İslamiyetin Türk Milli Varlığındaki Önemli Rolü Nedir?

Öncelikle İslamiyetin Türk milli varlığındaki önemli rolü öncesine bakalım. Türkler, Müslüman olmadan önce, gerek Türkistan’da gerekse yayıldıkları ülkelerde, Budizm, Maniheizm, Musevilik ve Hıristiyanlık gibi dinleri kabul etmişlerdir.

Ancak bu dinleri kabul kısmen olmuş ve büyük Türk kitlesi, kendi Gök Tanrı dinlerine bağlı kalmışlardır. Türklerin kısmen de olsa kabul ettikleri bu dinlerin ortaya koyduğu nizam, onların töre ve yaşayışlarına uymadığı için kısa zamanda millî benliklerini kaybetmişlerdir.

İslamiyetin Türk Milli Varlığındaki Önemli Rolü

Göktürk Hakanı Bilge Kağan, veziri Tonyukuk’tan, bir Budist mabedinin yapılmasını istediği zaman, bilge vezirin ona verdiği “ Savaşı ve hayvan eti yemeyi yasaklayan ve miskinlik telkin eden bu dinin kabulü, Türkler için felaket olur.” cevabı, bunu bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.

Büyük Vezir Tonyukuk’un bu sözlerinin bir kehanet olmadığını tarih göstermektedir. Museviliği kabul etmiş olan Hazarların, Hıristiyanlığı benimsemiş olan Bulgar ve Macarların bugün için Türklüklerinden bahsedilemez.

İslamiyet’in kabulü, Türklere yeni bir ruh ve kuvvet vermiş, Asya steplerinden Avrupa içlerine kadar uzanan sahalarda büyük ve uzun ömürlü devletlerin kurulmasında başlıca etken olmuştur.

Müslüman Oğuzların, Hz. Muhammed(SAV)zamanından beri asırlarca gerçekleştirilemeyen Anadolu’nun fethinde ve burasının ikinci bir Türk vatanı olmasında, Osmanlı Devleti gibi dünya tarihinin en büyük ve en uzun ömürlü devletlerden birinin kurulmasında İslam dininin oynadığı rol, son derece önemlidir.

İslam dininin ortaya koyduğu nizam ile Türk töre ve yaşayışı birbirine uyduğu ve birbirini tamamladığı için Türkler, millî varlıklarını devam ettirmişlerdir. İslam dinini kabul etmiş olan Türk boylarından hiçbiri, diğer dinleri kabul edenler gibi varlıklarını kaybetmemişlerdir. (Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi C : 6 sf: 53-54)

Yorum yapın