Medreselerin Kaldırılması

Osmanlı Devleti’nde ilköğretim, mahalle camileri bünyesindeki sıbyan okullarında yapılmaktaydı.

Sıbyan okulunda okuma, yazma ve temel dinsel bilgileri alan çocuklar, eğitimlerine devam etmek isterlerse medreselere gidiyorlardı. Bu medreseleri bitirenler, büyük şehirlerde eğitim veren Fatih, Süleymaniye ve Selimiye Medreselerine devam ederek yüksek öğrenimlerini tamamlıyorlardı.

Azınlıkların ise kendi okulları vardı. Bu okullara devlet karışmıyordu. Özellikle on dokuzuncu yüzyılda, milliyetçilik akımının etkisi ile bu okullar Osmanlı Devleti aleyhine hareket eden merkezler hâline gelmişti.

Bu arada Fransız, İtalyan, Amerikan, Alman ve İngilizlerin Osmanlı sınırları içinde çeşitli özel okulları da bulunmaktaydı. Tanzimat’tan sonra Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde çağdaş anlamda öğretim veren ilkokullar, rüştiyeler (ortaokullar), idadiler (liseler) ve darülfünun (üniversite) kurulmuştu.

Görüldüğü üzere, eğitim alanında tam bir karmaşa vardı. Yeni kurulan Türk Devleti’nin gelişmesi için eğitim ve öğretimde birliğin sağlanması önemli bir koşuldu. Millî bir eğitimin gerçekleştirilmesi amacıyla çağ dışı bazı öğretim kurumlarının kaldırılması ve diğerlerinde de birlik sağlanması gerekmekteydi.

Ayrıca okulların bağlı bulundukları kuruluşların farklı olması yüzünden, programlarında birliktelik sağlanması da mümkün değildi. Medreseler Evkaf Bakanlığına, Batılı tarzdaki okullar Maarif (Millî Eğitim) Bakanlığına, yabancı devletlerin açtıkları okullar elçiliklere, azınlık okulları ise kiliselere bağlı olarak eğitim veriyordu.

Sıbyan okulunda eğitim

Osmanlı Devleti’nin Kuruluş ve Yükselme Dönemlerinde dinî ve fen bilimleri alanlarında önemli hizmetlerde bulunan medreseler, zaman içinde kuruluş amaçlarından uzaklaştılar. Bundan dolayı çağdaş dünya ile eğitim alanında rekabet edebilmek için medreselerin kaldırılmasına karar verildi. 2 Mart 1924 tarihinde alınan bir kararla medreselerin eğitim ve öğretim faaliyetlerine son verildi.

Bu düzenleme ile Türk milletinin çağdaş uygarlık yolunda ilerlemesinde akli ve bilimsel alandaki çalışmalar önem kazandı. Ülke genelinde yeni bir düzenlemeye gidilerek laik eğitime geçiş önemli ölçüde sağlanmış oldu. Eğitimde birliğin sağlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisinde 3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Eğitim ve Öğrenim Birliği) Yasası kabul edildi.

Bu yasa ile,

  • Medreseler kapatıldı.
  • Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün okullar, Millî Eğitim Bakanlığına bağlandı.
  • Azınlık okulları ile yabancı okullara, Türk öğretmenler tarafından Türkçe, tarih, yurttaşlık bilgisi ve coğrafya dersleri okutulması zorunluluğu getirildi.
  • Sıbyan okullarının eğitimine son verildi.
  • Yurt çapında çağdaş ölçülerde eğitim veren ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteler kuruldu.
  • Öğrencileri meslek sahibi yapmak için sanat okullarının yanı sıra ticaret üzerine eğitim veren okullar açıldı.

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul ettiği ilkeler doğrultusunda eğitim ve öğretim yapılmaktadır.

Yorum yapın