Popülasyonu oluşturan bireylerin yaşları farklılık gösterir. Popülasyondaki bireylerin yaşlarının dağılımına bakarak popülasyonların geleceği hakkında bilgi sahibi olunabilir. Popülasyonda aynı yaşa sahip bireylerin sayıları gruplandırıldığında yaş piramitleri elde edilir. Hızlı çoğalan popülasyonlarda piramidin tabanını oluşturan genç bireylerin toplam popülasyon içindeki oranı yüksektir.
Dengedeki popülasyonlarda yaş gruplarının oranları birbirine yakındır. Azalan popülasyonlarda ise piramidin tepesindeki yaşlı bireylerin oranı genç bireylere göre fazladır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça genç yaş grubu oranı azalırken popülasyon dengede kalır.
Ülkelere göre yaş dağılımının gösterildiği grafiklere bakarak Gana’nın gelecekte nüfusunun hızla artacağı, ülkede iş bulma ve işe yerleşme sorunlarının yaşanabileceği söylenebilir. ABD’de 1950’lerde nüfus patlamasının olduğu ve bu nüfus patlamasının sonraki kuşakları etkilediği yorumu yapılabilir. Almanya içinse 1970 yılından sonra popülasyon artış hızının ani azalış gösterdiği, popülasyonun artış hızının yavaşladığı yorumu yapılabilir.
TÜİK verilerine göre 1923’ten günümüze kadar tespit edilen ve 2023’e kadar tahmin edilen nüfus büyüklüğü ve nüfus artış hızındaki değişimler aşağıdaki Grafikte gösterilmiştir. Bu grafikte nüfusun artmasına karşın artış hızının 1985 yılından sonra düşmeye başladığı görülür.
TÜİK’in adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle elde ettiği sonuçlara göre 2016 yılına ait yaş piramidi aşağıdaki Grafikde verilmiştir.
Türkiye’de 15-64 yaş grubundaki (çalışma çağı) nüfusun oranı 2016’da %68’dir. 0-14 yaş grubundaki (çocuk çağı) nüfusun oranı ise %23,7 iken 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı %8,3’tür. Grafikteki yaş piramidi incelendiğinde Türkiye nüfusunun yavaş büyüyen bir popülasyona ait olduğu söylenebilir.
Türkiye’nin gelecekte nasıl bir yaş piramidine ulaşacağı TÜİK’in geliştirdiği tahminlerle aşağıdaki Grafikde gösterilmiştir. 2050’de Türkiye’nin küçülen ve gerileyen bir yaş piramidine sahip olacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de de olduğu gibi ülkelerin popülasyonlarında başlangıçta görülen hızlı artış; sonrasında artan nüfusun beslenme, barınma gibi gereksinimlerine bağlı olarak zamanla azalır. Bunun için tarım arazilerinin doğru kullanımı, işlenmesi ve tarım arazilerinin kirletilmemesi gerekir.
Bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması ekonomiye ek yük getirebilir. Sosyal ve ekonomik yaşamdaki değişikliklerin getirdiği stres, hastalıkların artmasına neden olabilir. Yaşanan çevrenin kısıtlayıcı faktörleri popülasyonun büyüklüğü üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.