Özelleştirmenin Olumlu ve Olumsuz Yönleri Nelerdir? | Türkiye’de Özelleştirme

Türkiye’de devletin ekonomik yaşama zorunlu olmadıkça girmemesi, devlette gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerin de zaman içinde özel kesime devredilme prensibi, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar uzanmaktadır.

Türkiye’de KİT’ler kurulurken kuruluş yasalarında ileride özel sektöre devredileceklerine ilişkin hükümlerin de yer aldığı görülmektedir.

Özelleştirme 1970’li yıllarda dünyada yaşanan ekonomik ve politik olayların yarattığı serbestleşmenin ve küreselleşmenin bir ürünüdür.

Özelleştirmeyi Olumlu Yönleri – destekleyen tezler;

  • Kaynakların etkin kullanımı,
  • Devletin asli görevine çekilmesi ve yükünün azaltılması,
  • Sermayenin tabana yayılması ve sermaye piyasasının gelişmesi,
  • Yabancı sermayenin teşvik edilmesidir.

Özelleştirmenin olumsuz yönleri şöyle sıralanabilir;

  • İşletmeleri satın alan özel sektör, işletmenin ürettiği mal, üretim kapasitesi, satış hacmi yerine menkul ve gayrimenkulleri dikkate alabilirler.
  • Devletin özelleştirdiği mal ve hizmet üretimlerini devralan özel sektör ekonomik açıdan kârlı olmayan alanlara yatırım yapmayabilir.
  • Özel mülkiyetteki bir işletmenin maksimum kârı hedeflemesi nedeniyle, tek olma avantajını kötüye kullanma ihtimali çok daha fazla yüksektir.
  • Kısa dönemde yoğun bir işsizlik ortaya çıkabilir.
  • Özelleştirme ile yabancı sermaye ve uluslararası kuruluşların ülkeye girmesi, ekonomide etkin olması söz konusu olabilir.

Türkiye’de özelleştirme 1984 yılında başlamıştır. Fakat Türkiye’de çok güçlü bir kamu ekonomisi ve devletçi yapının olması, kamuoyunun özelleştirme konusunda hazır olmaması, özelleştirmenin altyapısında yeterli hazırlığın yapılamamasından dolayı özelleştirme programı hedeflenen seviyeye henüz gelememiştir.

Özelleştirme ile ilgili temel yasa (4046 sayılı yasa), özelleştirme programının uygulamaya konulmasından 10 yıl sonra Kasım 1994’te çıkarılarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kurulmuştur.

Grafik 6.1: Yıllar İtibariyle Özelleştirme Gelirleri

Özelleştirmede elde edilen gelirler yıllar itibariyle yukarıdaki grafik 6.1’de gösterilmiştir. 1996 ile 2003 yılları arasındaki 7 yıllık periyotta 8.240 milyon dolar özelleştirme geliri elde edilirken 2005 yıllarında özelleştirme gelirleri 8.222 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve 2012 yılına kadar düşen bir seyir izlemiştir. 2013 yılında ise 12.486 milyon dolar özelleştirme geliri ile en yüksek seviyeye çıkmıştır. 2015 yılında da 1.996 milyon dolar özelleştirme geliri elde edilmiştir.

Ülkemizde son yıllarda yabancı sermayenin özelleştirmeye ilgisinin arttığını, bu kapsamdaki kuruluşların öngörülen bedeller üzerindeki değerlerden devredildiği görülmektedir. Sanayi ve hizmet sektörlerinde çok büyük ve stratejik kuruluşlar özel sektöre bir kısmı da yabancı sermayeye devredilmiştir.

Bundan sonra devlete düşen görev bu kuruluşların tekel konumuna gelmelerini önlemek, ekonomide kendilerinden beklenen üretim ve istihdama katkısını uygun maliyetlerle karşılamasını denetlemek olmalıdır.

Yorum yapın