleri nedeniyle Suriye ile 2000’lere kadar sıkıntılı bir dış politika izledi. Bu tarihten sonra ilişkiler yeniden düzeldi.

Suriye’nin İsrail ile olan sorunlarında da ara buluculuk yapan Türkiye, bu ülkenin iç politikasındaki değişim nedeniyle Suriye yönetimine karşı mesafeli politika izlemiştir. Özellikle 2011’den sonra Türkiye, Esad rejimiyle ciddi sorunlar yaşamaya başlamıştır. 2011’de başlayan Suriye iç savaşından etkilenen Türkiye, Suriye sınırında güvenlik sorunları ve Suriye’den Türkiye’ye gelen mülteci sorunları gibi sıkıntılar yaşamaktadır.

Bir diğer Orta Doğu ülkesi olan İran; enerji nakil hatlarını kendi topraklarından geçirmeye çalışması, nükleer program izlemesi ve Türkiye’nin ABD ile iyi ilişkiler geliştirmesi nedenleriyle Türkiye’nin 2000’lere kadar sorun yaşadığı bir ülke olmuştur. Ancak söz konusu sorunlar konusunda iki ülkenin birbirlerini ikna etmesi ve güven vermesi, ilişkilerin iyileşmesini de beraberinde getirmiştir.

Suriye iç savaşında karşı taraflarda yer alsalar da iyi ilişkilerini sürdürmeye özen göstermektedirler. Türkiye’nin dış politikada göz önünde bulundurduğu bir diğer ülke de İsrail’dir. Türkiye, İsrail-Arap ülkeleri arasındaki Filistin konusunda yaşanan sorunlarda Filistinlilerin savunucusu olmuş ancak 1990’lardan itibaren İsrail ile askerî ihaleler konularına dayanan ilişkiler de geliştirmiştir. 2009’un ilk aylarında İsrail’in Gazze’ye düzenlediği operasyonlar ve “Mavi Marmara Olayı” nedeniyle iki ülke arasında ilişkiler gerginleşmiştir. Türkiye’nin Gazze’deki Filistinlilere insani yardım götürmek amacıyla yola çıkmasına izin verdiği Mavi Marmara gemisi, İsrail’in saldırısına uğramıştır. Bu olaydan sonra Türkiye ile İsrail arasında diplomatik sorunlar yaşanmış ve ortak askerî tatbikatlar durdurulmuştur.

Yorum yapın