Şifahane | İslam Medeniyetinde Öne Çıkan Eğitim Kurumları

Şifahane İslam dünyasında klasik hastanelerin genel adı olup bimaristan adıyla da bilinir.

Bîmâr hasta anlamına gelen bir kelimedir. Başlangıç döneminde bimaristan adıyla anılan hastanelerin Selçuklular’da daru’ş-şifa veya daru’l-afiye ismiyle anıldıkları görülmektedir. Osmanlılar zamanında ise daru’ş-şifa ile birlikte daha çok daru’s-sıhha, şifahane, bîmârhane ve tımarhane kelimelerini kullanılmıştır.

İlk İslam şifahanesi Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından, Hendek Gazvesi sırasında yaralanan Sa‘d b. Muaz (r.a.) ve diğer yaralılar için seyyar savaş hastanesi olarak kurulmuştur. Savaşta tıbbî hizmet veren hanımlardan birisi olan Rüfeyde el-Ensariyye (r.a.) ilk seyyar sahra hastanesini kurmuştur. Doktor olduğu bilinen bu hanımın yaralıları tedavi ettiği çadır, “Rüfeyde’nin çadırı” diye biliniyordu.

Divriği Ulu Cami ve Darü’ş-şifası
Divriği Ulu Cami ve Darü’ş-şifası

İslam’da ilk hastane 707 yılında Emevi Halifesi Velid b. Abdülmelik tarafından kurulmuştur. Halife Mütevekkil’in vezirlerinden Türk asıllı Feth b. Hakan’ın 861’de Mısır’ın Fustat şehrinde, Bağdat’ın Harbiye semtinde açılan şifahanelerden sonra hastanelerin sayısının arttığı görülmektedir. Daha sonra ise Fas, Tunus ve Irak gibi İslam dünyasının tüm ülkelerinde ve Endülüs Emevi Devleti tarafından İspanya’da şifahaneler ve akıl hastalarının tedavileri için müstakil hastaneler açılmıştır.

Bazı kaynaklarda belirtildiğine göre ilk Selçuklu hastanesi ve tıp medresesi Sultan Alparslan’ın veziri Nizâmülmülk tarafından Nişabur’da kurulmuştur. Akıl hastaları ve cüzzamlı hastalar için ise tekkelerde tedavi amaçlı şifahanelerin açıldığı görülmektedir.

Selçuklular döneminde tıp eğitiminin verildiği diğer bir önemli müessese de Kayseri’de 1204’te, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhusrev ile kız kardeşi Gevher Nesibe Hatun’un yaptırdıkları hastane külliyesidir. Yine Anadolu’da günümüze kadar ulaşan en eski şifahanelerden birisi de Mengücekler Dönemi’nden kalma Divriği Ulu Cami ve Daru’ş-şifa’sıdır.

Yıldırım Bayezid zamanında sadece Bursa’da sekiz tane şifahane olduğu tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Yine 1587 yılında İstanbul’da yüz on tane şifahanenin olduğu Avrupalı seyyahların hatıratlarında yer almaktadır.


BİLİYOR MUSUNUZ?

Ruh ve sinir hastalarının musiki ile tedavi edilmesine müzikoterapi denir. Tarihi bilgilerimize göre ruh ve sinir hastalarının müzik yoluyla tedavi uygulaması meşhur filozof el-Kindî’ye (ö.866 ) kadar geriye gider. Yakın zamana kadar Avrupa’da ruh ve sinir hastalarının tedavi edilmek yerine yakıldığı hatırlandığında Müslümanların bu alanda çok önde oldukları görülür. (Mehmet Bayrakdar, İslam’da Bilim ve Teknoloji Tarihi, s.300.)


Kayseri / Gevher Nesibe Hatun Darü’ş-şifası
Kayseri / Gevher Nesibe Hatun Darü’ş-şifası

Yorum yapın