Osmanlı Devleti’nin Yükseliş Dönemi Aile Dinamikleri

Osmanlı henüz küçük bir beylikken, beyler fütuhata oğullarıyla birlikte başlamışlar, fethedilen bölgelerin yönetimini de doğal olarak onlara bırakmışlardır.

Ailenin erkek çocukları böylece iktidarda hak sahibi olurken, kız çocuklarına da herhangi bir miras devri söz konusu olmadığından toprak bırakılmamıştır. Ancak yaşamlarını daha rahat idame ettirmelerini sağlamak adına hakan kızı ya da kız kardeşini evlenirken hayatlarını geçirecekleri kişiler adına saray tahsis edilmekte ya da Topkapı Sarayında ikamet etmeleri temin edilmekteydi. Ancak Saray’a Anadolu’dan bir kız alınacak ise çeyiz olarak adı geçen bu Anadolulu kızların aldıkları topraklarda Osmanlı topraklarına çeyiz olarak katılırdı.

Osmanlı Devleti’nin Yükseliş Dönemi Aile Dinamikleri

Buna en müstesna örnek; Germiyanoğlu Yusuf Beyin oğlu olmadığı için kızlarını isteyen Osmanoğlu ailesine kızlarla birlikte Kütahya, Tavşanlı ve Emet’i de vermesidir. Bu şekilde Osmanlı Beyliği’nin genişlemesine bir nebze de olsa katkıları olmuştur. Tüm bu gelişmelerin yaşanmasında ve güçlü olan şehzadenin “Kardeş Katli” yasası ile tahta geçişinde halkın ve ordunun (yeniçeri) tasvibi önemli bir yer tutmaktaydı.

Osmanlı Devlet olduktan sonra düzeninin bozulmaması ve devletin bekası amacı ile II. Mehmed döneminde Kanunname-i Âli Osman ile düzenin bozulmaması, taht kavgalarının yaşanmaması için “kardeş katli” yasasını meşrulaşmıştır. Şehzade ölümleri bir dram olmasına rağmen bunun kabulü şarttır.

Padişahların baba olarak, şehzadelerin ecelleriyle bile öldüklerinde yaşadıkları üzüntüyü bilmek bu hususta bize onların psikolojik durumları hakkında yeterli bilgiyi verecektir. Orhan Gazi’nin büyük oğlu Süleyman Paşanın bir kaza neticesinde vefatından duyulan üzüntü neticesinde onun adına babası tarafından yaptırılan vakfiyeler ailede ölen bireylerin önemi ve konumlarını göstermeleri açısından oldukça mühimdir.

II. Mehmed’in şehzadesi Mustafa’nın 1474 yılında vefat ettiğinde sarayda herkes koyu renkler giyip matem tutarken, onu öldürdüğünden şüphelenen Sadrazam Mahmud Paşanın satranç oynaması padişahı şüphelerinin şiddetlendirmiş, hatta kızdırmış ve bu kızgınlık üzerine sadrazamın katline hüküm vermiştir.

Yorum yapın