Komünitede Tür İçi ve Türler Arasındaki Rekabet – Av-Avcı İlişkisi

Belirli bir yaşam kaynağı için aynı türden bireyler ya da farklı popülasyonlar kendi aralarında rekabet hâlindedir. Genellikle gelişmeleri ya da hayatta kalmaları için sınırlı olan kaynaklar, komünitedeki canlı top­luluklarını rekabete iter. Örneğin bahçedeki ayrık otları topraktaki mineral ve su için hem birbiriyle hem de bahçedeki diğer bitkilerle rekabet içindedir. Rekabette iki taraf da zarar görür. Ancak görülen zarar derecesi farklı olabilir. Rekabet sonucu taraflardan biri yok olabilir.

Bir türün bireyleri arasındaki rekabet tür içi rekabet olarak adlandırılır. Türün bireyleri besin, ışık, yuva bulma ve saklanma gibi kaynaklar için rekabet eder. Tür içi rekabet popülasyon yoğunluğunu etkiler. Aynı türe ait bireylerin yoğunluğunun artması, tür içi rekabetin artmasına neden olur. Rekabet sonucu popü- lasyondaki birey başına düşen kaynak alımı, hastalıklara ve avcılara karşı dayanıklılık, büyüme ve gelişme oranları azalır.

Aynı türün bireyleri, ortak özelliklere sahip olduğundan ve benzer kaynakları kullandığından çevre ko­şullarına karşı benzer tepkiyi verir. Tür içi genetik çeşitlilik, bireylerin rekabet ortamında güçlü veya zayıf olarak yarışmasına ve farklılıkların oluşmasına neden olur. Örneğin uzun boylu mısırlar, aynı türün kısa boylu olanlarını gölgede bırakarak onları baskılar. Güçlü genç fideler, bodur ve yaşlı olanları gölgeleyerek yeterli ışık almalarını engeller.

İki veya daha fazla türün bireylerinin sınırlı olan aynı kaynağı kullanmaları sonucu gelişen rekabete türler arası rekabet denir. Türler arası rekabet, o komünitenin yapısı ve dinamiği üzerinde etkilidir. Tür içi ve türler arası rekabette canlının sınırlı kaynaklara erişiminin engellenmesi ve kaynak paylaşımı şeklinde iki ana mekanizma görülür.

1934 yılında Rus ekolog Gause (Gaus) iki silli türü arasındaki rekabeti deneylerle izlemiş ve sonuçlarını yayınlamıştır. Rus ekolog Paramecium aurelia (Paramesyum aurelya) ve Paramecium caudatum (Parames- yum kaudatum) türlerini sabit koşullarda bir miktar besinle her gün besleyerek yetiştirmiştir. Her iki para- mesyum popülasyonu da taşıma kapasitesine ulaşınca grafikteki gibi bir lojistik büyüme eğrisi elde edilmiştir.

P. aurelia ve P. caudatum’un ayrı ortamlarda büyüme eğrileri
P. aurelia ve P. caudatum’un ayrı ortamlarda büyüme eğrileri

Her iki tür birlikte aynı ortamda yetiştirildiğinde P. aurelia türü besin elde etme bakımından diğer türe üstünlük sağlamış ve P. caudatum türü yok olmuştur. Türler arasında herhangi bir saldırı ya da zararlı kimyasal madde salgılanmadığı hâlde bir türün diğerine göre ortamdaki sınırlı besin maddelerini daha etkin kullanması diğer türün birey sayısının azalmasına neden olmuştur. Küçük bir üreme avantajı bile diğer rakibin yok olmasına neden olabilir. Buna rekabette elenme (dışlanma) denir.

P. aurelia ve P. caudatum’un bir arada yetişmesi durumu
P. aurelia ve P. caudatum’un bir arada yetişmesi durumu

Aynı tip habitatlarda bulunan ve aynı tip besinlerle beslenen çöl karıncası ve bal küpü karıncası arasında da engelleme tipi rekabet görülür. Çöl karıncası, bal küpü karınca yuvalarının girişini küçük taşlarla kapa­tarak onların besinlere ulaşmasını engeller.

Türler arasında rekabetten kaynaklanan baskılar, rekabet eden türlerin kaynakları kullanım biçimini değiştirebilir. Bunu anlamak için ekolojik niş kavramını bilmek gerekir. Ekolojik niş; canlının büyümesi, üremesi ve yaşamını sürdürebilmesi için kurduğu ilişkiler ve ekolojik işlevdir. Canlının çevresindeki biyotik ve abiyotik kaynakları nasıl kullanıp ekosisteme nasıl uyum sağladığını belirtmek için ekolojik niş kavramı kullanılır. Genellikle nişleri aynı olan iki tür bir komünitede bulunmaz. Ancak ekolojik nişlerinde zaman içinde değişiklikler ortaya çıkarsa aynı komünite içinde yer alabilir.

