Soğuk Savaş Döneminde Türkiye’nin Sosyal-Kültürel Yaşamı

Türkiye’de öteki alanlarda olduğu gibi II. Dünya Savaşı sonrası sosyal ve kültürel alanlarda da değişim yaşanmıştır.

Demokrat Parti hükûmetleri, daha önceki yıllardan farklı olarak demir yolları yerine ABD’nin Marshall Planı yardımlarıyla karayollarına ağırlık vererek köyler ile kentler arası ulaşımın ve etkileşimin hızlanmasını sağladılar.

Bununla birlikte otomobil sanayi de gelişmeye başladı. Kasaba ve köylere elektrik verilmeye başlandı. Tablo 3.9’da görüldüğü gibi Türkiye’de elektrik kullanımı yaygınlaştı. Kırdan kente göçler başladı. Göç edenler içinde varlıklı olanlar, kentlerde aile holdingleri oluşturdu.

Ancak göç edenlerin büyük çoğunluğu topraksızlık ve işsizlik gibi nedenlerle kentlere geliyordu. Köylerden gelenler kentlerde gecekondular kurmaya başladılar.

Kentin tüketim ve kültür alışkanlıkları toplumun alt kesimlerine doğru yayılmaya başladı. Çamaşır makinesi, buzdolabı gibi tüketim malları kullanımı gittikçe yaygınlaştı.

1950’lerde sinema, tiyatro, müzik ve edebiyat alanında da dönemin ekonomik ve sosyal değişimlerine bağlı olarak yeni arayışlar görüldü.

Sinema

Sinemacılıkta 1950-1960 arasına Yeşilçam Sineması Dönemi denir. Bu dönem sinemasının en belirgin özelliği, sinemanın bir eğlence ve hoşça vakit geçirme aracı olarak kabul görmesidir. Bu yıllarda bol miktarda salon komedileri, kan davasını konu alan köy filmleri, aşk ve namus filmleri çekilmiştir.

Vurun Kahpeye film afişi

Yılda iki yüzü aşkın film üretilmiştir. Sinema salonları Anadolu’da yayılmaya başlamıştır. Bu dönemde tiyatrocu sinemacılık geleneğinden kopulmaya başlanmış, Ömer Lütfi Akad gibi yönetmenlerle sinema tekniğine geçiş başlamıştır. Ömer Lütfi Akad’ın “Vurun Kahpeye” filmi; Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yazdığı Metin Erksan’ın yönettiği “Karanlık Dünya Aşık Veysel’in Hayatı” filmi bu dönemde çekilmiştir.

Ayrıca Hollywood-Western filmlerinin uyarlamaları da görülmüştür. 1949- 1959 arasında edebiyat eserlerinden ve yabancı filmlerden uyarlama 553 film çekilmiştir.

Müzik

1950’lerde Batı’nın etkisi müzik alanında da yaşanmıştır. Özellikle gençler arasında Rock and Roll (Rakınrol), caz ve diğer bazı müzik türleri yayılmaya başlamıştır.

Zeki Müren

Türkiye’de ise radyo aracılığıyla tanınan Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi sanatçılar dönemin ünlüleridir.

Neşet Ertaş

Bu dönemde Kırşehir’den Ankara’ya gelen Neşet Ertaş kendi tarzıyla Türk halk müziğinin önemli temsilcilerinden biri olmuştur.

Edebiyat

1940’lı yıllarda edebiyatta yeni bir akım olan Garip Akımı etkiliydi. Orhan Veli Kanık’ın öncülüğünü yaptığı grup, Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’dan oluşmaktaydı.

Yaşar Kemal ve ilk romanı İnce Memed

1950’lerde ise “İkinci Yeni” grubu içinde yer alan Edip Cansever, Ece Ayhan, Ülkü Tamer, Cemal Süreya ve Turgut Uyar gibi şairler döneme damgasını vurmuştur.

İkinci Yeni grubu, Garipçilerin tam tersine konuşma dilinden uzaklaşarak şiirde duyguya, hayal gücüne ve imgeye önem verdiler. 1950’lerin bir diğer akımı da Munis Faik Ozansoy, İlhan Geçer, Mehmet Çınarlı ve Mustafa Necati Karaer gibi sanatçılardan oluşan Hisarcılar’dır.

Onlara göre yaşayan dil, millî sanat, sanatçı bağımsızlığı temel ilkelerdi. 1950’lerde Nâzım Hikmet; toplumsal ve siyasal düşünceleri de şiire yansıtan, yabancı dillere de çevrilen pek çok eseriyle tanınmıştır.

1950’lerde yazarlar, roman ve hikâyelerinde II. Dünya Savaşı ve sonrasının olumsuzluklarını, geri kalmışlığı, tarım ve sanayi ilişkilerini, köyden kente göçü konu edinerek toplumsal gerçekçilik akımının yolundan ilerlemişlerdir.

Yaşar Kemal “İnce Memed” romanını 1955’te yazmıştır. Toplumcu gerçekçi yazarlardan Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz; mizah alanında öne çıkmış, DP ve CHP iktidarlarının baskıcı politikalarına karşı “Markopaşa, Merhumpaşa, Malumpaşa” gibi dergiler çıkarmışlardır.

Spor

Yaşar Doğu güreşte 1946’da Avrupa, 1948’de Olimpiyat, 1951’de de dünya şampiyonluklarını elde etti. 1957’de ise Güreş Millî Takımı Dünya Şampiyonu oldu.

Yorum yapın