Konfüçyanizm’in Tarihçesi | Konfüçyanizm’in İnanç Sistemi

Konfüçyanizm’in Tarihçesi

Çin’in yerli ve millî dinlerinden biri olan Konfüçyanizm, Konfüçyüs‘ün öğretilerine dayanır. Konfüçyanizm, “önceki dönemlerden beri Çin’de var olan tabii dinin üzerine perçinlenmiş bir ahlak sistemi” olarak da tanımlanmıştır.

Konfüçyüs, MÖ 551‘de, Çin’in Tsou şehrinde dünyaya gelmiştir. Ona verilen Konfüçyüs ismi, Kung Fu-Tzu’nun (Üstad veya Filozof Kung) Latincesidir.

Konfüçyanizm haritası
Konfüçyanizm haritası

Konfüçyüs tarafından kurulan Konfüçyanizm; Çin’de, âlimlerin, ediplerin, bürokratların, prenslerin ve imparatorluk ailesinin dini kabul edilmiştir. Bu din, Vu-ti (MÖ 140-87)  döneminden  1912  yılına  kadar “devlet dini” olarak tanınmıştır. İmparator, başrahip sıfatı ile, ahlaki-siyasi kültü, gelenekleri, dinî tören ve âdetleri devam ettirmiştir.

Günümüzde 350 milyon civarında Konfüçyanizm dininin mensubu bulunmaktadır. Bunların büyük bir kısmı Çin’de geri kalanları ise Kore, Vietnam, Tayland, Tayvan ve Japonya’da yaşamaktadır.

Konfüçyüs’ün hayatı yoksulluk içinde geçmiştir. On beş yaşından itibaren kendini ilme vermiş ve yirmi yaşında iken açtığı okulda öğrenci yetiştirmeye başlamıştı. Onun hedefi yeni görüşler ortaya koymak değil, eskilerin hikmetli sözlerini aktarmaktı. Konfüçyüs, eski bilgelerin erdemlerini yeni nesillere aktarmak suretiyle geçmişin seçkin idarecilerinin, Çin’e barış ve huzuru nasıl getirdiğini göstermeyi amaçlamıştır.

Bunun gerçekleşmesinin ise, ancak erdemli ve ahlaki örneklikle yönetilen iyi bir devlet ve hiyerarşik bir toplum anlayışı ile mümkün olduğunu savunmaktaydı. Bu yapının tepesinde imparator, ortasında bakanlar ve en altında halk bulunmaktadır. Buna denk bir hiyerarşik yapı da ailedir. Bu yapıda baba-oğul, koca-eş, büyük kardeş-küçük kardeş, hoca-öğrenci ve arkadaş-arkadaş ilişkileri yer almaktadır.

Konfüçyüs heykeli
Konfüçyüs heykeli

Konfüçyüs’ün etkisi, öğrencisi Tseng-Tzu, torunu Tzu-Ssu, en büyük takipçisi Mensiyüs’ün öğretileri sayesinde, ölümünden kısa bir süre sonra artmaya başlamıştır. Konfüçyüs’ün, ahlaki ve politik etkileri, Han Hanedanlığı Dönemi’nde (MÖ 206-MS 225) giderek artmaya başlamıştır.

Daha sonra Konfüçyüs’ün öğretileri, imparatorluk törenleri ve imparator tarafından Gök’e (T’ien) yapılan ibadetle irtibatlandırılmaya başlanmıştır. Çin yönetimine bağlı bütün bölgelerde Konfüçyüs’e de ibadet edilmesi emredilmiştir. Böylece Konfüçyanizm, Çin’in millî dini hâline gelmiştir. Bunun sebebi ise Konfüçyüs’ün, Çin imparatorunu “Göğün Oğlu” olduğu şeklindeki tasavvurunu dinin merkezine yerleştirmesidir.

Konfüçyanizm’in İnanç Sistemi

Konfüçyüs, öğretilerini bir tanrı fikrine dayandırmamış, ancak zamanındaki yaygın inanca da saygılı olmuştur. Çin’de yaygın olan ve “Şangti” diye adlandırılan yüce Tanrı inancı Konfüçyanizm’de de devam etmiştir.

Konfüçyüs bu yüce varlığı ifade etmek için “T’ien” kelimesini kullanmayı tercih etmiştir. Ona göre T’ien, tabiat düzeninin yöneticisi, her şeyin üstündeki varlık ve yaratıcı kudrettir. T’ien’e iyiliğin kaynağı olarak saygı göstermiş, emrini öğrenmiş, onun da kendisini anladığına inanmıştır.

Konfüçyanizm'in Sembolü
Konfüçyanizm’in Sembolü

Konfüçyanizm’de Tanrı, düşkünleri korumak için hükümdarlar; Tanrı yolunda insanlara yardımcı olmaları ve ülkenin her yanında huzuru sağlamaları için öğretmenler göndermiştir. O; yücedir, yerdeki insanlara hükmeder, kötüler çoğalınca hükmü amansızdır. Ölüm ve hayat, zenginlik ve şeref Tanrı’nın işidir. Tanrı her şeyi açıkça görür ve bütün işlerde insanlarla beraberdir.

İyi insanlara uzun ömür bahşeder, fazilete mükâfat verir. Fazilet ise dört kısımdan meydana gelmektedir. Bunlar: İnsan sevgisi, adalet, emredilen merasime riayet ve bilgidir. İnsan, bu dört asli fazileti bir arada toplayarak onlara göre hareket ederse, bahtiyarlık ve saadet kazanacaktır. İnsan aynı zamanda göğün emrine göre hareket etmelidir.

Yorum yapın