Mezopotamya Sanatı | Sümer Mimarisi | Sümer Heykel ve Kabartma Sanatı

Eski Yunanlıların “Irmaklar arasındaki ülke” anlamında verdiği isimle Mezopotamya “uygarlıklar beşiği” olarak tanımlanmıştır.

Yakın Doğu sanatına damgasını vuran Mezopotamya, Fırat ve Dicle nehirlerinin Anadolu’yu terk ettiği bölgeden başlayıp iki nehrin birleşerek Basra Körfezi’ne döküldüğü noktaya kadar uzanan alanı kapsar.

Nehir taşmaları sonucu bataklık bir bölge olan Mezopotamya bereketi nedeniyle bölgede çok eskiden beri yaşam vardır. Bölge zaman zaman istilalara sahne olmuş, Sümerler, Akadlar, Kasitler, Elamlar, Babiller ve Asur krallıklarına ev sahipliği yapmıştır.

Gökyüzündeki yıldızların hareketlerini izleyen Sümerler, burçları  bulmuşlar; bir yılı 365 gün olarak hesaplamışlar, haftayı yedi gün, bir yılı 12 ay olarak kabul etmişlerdir, Matematik ve geometrinin temellerini atmışlar; çarpma ve bölme işlemlerini basitleştirmek amacıyla cetveller hazırlamışlardır.

Uzunluk, alan, ağırlık ve hacim ölçülerini bulan, dairenin çevresini 360 dereceye bölen de Sümerler olmuştur. Bazı bitkilerden ilaç yaptıkları da bilinmektedir.

Sümer Mimarisi

Mezopotamya’da ilk sanat eserlerini meydana getirenler, Orta Asya’dan MÖ 4000’li yıllarda göçlerle gelerek yerleşen Sümerlerdir. Yerleştikleri bölgede Ur (Resim 03.01), Uruk, Eridu, Lagaş, Nippur, Kiş ve Umma adım taşıyan şehir devletlerini kurmuşlardır.

Resim. 03.01: Ur şehir arması

Sümerler yaklaşık MÖ 3200 yıllarında yazıyı bularak uygarlığa ilk adımlarını atmışlardır. Bu yazı üç köşeli kalemle kil tabletler üzerine yazıldığı ve çiviye benzediği için çivi yazısı adını almıştır. (Resim 03.02)

Resim. 03.02: Kil tablet

Sümer ülkesinde taş bulunmadığından yapılarını güneşte kuruttukları kerpiç tuğlalardan inşa etmişlerdir. Bu kerpiç malzeme ile Sümerler, etrafını kalın surlarla çevirdikleri şehirler içinde tanrılar için tapınaklar, krallar için saraylar ve inşa etmişlerdir.

Yapılarının gücünü artırmak için payanda denilen destek duvarlar yapmışlardır.

Mezopotamya mimarisinde saraylar ve tapınaklar önde gelen eserlerdendir. Sümer mimarisinin en önemli eserleri çok katlı ve kule şeklinde inşa ettikleri zigguratlardır (Resim 03.03) . Bunların en üst katında kutsal eşyaların bulunduğu bir oda vardır.

Resim. 03.03: Ziggurat

Kutsal oda içinde bir de tanrılara sunulan adak ve armağanların yer aldığı bir sunak yer almaktadır.

Nehir taşmalarına önlem olarak yüksek setler üzerinde yapılmış saraylar ve tapınaklar dikdörtgen şeklindeki bir avlunun etrafına dizilmiş odalar ve koridordan ibarettir.

Dışa kapalı inşa edilmiş Sümer evleri ise, bir avlunun üç yanını kuşatan odalardan meydana gelir. Evler, saray planlarının küçültülmüş şeklindedirler.

Sümer mimarisinde duvarlar oldukça kalındır. Pencere bulunmayan duvarların cepheleri sırlı tuğla ve mozaikle kaplıdır.

Sümer Heykel ve Kabartma Sanatı

M.Ö 3000’den daha eskiye giden Sümer heykel sanatında kireç taşı, mermer ve işlenmesi oldukça zor ve sert bir taş olan diyorit kullanılmıştır.

Günümüze kadar gelen heykellerin çoğunun belden yukarısı çıplak ve vücutların duruşu frontaldir. Başlar dik, eller göğse kavuşturulmuş ve gözler iri yapılmıştır. Gözlerin belirgin olması ve renkli taşların kullanılması heykeldeki ifade gücünü artırmıştır.

Heykel sanatının özelliklerini yansıtan, sert taştan yapılmış Kral Gudea heykelinde kralı dimdik ayakta durur yahut otururken, ya da kenarları püsküllü mantoya bürünmüş, ellerini göğsüne kavuşturmuş olarak betimlenmiştir. Basık bir boyun üzerinde oturan başı, dolgun çehresi, canlı bakışlarıyla bu heykel, Sümer portre sanatının bir şaheseridir. (Re- sim 03.04) Sümer kabartmalarında konular genellikle kral ve tanrı figürleri, dini törenler, savaşlar, zaferler ve kralın günlük hayatından sahnelerdir.

Resim. 03.04: Kral Gudea

Sümer kabartmaları arasında en tanınmışı Sümer ordusunun yendiği düşman askerlerinin akbabalar tarafından parçalanmasının işlendiği Lagaş’da bulunan Akbabalar Steli’dir (Resim 03.05). Stel’in arka yüzünde ise Sümer tanrısının ağ içinde kalan düşmanlarının kafalarına sopayla vuruşu gösterilmektedir.

Resim. 03.05: Akbabalar Steli

Küçük sanat eserleri arasında çivi yazılı kil tabletler ve kireç taşından yapılmış silindir mühürler vardır.

Ur kral mezarlarında bulunmuş hançerler, sofra ve süs eşyaları, levhalar, müzik aletleri, ileri bir uygarlığın işaretleridir.

Sümer saray avlularını süsleyen resimlerde dini törenler, ağaçlar, kuşlar, çiçeklerle dolu bahçeler, kanatlı aslanlar, insan, hayvan ve bitkiler yer almaktadır. (Resim 03.06)

Keramik kaplar, stilize edilmiş hayvan figürleri ve geometrik motiflerle süslenmiştir.

Resim. 03.06: Sümer resmi

Yorum yapın