Kur’an-ı Kerim’e Karşı Vazifelerimiz Nelerdir?

Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed’e(s.a.v.) yaklaşık olarak 23 yıllık bir süreçte indirilmiş son ilahi kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in son ilahi kitap oluşu, onun hükümlerinin kıyamete kadar yaşayacak olan bütün insanlar için geçerli olduğunu ifade eder. Yüce Allah(c.c.) Kur’an-ı Kerim’de insanların dünya ve ahiret saadetlerini sağlayacak olan inanç esaslarını, ibadetleri ve ahlak ilkelerini bildirerek bunlara riayet edilmesini ister.

Kur’an-ı Kerim’in, Allah’ın(c.c.) sözü olduğuna iman etmek ona karşı vazifelerimizin başında gelir. Daha sonra onun hiçbir değişiklik ve bozulmaya uğramadan günümüze kadar ulaştığına iman etmek gerekir. Yüce Allah(c.c.) Kur’an-ı Kerim’de Hicr suresi 9. ayette bu konuda şöyle buyurur; “Kur’an’ı kesinlikle biz indirdik elbette onu yine biz koruyacağız.”

Kur’an-ı Kerim bütün insanlığın hayat kılavuzudur. Bu dünya ve ahiret saadetinin kaynağıdır. Yüce Allah’ın(c.c.) bir hidayet rehberidir. Bu yüzden hayatımızı anlamlı kılmak için Kur’an-ı Kerim’i okumalıyız. Ondaki mesajları anlamaya çalışmalı ve hayatımızın her aşamasını onunla şekillendirmeliyiz. Onu okumanın ve anlamaya çalışmanın bir ibadet olduğunu unutmamalıyız.

Kur’an-ı Kerim’i okumanın fazileti ile ilgili Fâtır suresi 29-30.ayetlerde şöyle buyrulur: “Allah’ın kitabını okuyanlar, namazını kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah için gizli ve açık sarf edenler asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını verir. Şüphesiz o, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir”

Kur’an-ı Kerim’i okurken ve anlamını öğrenirken ona karşı daima saygılı ve edebli olmalıyız. Onun Allah’ın(c.c.) kelamı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Örneğin, abdestli olarak okumak ona karşı saygının ve edebin  bir göstergesidir. İnsanlar tarafından  yazılan  normal  bir kitap olmadığını, ilahi yönü olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

Peygamber Efendimiz(s.a.v.) Kur’an okumak için bir araya gelenlerle ilgili şöyle bir müjde vermektedir: “…İnsanlardan bir grup, Allah’ın evlerinden bir evde toplanırlar. Allah’ın kitabını (Kur’ân’ı) okurlar ve onu aralarında konuşarak manasını anlamaya çalışırlarsa, üzerlerine sükûnet (huzur ve gönül rahatlığı) iner, onları rahmet kaplar ve melekler onların etrafını kuşatır…”(Ebu Dâvud, Vitr, 14.)

Kur'an-ı Kerim'e Karşı Vazifelerimiz

Bir Müslümanın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifeleri:

  • Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın (c.c.) sözü ve son ilahi kitap olduğuna inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’in bozulmadan, değişmeden günümüze ulaştığına inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i okumanın ibadet olduğuna inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i okumak için bedenen, ruhen ve kalben hazırlık yapmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i hükümlerinin kıyamete kadar devam edeceğine inanmak.
  • Kur’an-ı Kerim’e karşı daima saygılı ve edebli davranmak.
  • Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışarak ve düzgün bir şekilde okumak.
  • Kur’an-ı Kerim ayetlerini hayatımızın her alanında uygulamaya çalışmak.

Yorum yapın