Pek çok öğrenci, sınavla birlikte kişilik ve varlığının değerlendirildiğini düşünür. Oysa sınavda değerlendirilen onun belli bir alandaki bilgisidir.
Sınav kaygısı, beyinde öğrenme için gerekli olan protein zincirinin oluşumunu engeller. Akıl yürütme ve soyut düşünme etkinliklerini bozar. Bu nedenle de yüksek sınav kaygısı, başarısızlığın temel nedenlerindendir ve özellikle orta zekâ düzeyindeki öğrenciler üzerinde etkilidir.
Sınava hazırlanan bir genç, öğrenme ve başarı için gerekli olan düzeyde kaygıya sahiptir. Öğreneceği bazı gevşeme ve nefes egzersizleri ile kaygıyı azaltma yolunda bir adım atabilir. Öğrencinin yakın çevresinin ve özellikle öğretmenlerinin onun kaygısını arttıracak davranışlardan kaçınmaları gerekir. Unutulmamalıdır ki yaşamın amacı, kendine yeten bir insan olmak, yaşadıklarından mutluluk duymak ve bunu yakın çevresindeki insanlara yaymaktır. Sınav kazanmak ve diploma sahibi olmak bu temel amaca yönelik araçlardır.
Okumak ve eğitim görmek yaşamın amaçlarından yalnızca biridir. Yaşam da tek bir seçenekten ibaret değildir. Herkesin gönlünde kendisine göre değişik bir başarı kavramı olmalıdır. Öğrenciler sınava hazırlanırken kendilerine başka seçenekler de düşünmeli, gerçekten başarılı olmak istedikleri alanın hangisi olduğuna karar vermeli ve sınavı bir ölüm kalım olayı olarak görmemelidirler.