Medeni ve Birleştirici Tarih Görüşü, Atatürk’ün Tarih Anlayışı

Tarih, kültürün vazgeçilmez bir ögesidir. Bir milleti birleştiren unsurların en değerlisi ortak bir tarihtir.

O hâlde, bir milletin birliğini sağlayan temel taşların en kıymetlisi millî tarihtir. Bu yüzden uygar dünya içinde hak ettiği yeri arayan Türk milletinin de çağdaşlaşma ve gelişmesi için millî tarihini çok iyi bilmesi ve öğrenmesi gerekir.

Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda açılan Tarih Sergisi’nde Ahlatlıbel kazıları ile ilgili belgeleri incelerken (1937)

Atatürk, Türk milletinin en eski dönemlerden beri uygar bir biçimde yaşadığına ve uygarlığın gelişimine katkıda bulunduğuna inanıyordu. Atatürk’ün tarihe önem vermesinin nedeni, tarihin millet hayatında birleştirici bir değere sahip olmasındandır. Tarihe bağlılık bir milletin kaynaşmasında, birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşamasında son derece önemlidir.

Atatürk’ün Türk tarihi üzerinde durmasının sebebi; tarihin toplumda millî bilinci geliştirici ve insanları birleştirici özelliğinin olmasıdır. Ona göre millî tarih, yaşanmış parlak bir geçmişe millî gurur ve bilinci katarak geleceğe güvenle bakmamızı sağlar.

Atatürk’ün tarih anlayışının temelini millî kültür oluşturmaktadır. Uzun zaman içerisinde ortaya çıkan bu birikim, Türk milletinin özünü ve değerlerini oluşturmaktadır. Yine ortak tarih sonucunda millî duygu ve tarih bilincine kavuşulabilir. Atatürk bu konuda şu sözleri söylemiştir:

“Türkleri bütün dünyaya geri bir millet olarak tanıtan anlayış, bizim de içimize girmiştir. Dört yüz çadırlık göçebe bir boydan bir imparatorluk ve millet tarihini başlatmak suretiyle imparatorluk zamanında Türklerin anlayışı da bu noktadaydı. İlk önce millete, tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün uygarlıkların anası olan bir ileri milletin çocukları olduğunu öğretmeliyiz.” (Ahmet Bekir Palazoğlu, Atatürk’ün Eğitim ile İlgili Düşünceleri, s. 255.)

Yorum yapın