Aynı kaynakları kullanan iki türden birinin doğal seçilim yoluyla kaynak kullanım biçimini değiştirmesi kaynak paylaşımı olarak adlandırılır. Aynı habitatta aynı besin kaynaklarını kullanan iki fare türü olan Kahire dikenli faresi [(Acomys cahirinus), (Akomis kahrinus)] ve altın dikenli fare [(Acomys russatus), (Akomis rusatus)] Ortadoğu’da ve Afrika’da kayalık alanlarda yaşar. Birlikte yaşadıkları dönemde Kahire dikenli faresi gece aktifken altın dikenli fare gün boyu aktiftir. Aslında altın dikenli fare de gece aktif olacakken diğer fare türüyle aynı ortamda yaşayabilmek için biyolojik saatini değiştirmiştir.

Kaynak paylaşımı, türlerin bir arada yaşamasına izin verse de ekolojik nişin değişmesi canlılarda davranış ve morfolojik değişimlere yol açar. Buna karakter kayması adı verilir. Galapagos takımadalarındaki ispi­noz kuşları kaktüs nektarlarıyla beslenir. Kaktüs çiçekle­rinin tek tozlaştırıcısı ispinoz kuşlarıdır.

Bazı adalarda ispinoz kuşları kaktüs nektarı için marangoz arısıyla rekabet hâlindedir. İspinoz kuş­ları, rekabette olmadıkları adalarda daha küçük kanat açıklığına sahip­ken rekabette oldukları adalarda daha büyük kanat açıklığına sahiptir. İspinozların arılarla girdiği besin rekabeti morfolojilerinin değişmesine yol açmıştır.

Kaktüs nektarıyla beslenen ispinoz
Kaktüs nektarıyla beslenen ispinoz

Av-Avcı İlişkisi

Besin olarak serbest bir biçimde diğer canlıları yakalayıp yiyen hayvanlara avcı (predatör) denir. Bir be­sin ağında av-avcı ilişkisi sık rastlanan ilişkilerdendir .

Av ile avcı arasındaki bu ilişki tipik bir “+, ” ilişkisidir. Avcı yarar görürken av zarar görür. Av ve avcı sayısı değişkendir. Genel olarak av olan canlı sayısı, avcı sayısından fazladır. Avcı popülasyonunun büyük­lüğü, avı tarafından belirlenebilir. Bir komünitede av olan canlıların biyokütlesi ne kadar fazla ise avcı olan canlıların besini de o kadar fazladır. Av miktarının artması avcı sayısını artırır. Avcı sayısının artması ise bir süre sonra av olan canlıların azalmasına neden olur.

Av miktarının azalmasından ise avcılar olumsuz etki­lenir. Besin azlığında avcıların sayısı azalır. Dolayısıyla av olan canlıların düşmanları azalmış olur. Av-avcı ilişkisiyle ilgili grafiklerde birbirini izleyen inişler ve çıkışlar gözlenir. Grafikte vaşak ile kar tavşanının yıllara göre sayısal değişimi verilmiştir.

Vaşak ve kar tavşanı sayılarındaki yıllara bağlı değişim
Vaşak ve kar tavşanı sayılarındaki yıllara bağlı değişim

Avcıların çoğu avını bulabilmek için keskin duyulara, avını kontrol edebilmek için pençe, diş, iğne, zehir gibi adaptasyonlara sahiptir. Oldukça çevik olan avcılar çevreye iyi gizlenir. Avlar ise saklanma, uçma, sürü ya da grup oluşturma gibi davranışlara sahiptir. Avlanmaktan kurtulmak için çeşitli morfolojik ve fizyolojik adaptasyonlar geliştirir.

Huş ağacının gövdesindeki güve
Huş ağacının gövdesindeki güve

Örneğin balon balıkları etobur balıklardan kurtulmak için bol miktarda su alarak vücut dikenlerini dik konuma getirir. Çeşitli kimyasallar salgılamak, bulunduğu ortama kamufle olmak, parlak renklere sahip olmak ya da zehirli türleri taklit etmek, av olan türlerin kendini savunma yöntemle- rindendir. Güve, huş ağacının gövdesinde kendisini kamufle eder. Zehirli ok kurbağası sahip olduğu zehir sayesinde düşmanlarına karşı kendini savunur.

Zehirli ok kurbağası
Zehirli ok kurbağası

Yorum yapın