Millî Gelirin Üretim Faktörleri Arasında Dağılımı – Rant, Faiz, Ücret, Kar

Millî gelirin üretim faktörleri arasında dağılımı ve rant, faiz, ücret, kar tanımlarına bakalım.

1. Rant

Milli gelirin fonksiyonel açıdan dağılımında da ifade edildiği gibi rant, tabiat faktörünün üretimdeki payıdır. Arzı sabit olan toprak ve diğer doğal kaynakların var olması, insan çabalarına bağlı olmadığı için sermayeden farklıdır.

Toprak arzı (miktarı), toprak talebine göre sınırlı olduğu için kullanımı karşılığı belirli bir bedel ödenmesi gerekir. İşte bu bedele genel olarak rant (kira) denir. Toprak, önemli bir üretim faktörü olup bunu kullananlar karşılığında toprak sahiplerine bedelini öderler.

Rant çeşitleri olarak; diferansiyel rant, mevki rantı, maden rantı ve şehir rantını sayabiliriz.

  • Diferansiyel rant:

Topraklar arasındaki kalite farklarından doğan ranta (fark bedeli) diferansiyel rant denir. Örnegin, mısır üretiminde bir dekar arazide yapılan masrafların toplamı 350 ₺ ve 1 kg mısır satış fiyatı 45 kuruş olsun. A, B ve C gibi aynı büyüklükteki üç toprak parçasının verimlilikleri sırasıyla 1000, 900 ve 777 kg olsun. (Aşağıdaki şekilde görülen taralı alanlar A ve B topraklarını işletenlere kalan ranttır.)

C toprağının rantı yoktur. Çünkü bu toprak en verimsiz toprak olup üretim maliyeti, satış gelirine eşittir.

  • Mevki rantı:

Bu rant, tarım topraklarının pazar yerine farklı uzaklıkta olmasından kaynaklanmaktadır. Verimi eşit olan topraklarda üretim maliyeti de eşit olarak alınırsa pazara yakın olan toprak, taşıma masraflarının düşük olması nedeniyle daha yüksek rant getirecektir. Pazara uzak olan işletmenin rantı da düşük olacaktır. Örneğin, çiçek ve süt üretiminde pazara yakın olan yerler avantajlıdır.

  • Maden rantı:

Bir madenin, değişik alanlarda farklı maliyetle üretilip aynı fiyatla satılmasıdır. Ancak yüzeye daha yakın olan madenin üretimi daha kolay ve maliyeti daha düşük olduğundan

rantı daha yüksektir. Ege bölgesinde çıkartılan altın madeni ile Doğu Anadolu’da çıkartılan altın madeninin üretim maliyetleri farklı, ancak satış fiyatları aynıdır.

  • Şehir rantı:

Şehirler büyüdükçe ve nüfusları arttıkça iş merkezlerinde ve oturma bölgelerinde arsa bedelleri ve kiraları hızla artar. Şehrin değişik yerlerindeki konut ve iş yeri kiralarının farklı olmasından dolayı şehir rantı meydana gelir. Örneğin, aynı büyüklükte ve aynı konfordaki bir evin değişik semtlerde farklı kira getirisi şehirlerde sık rastlanan bir olgudur.

2.Faiz

Çağdaş ekonomilerde, üretimde sermayenin (bina, makine, teçhizat vb.) önemi ve payı giderek artış göstermektedir. Bunun nedeni, sermaye gerektiren üretim yöntemlerinin yaygınlaşmış olmasıdır. Sermayenin öneminin artması, onu kullanmanın karşılığında ödenen bedeli de önemli hâle getirmiştir.

Belirli bir sermayenin belirli bir süre kullanılmasının karşılığı olarak ödenen bedele faiz adı verilir. Faiz sermayenin fiyatıdır. Faiz sayesinde sermayenin en verimli olduğu yerde kullanılması sağlanır. Faiz, yüzde (%) olarak ifade edilir ve genellikle yıllık olarak hesaplanır. Faizin iki işlevi vardır. Biri, ödünç para veren kimselere çalışmadan bir gelir sağlamak diğeri de sermaye kullanımının verimli olmasını temin etmektir.

3.Ücret

Ücret, üretime emeği ile katkıda bulunan kişilerin, bu katkı karşılığında üretimden aldıkları payın para ile ifadesidir. Ücret, üretim faktörü olan emeğin geliridir. Bütün çalışanlar aynı ücreti almazlar. Ücretler arasında önemli farklılıklar vardır. Bu farklılıkların neden-lerinden biri; işçilerin nitelikleri arasındaki farklılıklar, ikincisi ise işlerin nitelikleri arasındaki farklardır.

Gerçek yaşamda yapılan birçok ödeme ücret olarak adlandırılır. Örneğin, alınan primler, komisyonlar ve aylık maaşlar hep ücret olarak nitelendirilir. Ancak iktisatçıların analizlerinde kullanmayı tercih ettikleri ücret oranı, saat başına, günlük, haftalık veya aylık ücretlerdir. Bu kapsamda iktisatta tanımlanan iki farklı ücret kavramı vardır. Bunlar parasal ve reel ücretlerdir. Parasal ücret, işçilerin çalışmaları karşılığı saat başına, günlük, haftalık veya aylık olarak aldıkları para miktarını gösterir. Örneğin saat başına 20 ₺ olarak işçiye yapılan ödeme, parasal ücrettir.

Buna karşılık reel ücret, bir kişinin parasal ücreti ile satın alabileceği mal ve hizmet miktarını gösterir. Yani reel ücret, parasal ücretin satın alma gücünün bir göstergesidir. Dolayısıyla bir kişinin reel ücreti, elde ettiği parasal ücreti ile satın alabileceği mal ve hizmet fiyatlarına bağlıdır. Eğer bir kişinin parasal ücreti sabitken kişinin satın alabileceği mal ve hizmet fiyatları artarsa o kişinin reel geliri düşer.

Toplumun yakından ilgilendiği konulardan biri de asgari ücrettir. Asgari ücret, işçinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek en az ücret düzeyi demektir. Asgari Ücret Yönetmeliği’nde asgari ücret; “İşçilere, normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını, günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir,” şeklinde tanımlanmaktadır.

Yine Anayasa’nın 55. maddesine göre, devlete “çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alma” görevi verilmiştir. Ülkemizde asgari ücret yılda bir kez, altı aylık dönemler hâlinde belirlenir.

4.Kâr

Girişimcinin (müteşebbis), üretim sonunda aldığı paya kâr denir. Kâr, diğer üretim faktörlerinin payı olan ücret, faiz ve rant ödendikten sonra girişimciye kalan tutardır. Kârın oluşması malın satış fiyatına bağlıdır. Kârı hesaplayabilmek için malın satış fiyatı ve maliyet masraflarının belirlenmesi gerekir.

Girişimciler üretim için gerekli faktörleri kiralayabildikleri gibi bunların bir kısmına, hatta tamamına sahip olabilirler. Bu durumda girişimciler, üretim faaliyetlerinde kendi emek, toprak ve sermayelerini kullandıklarında üretim faktörlerinin payı olan ücret, rant ve faizi toplam gelirlerinden çıkarmaları gerekir.

“Millî Gelirin Üretim Faktörleri Arasında Dağılımı – Rant, Faiz, Ücret, Kar” üzerine bir yorum

Yorum yapın