Türkiye Selçuklu Sanatı | Transept Planlı, Kûfe Planlı, Bazilikal Planlı ve Eyvanlı Camiler

1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra merkezi Konya olarak kurulan Anadolu Selçuklu Devleti 10771308 tarihleri arasında Türk sanatını geliştirerek günümüze birçok mimari örnekler bırakmıştır.

Anadolu Selçuklu mimarisi, ilk Türk beylikleri ve yerleşim yerleri şöyledir: Danişmendliler (1092 1178) Sivas, Kayseri, Malatya; Mengücekliler (10801228) Tokat, Niksar, Erzincan, Kemah, Divriği; Saltuklular (10721202) Erzurum; Artuklular (11021409) Diyarbakır, Mardin, Harput ve Hasankeyf.

Bu beylikler Anadolu’da ilk mimari eserleri oluşturma fırsatını bulmuşlardır.

Dinî Mimari

Camiler:

Uygur ve Karahanlılardan Büyük Selçuklulara geçen kubbe mimarisi bu dönemde büyük bir gelişme göstermiştir.

13. yüzyıldan başlayarak taştan, ahşap direkli camiler inşa edilmiştir.

Bu dönemde camilerdeki plan tipleri ve önde gelen örnekleri şunlardan oluşmaktadır:

a. Transept Planlı Camiler:

Mihraba doğru dik bir sahanın kestiği, yatay sahınlardan meydana gelen plan tipiyle inşa edilmiş camilerdir.

Transept plan tipinin Anadolu’daki en önemli örneği Diyarbakır Ulu Camisi’dir.

– Diyarbakır Ulu Camisi (1091-1092): İlk Anadolu camilerinden olan eserin, çiçekli kûfi kitabesinde Sultan Melikşah’ın adı yazılıdır. Enine bir mekana sahip olan cami, transept planlıdır.

Mihraba doğru uzanan yüksek ve geniş dikey sahnı, dik bir ahşap çatıyla örtülüdür. Kubbesi olmayan camide payeler, sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. İki katlı Şam Emeviye Camisi’nin plan şemasının yinelendiği ve etrafında çeşitli yapılarla çevrili, revaklı avlusunun batı cephesi dikkat çekicidir.

Yapının cephesinde yer alan sütunlar eski bir Roma tiyatrosu sahnesinden kalmadır. (Resim 02.26)

Transept planda inşa edilen camilerden biri de Mardin’deki Kızıltepe Ulu Camisi’dir.

Resim. 02.26: Diyarbakır Ulu Camisi cephesi

b- Kûfe Planlı Camiler:

Sivas Ulu Camisi ve Konya Alaeddin Camisi kûfi plan tipinin önemli örnekleri arasında bulunmaktadır. Bu yapıların içi birbirine eşit aralıklı sütunlarla sahınlara ayrılmıştır.

– Konya Alaeddin   Camisi: Konya’da 12. yüzyıl ortalarında yapılan en eski Selçuklu camisidir. Alaeddin Keykubat’ın bitirdiği caminin inşasını Sultan Mesud’un başlattığını kitabesindeki bilgiler açıklamaktadır. (Resim 02.27)

Resim. 02.27: Konya Alaeddin Camisi

Konya’da Alaeddin tepesindeki caminin ilk bölümü kûfe, ikinci bölümü oluşturan taraf ise transept planlıdır.

Dikdörtgen biçimli caminin kûfe planlı bölümü kıble duvarına paralel yedi sahından meydana gelmiştir. Düz çatı ile örtülüdür. Bu bölümde ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden birini yansıtan bir minber ile çini mozaikler büyüleyicidir.

Alaeddin Camisi’nde malzeme kesme taştır. Yerden oldukça yüksek portallerin süslemesinde çift renkli taş ve mermer kullanılmış, süslemeler pek az boşluk bırakılarak yapılmıştır.

Caminin abanoz ağacından yapılma muhteşem bir mimberi bulunmaktadır.

Mihrap süslemeleri geometrik yıldız ve geçmeler, mukarnaslar, rozetler, zincir ve örgü motiflerinden oluşmaktadır. Süslemelerde hiçbir bitkisel motif kullanılmamıştır.

Minarenin sekizgen alt yarısında taşlar bir açık bir koyu renkli dizilidir. Silindirik gövdede ise sürekli bir örnek halinde sıralanmıştır.

Alaeddin Keykubat ve kimi Selçuklu sultan mezarlarının bulunduğu türbede çini işçiliği göz alıcıdır.

Ayrıca kûfe plan tipi içinde yer alan 13. yüzyıl yapısı camilerden biri de düz çatısı ve ahşap işçiliği ile tanınmış Afyon Ulu Camisi’dir. (Resim 02.28)

Resim. 02.28: Afyon Ulu Camisi

c. Bazilikal Planlı Camiler:

Mihrabın kısa kenara yerleştirildiği, orta sahnın öbürlerinden daha geniş tutulduğu dikine dikdörtgen planlı bu tipin en dikkate değer örneği Divriği Ulu Camisi     ve Şifahanesi’dir.

– Divriği Ulu Camisi ve Şifahanesi (12281229): Sülüs kitabesinde Mengüceklilere ait camiyi şifahane ile birlikte külliye olarak Ahmet Şah ile Süleyman Şah’ın yaptırdığı yazılıdır. Eserin yapımında mimar ve sanatkar olarak Ahlatlı Hüremşah ve Tiflisli Ahmet çalışmıştır.

Külliyenin planı, kıble duvarına dikey uzanan ortadaki geniş, iki yanında daha dar ikişer nef olmak üzere beş neflidir. Neflerin beşer bölümlü olduğu, bazilikal planlı cami, on altı sütun üzerine yirmi beş değişik tonoz ve kubbe ile örtülüdür.

Beş sahınlı Divriği Ulu Camisi; gösterişli planı, zengin dekorasyonu, çatı ortasındaki değişik tonoz işçiliği, dekoratif taş süslemeleri ile Anadolu’daki en güzel mimari eserlerden biri olarak bilinmektedir.

Şifahane, caminin kıble duvarına bitişiktir.

Mihrap önündeki on iki dilimli bir kubbe ve külah biçimli bir çatı ile örtülüdür.

Divriği Ulu Camisi ve Şifahanesinin dört kapısı vardır. Kapıların her biri diğerlerinden farklı eşsiz bezemelerle göz kamaştırıcı bir mimarlık harikasıdır. (Resim 02.29 )

Resim. 02.29 Divriği Ulu Camisi portali

Şifahane anıtsaldır. Ortada dört sütun ve üç paralel tonozla örtülmüş geniş orta mekan ve dört eyvandan ibarettir. Batı cephesinden girilen şifahane, dört eyvanlı ve kapalı avluludur. Şifahane taç kapısı üzerindeki dev yıldızlar ve palmetlerle görkemli bir duruş sergilemektedir. Taç kapıdan içeriye girildiğinde  ortada bir havuz, sağında ve solunda iki adet kolonla büyük bir eyvan vardır. Burada su sesi ve musiki ile hastalar iyileştiriliyordu. (Resim 02.30)

Resim. 02.30: Divriği Ulu Camisi Şifahanesi’nin kesiti

Bütünüyle bir taş mimarisinden oluşan külliyede türbedeki lahitlerin bazılarında firuze renkli, altın yaldızlı çiniler vardır. Kapı ve duvarlardaki tüm motifler asimetriktir ve her karede binlerce taş işlemeli motif bulunmaktadır. Büyük eyvanda da evrenin yaratılmasına dair bezemeler göze çarpar.(Resim 02.31)

Dünyanın hiçbir yerinde taş  böylesine bir ruhla işlenmemiştir  denilen  Divri ği Ulu Camisi ve Şifahanesi, UNESCO’nun Türkiye’den Dünya Mirası olarak seçtiği ilk mimari yapıdır.

17. yüzyılın en büyük seyyahlarından Evliya Çelebi, bu benzersiz eserin süslemeleri için “ Üstad bu camiye öyle emek sarf edip kapı ve duvarları öyle nakş bukalemun eylemiş ki methinde diller kısır, kalem kırıktır.” diyerek hayranlığını dile getirmiştir Seyahatname’sinde.

d. Eyvanlı Camiler:

Bu tip camilerde avlu, yapının içinde olup çevresi revaklarla donatılmıştır. Büyük Selçuklu geleneğini sürdüren, üzeri kubbe ile örtülü bir eyvan görünümündeki camiler içinde ilk sırayı Malatya Ulu Camisi almaktadır.

Malatya Ulu Camisi (1224): Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat’ın yaptırdığı Malatya Ulu Camisi planı, kullanılan tuğla malzemesiyle, avluya açılan ve ardındaki mihrap önü kubbesiyle Büyük Selçukluların İran’daki camilerine benzemektedir. Kitabesinde mimarın Malatyalı Yakup bin Ebubekir olduğu yazılıdır. (Resim 02.32)

Resim. 02.32 Malatya Ulu Camisi

Eyvanlı cami planlarının Anadolu’daki tek örneği olan Malatya Ulu Camisi’nin ön yüzü patlıcan moru çiniler ve tuğla dekorasyonla, geometrik motiflerle süslenmiştir (Resim 02.33). Batıda ve doğuda iki anıtsal portali vardır.

Resim. 02.33 Malatya Ulu Camisi

Büyük Selçukluların Anadolu’da yaptırdıkları taş destekli camiler arasında Niğde Alaeddin Camisi (Resim 02.34), Kayser Hacı Kılıç Camisi, Kayseri Hunat Hatun Külliyesi, Camisi, Amasya Burmalı Minare Camisi ve Amasya Gök Medrese Camisi yer almaktadır.

Resim. 02.34 Niğde Alaeddin Camisi

Yorum yapın